💫Bölüm 34: Mahkeme💫

76 7 31
                                    

*Dün*

Başlarına gelenlerin bu kadar fazlasını kaldıramayan Tanjirou hırsla jandarma teşkilatına gitti. Norman'ı oradan çıkarken görür görmez de karşısına dikildi

Norman, Tanjirou'nun aksine umursamaz bir yüzle bakıyordu

''Yine mi sen? Bu seferki derdin ne? Yine tarlalar mı?''

Tanjirou yumruklarını sıktı. Kendini Norman'ın yakasına yapışıp paralamamak için zor tutuyordu. 

''HAYIR! TARLA DAVASINI KATBEKAT AŞAN BİR MESELE İÇİN BURADAYIM! Cidden, bu kadar mı küçülebildin?''

''Tanjirou! Jandarma teşkilatı önünde bağırma'' dedi hiçbir şey olmamışçasına Norman

''BAĞIRIRSAM NE OLUR ULAN!'' dedi üzerine yürüyerek

Norman o sırada kolundan yakaladı ve onu jandarma teşkilatı binasından uzaklaştırdı. Konuşabilmek için müsait bir yere geldiklerinde onu bir kenara fırlatır gibi attı

''Sen ne biçim bir insansın ha! Aşağılık! Köpek!'' deyip cübbesine yapışarak onu çekiştirdi

Ancak Norman bu saldırıya karşı koymuştu

''Hoşt! Haddini bil! Ray bütün suçu üstüne almazsa batacaksınız!''

''Senin kirli ellerinden çıkan parayı çöpüme bile sürmem ben!''

Norman'ın sert ve acımasız tokadı amansızca Tanjirou'nun yüzünde patladı

''Seni ucuz piç! Beni siz seçtiniz! Sen kimi neyle suçladığını sanıyorsun ha''

Tanjirou patlamış dudağından akan kanı sildi. Adeta burnundan soluyordu. 

''Sen çaldın demi! Muzan Kibutsuji'nin planlarını sen çaldın''

''Hah! Benim çaldığımı nereden biliyorsun?''

''Çünkü davet verildiği gece Ray evdeydi! Söyle onu suçlu göstermek için ne dolaplar çevirdin?''

''Bu işin benimle alakası var ya da yok. Sonuç itibariyle Ray suçlu bulundu''

''Lafı dolandırma Norman! Planları senin çaldığını biliyorum. Muzan'ın mahkemesinde yargılanman senin adını bir ifşa etmeme bakar''

''Öyle mi? Dokunulmazlığıma ne olacak o zaman? Ben sana söyleyim, meclis üyeleri de benim asıl kimliğimi bilen kişiler. Ayrıca, şeytan meclisiyle çoktan bu konuda anlaşmaya vardılar.'' dedi sinir bozucu bir gülümseme takınıp kollarını iki yana açarak

''Onları da mı satın aldın Tanrı'nın cezası? Aklınca Ray'e acı çektirerek, Emma'yı geri kazanmaya çalışıyorsun değil mi?''

Norman Tanjirou'nun Emma'yla olan geçmişini nereden bildiğini sorgulayacakken, Ray'le yakın olduklarını anımsadı

''Emma zaten benimdi. Yine benim olacak''

''Hıh! Kendini kaybetmişsin iyice. Acınacak durumda bile değilsin. Sen şu an bu kötülüğü sadece Emma'ya değil, Emma'nın karnındaki çocuğa da yapıyorsun! Ray'in ne olursa olsun aklanmasını sağlayacağım. O çocuk babasız büyümeyecek!''

''Ben Emma'nın çocuğuna babalık yaparım. Eğer ki geri durmaz ve bu aptalca kararında ısrar edersen, sana bir hatırlatma yapmak isterim. Muzan'a hisselerimin %30'unu sattım. Bu da sizin arsanızdan biraz fazlasına denk geliyor.''

''N-Ne? Ne demek yani bu?''

''Şu demek; birincisi Ray'i aklamayı aklından bile geçirme. Ki zaten bu mümkün değil. İkincisi de, dediğim gibi, inatçı keçilik yaparsan, arsanızdaki bütün malların hepsi kül olur gider. Bir daha bakalım mahsul ekebileceğiniz toprağınız kalacak mı? Aç,beş parasız sefil kalacaksınız. Hiç değilse yalnızca buğday yetiştirme şansınız var. Bu şekilde geçinirsiniz''

Dayan Kalbim - RayEmma [DEVAM ETMEYECEK]Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang