21.Bölüm: Randevu

8.8K 420 40
                                    







On dakika sonra siyah spor bir araba Hazan'ın yanında durmuştu. Barbaros hemen arabadan çıkıp Hazan'ın yanına gitti. "Beklettim mi? Trafik vardı güzelim, özür dilerim."

Hazan'ın kalbi her an lap diye atlayıp kaldırıma yapışabilirdi.

 Koyu kotu ve siyah tişörtünün üzerine giydiği deri ceketi ile o arabadan inişi, genç kadının yanına sert adımlarla gelişi ve ah... o söylediği sözler! Genç kadın hemen şuraya yığılacaktı az kalsın.

 Ama kendinden taviz vermeyecekti değil mi? 

 Ağzından akan salyalarını dudaklarını birbirine kapatarak engelledi ve yutkunarak boğazını temizledi. Genç adam Hazan'ın yanına gelmeden genç kadın arabanın yanına ilerledi. Arabanın yanına gittiler ve Barbaros genç kadının kapısını açıp onu oturtmuştu. Arabanın etrafından dolanıp sürücü koltuğuna geçti ve çalışır halde olan arabayı hareket ettirdi.

Fazla mı düşünceliydi? Bunda o sabah yaşanan yakınlaşmanın etkisi neydi peki? İçten içe Hazan'ın takdirini kazanmıştı genç adam. Ayrıca şu lanet yelkenleri suya indirmiyor, tutup parçalıyordu resmen! Kendine gelse iyi ederdi. Kolay olmayacağını söylemişti adama. Şimdi ise gayet ılımlı davranıp duruyordu!

"Halil'in selamı var. Acelesi olduğu için gitmek zorunda kaldı."

"O burada mıydı?"

"Evet. Arabamı getirdi sağ olsun. Ama işleri vardı, gitmesi gerekti."

Hazan arabayı kiralık sanmıştı. Demek Halil arabasını getirmişti. Barbaros'un durumu çok iyiydi. Yatta yaşıyordu ve bu içinde gittikleri arabada kendi evinden bile pahalıydı. Ki Hazan'ın evi oldukça lükstü! Değirmenin suyunu merak etmişti ama bunu soracak kadar samimiyetleri yoktu. O an güldü. Yanındaki adamdan hamileydi ama gelirini sormak için samimiyet arıyordu. Ne ironiydi ama!

"Barbaros, yanlış anlama ama hep burada mı kalacaksın?" Hazan gözlerini adamın yüzünden ayırmadı. Zaten çatılan kaşlarını fark eder etmez direkt açıklama ihtiyacı duydu. Yanlış anlamıştı işte! "Yani demek istediğim, senin tüm yaşantın orada. İşin, evin, ortamın. Burası sana çok yabancı. Düzenin yok, rahatsızsın. Bu konuda ne düşünüyorsun?" Olabildiğince açık konuşmaya çalışmıştı. Adamın alınmasını veya istenmediğini düşünmesini istemiyordu. Çünkü Hazan kendisini fazlası ile istiyordu!

"Bilmiyorum. Daha düşünmedim." Neyse ki yüzündeki alınmışlık ifadesi yok olmuştu. Ama ciddi konulardan konuşmak istemiyordu adam. 

"Ne demek düşünmedim. Geldiğinden beri ne yapıyorsun?" Gülerek sorduğu sorunun cevabını korkarak bekledi Hazan. Barbaros'tu bu. Ne çıkacağı belli olmazdı.

"Yaptığım yanlışı nasıl düzeltebileceğimi düşündüm durdum geldiğimden beri. Emin ol kendimden nefret ediyorum sana yaptığım şey yüzünden. Ama dürüst olayım, bugün onu da düşünmedim. Bugün seninle ve bebeğimizle yapabileceğim bir şeyler bulmak için gezdim. Ve aklıma basit ama bize iyi gelecek bir şey geldi." Hazan'ın duydukları ile kalbi pır pır etti. Kendinden nefret ediyordu! Ve adam deliydi! Yaşantısını düşünmüyordu bile! Ama Barbaros, genç kadına öyle iyi geliyordu ki... Ankara'ya geldikten sonraki süreçte yaşadığı psikolojik çöküntü sanki yıllar öncesinde kalmış gibiydi.

"Peki ne geldi aklına?"

"Gidince görürsün. Az kaldı zaten."

Kalan yol sessizlik içinde geçti. Sonunda bir alışveriş merkezine gelmişlerdi. Barbaros otoparka girip arabayı park etti ve indiler. "Burada ne yapacağız?" Barbaros sadece gülümsedi ve Hazan'ı yürüyen merdivenlere yönlendirdi. Biraz sonra sinema salonunun önündeydiler.

SANDAL +18 (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now