Genç kadın otele nasıl geldiklerini hatırlamıyordu. Adam arabayı öyle hızlı kullanmıştı ki, bir an tekerlerin yere değmediğini zannedip camdan dışarı bakıp yolu görünce rahatlamıştı.
Otele giriş yapıp asansöre bindiler ve dördüncü kata çıktılar. Barbaros elini asla bırakmıyor, her an ortadan kaybolacakmış gibi sıkıca tutuyordu. Ve onun bu tavırları, aceleci ve istekli oluşu genç kadının kanını iyice kaynatıyordu.
Genç adam kapıya kartı yerleştirip kapıyı açtı ve Hazan'ı da içeri çekip odaya girdiler. Odaya yayılan ışık ile Hazan kendini genç adamın kucağında buldu. Yüzündeki gülümsemeye engel olamıyor, mutluluğunu göstermekten çekinmiyordu. Mutluydu, bir bebeği vardı. Mutluydu, bebeğinin babası yanındaydı.
Barbaros genç kadını yatağa götürdü ve yatırdı.
Üzerindeki fazlalıklardan kurtulup pantolon ile kalan adam, Hazan'ın üzerindekileri hızlıca çıkarttı. Onun bu aceleci tavrı genç kadını daha çok güldürüyor ve heyecanlandırıyordu. Gülümsemeden duramıyordu. Çamaşırları ile kalan kadın, adamın boynuna kollarını dolayarak kendine çekti ve dudaklarını birleştirdi. Birbirlerinin dudaklarını sömürüyor, hırpalayarak öpüyorlardı. Özlem ve hırçınlıkları baş göstermiş, eyleme dökmüşlerdi.
Hazan ağzının içine giren dil ile genç adamın ağzına doğru inledi. Bundan tatmin olan Barbaros altındaki pantolonu çıkartıp çamaşırı ile kaldı ve yatağa çıkıp genç kadının üzerine uzandı. Kadını belinden kaldırarak yatakta daha rahat bir pozisyon almalarını sağladı. Tekrar dudakları birleşti. Hazan onu öpmekten asla bıkmazdı. Çok güzel tadı vardı ve adamın sert tutumuna bayılıyordu!
Barbaros'un elleri kopçasına gidip açtı ve göğüslerinin arasındaki bez yeri boyladı. Barbaros dudaklarını çekiştirerek uzaklaştı ve alev alev olan gözlerini genç kadına dikti. "Seni ne kadar özledim tahmin edemezsin. Sana dokunmayı, hissetmeyi." Genç adam başını aşağı indirip bir göğsünü ağzına aldı ve derince emerek dilini göğüs ucunda oynayarak dişlerini sürttü ve çekiştirerek geri çekildi. "Özellikle bunları. Bunlar...mükemmeller! Ve görmeyeli bayağı büyümüşler." Hazan duydukları ile bacaklarının arasındaki kasılmaları da karıncalanmaları da kontrol edemiyordu. Adam, gözlerini göğüslerine dikmiş sanki onlarla her an konuşmaya başlayacak 'sizi çok özledim' tarzı bir şeyler söyleyecekmiş gibiydi.
"Bakma öyle!" Hazan o bakışlardan çekinmişti! Aslında yapısı nedeniyle utangaç biri değildi, hatta babası ona 'utanmaz kızım' der dalga geçerdi. Ama Barbaros'un karşısında içi kıpır kıpır oluyor, dikkatli ve alev alev bakışlarını gördükçe uyuşuyordu genç kadın.
"Ama bakmadan duramam ki. Tenin, kokun, ruhun! Özlemimi gidermeme engel olamazsın güzelim." Boğuk çıkan sesi tüm samimiyetini yansıtıyordu. Tekrar göğüslerine döndü. "Ve siz hanımlar! Sizleri de çok özledim! Ne kadar güzelleşmişsiniz görmeyeli!" İşte, tam da Hazan'ın aklından geçenler olmuştu. Genç kadın, adamın söyledikleri ile kahkaha attı. Gülünce sallanan göğüsleri genç adamın daha çok sertleşmesine sebep oldu. Adam tekrar eğilip göğsünü ağzına aldı ve emmeye başladı.
Hazan'ın göğüsleri hamilelik nedeniyle hala fazlasıyla hassastı. Kıvranmadan duramıyordu. Barbaros dişlerini batırınca bacaklarının arası hazdan titremişti ama göğsü acıdığı için dudaklarının arasından bir çığlık çıktı.
"Canın mı yandı?" Barbaros durmuş, endişeyle Hazan'a bakıyordu.
"Hassaslar. Özel ilgi istiyorlar." Genç kadının fısıltı şeklinde söylediği sözleri ile Barbaros gülerek dişlerini geçirdiği göğsünde dilini gezdirmeye başladı. İlk önce yalıyor, ardından sıcak nefesini vererek dudaklarının iç ıslak kısmını gezdiriyordu. O kadar sinir bozucu bir durumdu ki, eğildiğinde yetişerek iki büklüm olacak olmasa Hazan kendisi göğüslerini hallederdi! Resmen oynuyordu kendiyle!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SANDAL +18 (TAMAMLANDI)
General Fiction"Bir sandal mı? Yani her tarafı çürümüş tahta parçası bir sandal mı bizi kurtaracak? Boş versene." Genç kadın başka bir çıkış yolu düşünmeye başladı. Ona neden katılıyordu ki! Bunun aptalca bir hata olduğunu kabullenmek istemese de, durumun gerçekli...
