семнадцатая часть

355 85 22
                                    

"Я не твоя игрушка!"

"Ji-hyo! Ben çıkıyorum." Son kez aynada pantolonumun kemerini düzeltmiş ve saçlarımı hafif bir el haraketi ile geriye doğru atmıştım.

"Ne bu halin?" Ji-hyo karşımda dikilmiş ve bana saçmalık akan sorusunu sormuştu. Oysa söylemiştim ona kwan ile buluşacağımı.

"Ne demek ne bu halin? Kwan ile buluşacağım işte ji-hyo. Ne varmış halimde?"

"Pijama ile de gidebilirdin jennie? Hiç uğraşmasaydın keşke." Alay kokan cümlesini de söylediğinde derdinin ne olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Kwan'ın gerçek yüzünden haberdar olmadığı ve kwan'ın okulun ilk gününden bu yana benden hoşlandığını bildiği için deyim yerindeyse 'prenses' gibi giyinmemi bekliyordu pantolon ve gömlek değil.

"Kwan benim sevgilim veya hoşlandığım biri değil ji-hyo. Ondan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun. Boşu boşuna saçma hazırlanmalara giremem ben gayet iyiyim." Yalan söylüyordum. Çirkin gözükmek için elimden ne geliyorsa yapmış hatta makyaj bile kullanmamıştım. Üstelik ağzımın pis kokmasına neden olacak ne varsa yemiştim ve bir maydanoz parçasını dişimin arasına sıkıştırmıştım.

Kısacası şu an pantolona bile sığmayan bir göbek,pis bir ağız ve iğrenç bir yüz ile ezik kızlardan bir farkım kalmamıştı.

Tüm bu çabamın sebebini biliyorsunuz konusunu açıp sinirimi bozmaya bile değmez.

"Jennie! Tanrım dişlerini bile fırçalamamışsın resmen çöpten çıkmış ahtapot balığı gibi kokuyorsun! Çocuğu sevmiyorsun diye ona işkence edemezsin! Ne kadar var çıkmana?"

"Yaklaşık bir saat kadar. Aslında erkenmiş biraz daha dizimi izleseydim keşke." Ne diye bu kadar erken hazırlanmıştım gerçekten?

"Gel buraya bu halde gitmene izin vermem. Sana elbise giydirmeyeceğim sncak bu pis halinle de gitmeyeceksin jennie!" Şaka gibi kız resmen benim zorlukla yarattığım pis kızı değiştirmeye çalışıyordu.

"Hayatta olmaz! Ben kendimi korumaya aldım." Zırh bürünmüştüm resmen bozulmasına izin veremezdim.

"Ya başka biri orada olursa?" Ji-hyo'nun sorusu üzerine kısa zamanlı bir şok geçirmiş ve aklıma gelen cümlelere engel olamamıştım.

~~

"Yani sen diyorsun ki-"

"Aynen öyle. Bu akşam o yemeğe gideceksin. Ancak yalnız olmayacaksınız. Bizde orada olacağız. Sana zarar vereceğine adım gibi eminim jennie. Endişelenme çünkü ben orada olacağım. Sana zarar vermeye kalksa bile sonunu getiremeyecek. Ben seni her daim koruyacağım."

~~

"Siktir Taehyung!" Aklıma gelenlerle beraber hızla bağırmış ve dolaba doğru yönelmiştim. Güzel olmalıydım çünkü taehyung orada olacaktı. O beni her daim koruyacaktı.

"Ne? Taehyung nereden çıktı jennie?"

"Sen bir meleksin ji-hyo! Sen olmasaydın hatırlamayacaktım!"

"Ne-neyi hatırlamayacaktın? Jennie ne oluyor? Ne saklıyorsun sen benden?" Bir yandan ji-hyo'yu dinliyor bir yandan ise dolaptan kendime güzel bir kıyafet bulmaya çalışıyordum. Tanrım bir saatte nasıl hazırlanacaktım.

TWØ FÂČE [K.J/K.T]Where stories live. Discover now