26 - Kaş

945 91 20
                                    

Jaemin uyandığında, hala onu izliyordum.

Bu hissi biliyor musunuz, bilmiyorum. Hani önünüzde çok sevdiğiniz bir şey var, hayatın telaşı yokmuş gibi hiçbir şey yapmadan saatlerce onu izleyebiliyorsunuz.

O kadar güzel hissettiriyordu ki, yaşamadan anlaşılmazdı.

"Günaydın Jaem, 22 saattir uyuyorsun." Dedim.

"Oha nasıl? Ben normalde bu kadar uyumam." Dedi. "Sen de mi 22 saat uyudun?"

"Hayır, ben son iki saattir seni izliyordum." Omuz silkerken cevapladım.

Heheyt, omuz da silkebiliyordum artık!

"Beni mi izliyordun?" Jaemin kaşını kaldırarak sordu. Ama sorusundan ziyade tek kaşını kaldırışı dikkatimi çekmişti.

"Nasıl kaldırdın onu, bana da öğretsene." Kaşına dokunurken fısıldadım.

Jaem, bir süre beni izledi, daha sonra kahkahalarla gülmeye başladı.

"Ne var Jaem, öğretsene işte. Gülmee, tamam gül de, ya Jaeem!" Ne yapacağımı şaşırmışçasına konuştum.

Jaemin, bir süre sonra sakinleşti ve öne eğildi. Kaşımın üstüne küçük bir öpücük kondurdu.

"Artık yapabileceksin." Kalbim güm güm atarken, onun fısıltısını dinledim.

Tek kaşımı kaldırmayı denedim.

"Oldu mu Jaem? Oluyor muu?" Jaemin kahkahalarla gülerken soruma cevap vermedi.

Kollarımı birbirine bağlayıp kafamı çevirdim.

"İstemiyorum, dalga geçiyorsun, denemeyeceğim. Küstüm." Dedim.

"Tamam tamam, sadece tek kaşını kaldırmaya çabalarken çok sevimliydin, dayanamadım güldüm işte." Dedi.

Ben de dayanamayıp kahkaha attım.

Günlerim güzel geçiyordu.

Umarım Jeno fışkısı bir yerlerden çıkıp anımızı mahvetmezdi.

Kedi (RenMin)✅Where stories live. Discover now