29.Bölüm: Kavuşma

13K 379 8
                                    








"Eğer bu gün de gelemedim dersen, ben kalkıp geleceğim ve seni kulağından tuttuğum gibi buraya getireceğim Barbaros!" Genç kadının sözlerine karşılık karşı taraftan gelen kahkaha sesi Hazan'ı güldürdü. Ama içten içe tedirgindi de. Yine gelemeyeceğini söylemesini istemiyordu. 

"Hadi güzelim, aşağı in de seni kafeye ben bırakayım." Hazan duydukları ile pantolonunun fermuarını bile çekmeden hemen cama koştu. Aşağıda Barbaros'un arabasını görünce rahatlayıp gülümsedi. "Tamam bekle. Beş dakikaya iniyorum." Telefonu kapatıp fermuarını çekti ve çantasını da alıp annesiyle vedalaşarak evden çıktı. Koşturarak merdivenleri indi ve arabanın yanına gitti. Kapıyı açtığı gibi kendini koltuğa attı ve arkasından kapattı.

Yüzünü Barbaros'a dönünce gülümsedi ve daha adam ne olduğunu anlayamadan ileri atıldı. Dudakları birleşti ve Hazan özlemle adamın dudaklarını emmeye başladı. Genç adam kendine gelir gelmez kadını belinden tutarak kucağına çekti ve bir elini ensesine koyarak öpüşüne karşılık verdi.

 Öyle özlemişlerdi ki...

Hazan dudaklarının üzerindeki dilin baskısı ile ağzını açtı. Dilleri birleştiği anda genç kadın boğazından gelen inlemeyi bastıramayarak kendini adama iyice yasladı. Barbaros'un belindeki eli yavaşça göğsüne çıktı ve sol göğsünün sıkılması ile inleyerek adamın saçlarını çekiştirdi. Ne de çok özlemişti. Dudaklarının, kollarının verdiği hissi. Sıcaklığını. Yanında olduğunu hissettirebilmesini.

 İyice ruh hastasına bağlamıştı sanırım. Çünkü bu kadarı hiç de normal değildi.

Nefes nefese geri çekildiğinde gülümseyerek elini adamın kirli sakallı yüzünde gezdirdi. "Her ayrı kalışımızda böyle karşılanacaksam, ben bunu sürekli yaparım güzelim." Hazan yüzündeki elini adamın dudaklarının üzerine kapattı.

"Hayır. Gitme bir daha burada kal." Barbaros dudaklarının üzerindeki eli tutarak avucunu öptü. Sonra bileğini, ve parmaklarını teker teker öptü. Hazan elinin her yanında hissettiği dudaklar ile ürperdi.

"Tamam gitmem merak etme. Bende sizden ayrı kalmak istemiyorum." Hazan'ın elini bırakarak kadının çenesini tuttu ve dudaklarının büzüşmesini sağladı. "Ne kadar özledim var ya!" İleri atılıp büzülmüş dudakları öptü. Genç kadın anlık ve ani öpücüğün etkisinde kaldı. Tam karşılık vereceği sırada ise adam bir anda geri çekildi.

 "Geç kalmak istemezsin sanırım." Genç adamın yüzündeki sırıtış, kadının ifadesindeki sersemlikten hoşlanmış gibiydi.

 "Hı hı. Tabi."

 Sonra Barbaros'un yardımı ile yan koltuğa geçti. Yola koyuldular. Barbaros yol boyunca yatını satabildiğini ve Ankara'dan bir ev aramaya başlayacağını anlattı. Halil ile diğer dostları ile geçirdiği vakti ve onların Hazan'ı tanımak istediğinden bahsetti. Hazan ise onun yokluğunda geçirdiği onsuz ama yine de güzel vakitlerden bahsetti. Bu süre zarfında çoktan kafeye gelmişlerdi. Genç adam halbuki hızlı kullanmamıştı. Yol ne zaman bitmişti!

"Seni bırakmak istemiyorum. Bugün ekemez misin?"

"Hayır. Nil ile Kerem'e izin verdim, İstanbul'a gittiler. Ama akşam buluşalım. Beni sen al."

"Tamam. Akşam görülürüz o zaman." Hazan tam inecekti ki son anda aklına gelen ile tekrar genç adamın yüzüne baktı. "Unutuyordum neredeyse. Cuma akşamı bize gel. Annem ve İlkyaz seninle tanışmak istiyor. Gerçi ablam ile tanışmıştın ama işte, kendisi konuşmaya adam arıyor." Hazan gülerek Barbaros'un başını onaylarcasına sallamasını izledi. "Olur. Bende onlarla tanışmak isterim."

SANDAL +18 (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now