13.Bölüm (Birlik)

239 49 22
                                    

JUVIA

"Turnayı gözünden vurmuşsun!" Adının Meredy olduğunu öğrendiğim güzel kadın beni fazla sıcak karşılamıştı. "Bu kadar güzel olması, senin standartlarının bile üstünde Gray!"

Utanarak kafamı eğip "Juvia çok teşekkür ediyor." demiştim. "Juvia biraz utandı." Koluma girip "Sorun yok." dedi bu durumdan zevk aldığı her halinden anlaşılır bir şekilde. "Gerçeklerden utanmamalısın."

Göz ucuyla Gray'e baktığımdaysa göz devirmişti, her zaman olduğu gibi huysuzluğu üzerindeydi buz prensinin. Neyse ki bu beni o kadar etkilemiyordu artık.

"Juvia'yı bu işin içine mi karıştıracaksın?" Kaşlarını çatmıştı Lyon. "Tehlikeli değil mi?" Omuz silkip "Juvia kılık değiştirme ve iz sürme uzmanıdır." dedikten sonra bana bakıp hafifçe gülerek "Stalk yetenekleri sağolsun." demişti nişanlım. "Üstelik yanımdan ayrılmayacak, bir sıkıntı çıkmayacaktır."

Lyon hala güvenliğim için endişelenip "Yine de..." derken Merdy kolunu onun omzuna atıp neşeyle "Endişelenme." demişti. "O da biraz eğlenceyi hak ediyor." Kıkırdadı. "Üstelik Gray onunla suç ortağı olmak istiyor, bırak olsunlar."

"Evet! Juvia da Gray-sama'nın suç ortağı olmak istiyor ve bu durumdan eğleniyor." Göz ucuyla Gray-sama'ya doğru dönüp baktığımda beni izlediğini görmüştüm, yanlış görmediysem kızarmıştı. Bu halleri gerçekten çok tatlıydı, Juvia kalbinin çığlık attığını hissediyordu.

"Tamam, tamam." Lyon göğsünde bağladığı kollarını gevşettikten sonra "Ama  tedbiri elden bırakmayın." diyerek uyarmıştı bizi. Yine de  bu uyarısı Gray'in hoşuna gitmemiş gibiydi. "Nişanlımı korumayı senden öğrenecek değilim Lyon."

Nişanlım... Kaç defa duyarsa duysun Juvia bu kelime Gray-sama'sının ağzından çıktığında ciddi anlamda mest oluyordu. "Juvia Gray-sama'ya sonsuz güveniyor!"

Gülümseyerek koluna girdim nişanlımın. Gerilmişti ve bana şaşkınlıkla bakıyordu. "Gray-sama ile birlikte bir şeyler yapmak Juvia'yı fazlasıyla mutlu ediyor."

"Gördün mü Lyon?" Flört ederek sevgilisinin yanağını sıkmıştı Meredy. "Onlar gayet iyi idare ediyorlar." Lyon ise sevgilisinin bu yakınlığına kızararak "Aah, evet." diye mırıldanmıştı. "İyi bir ikili olmuşlar."

"Juvia aşkına, ilkokul çocukları gibi flörtleşmeyi kesecek misiniz artık!" Gray-sama'nın çok hızlı kurduğu bu cümle doğrudan kalbimi hedef almıştı sanki.

Kıkırdayıp koluna daha fazla sarılarak "Juvia aşkına mı?!" diye sordum."Juvia Gray-sama'sının gözünde o kadar değerli mi yani?"

Bana ağzını açtığına pişman olmuş bakışlar atıyordu ama ona yakın olmam tıpkı Meredy'nin Lyon'u heyecanlandırdığı gibi heyecanlandırıp germişti, sakin kalmaya çalışarak "Cevabını bildiğin soruları sorma." demişti sadece.

Şaşırmıştım bu cümleye çünkü bunun cevabını bilmiyordum, bilmem mi gerekiyordu? Gray-sama kafamı karıştırmıştı ama şu an bunlarla uğraşmaya vakit yok gibi görünüyordu.

"Şimdi flört eden kimmiş?" Meredy bize göz kırptıktan sonra etrafı göstermişti. "Sizi bölmek istemezdim yeni yetme aşıklar ama artık hazırlık yapmamız gerekiyor."

"Ah, doğru ya." En sevdiğim Gray-sama, bir anda tüm dikkatini toplayıp ciddi olabilen havalı nişanlım... Onun bu hallerini izlemek ayrı bir hoşuma gidiyordu, içim kıpır kıpır oluyordu her seferinde.

"Juvia..." Gray bana bir kağıt uzatıp "Bu resimdeki üniformadan bize iki tane dikebilir misin?" diye sormuştu. "Göreve bunları giyerek gideceğiz."

Resme baktığımda elle ve aceleyle karalanmış bir çizim olduğunu fark ettim, buna rağmen oldukça anlaşılır duruyordu.

"Yapabilirim ama..." O soğuk gözlere bakıp "Bunu Gray-sama mı çizdi?" diye sordum. "Gray-sama çok yetenekli olmalı."

Utanarak "Sayılır..." diyip bir de üstüne kekelemişti. "Öyle de denebilir..." Elini ensesine attı gergince. "Aslında kolay bir kopyalama taktiği." Gözlerini benden kaçırmaya çalışması fazlasıyla sevimliydi. "Meredy öğretmişti de, ben de... Şey..."

Gerçekten çok sevimliydi. "Hızlı öğrenirim." Nişanlım can çekiştiği sırada Lyon Meredy'i dürtüp "İlk defa kendini bu kadar çekingence övüyor." demişti sessizce, güldü sonra da. "Acı çekmesini izlemek çok zevk verici."

Bu cümlesi üzerine Meredy ona daha da sokulduktan sonra "Sanki sen de böyle değilmişsin gibi konuşman gereksiz özgüven belirtisi." demişti. Sonra biraz daha sokulmuştu ona. "Sana da acıdan zevk aldırmamı ister misin?"

Bu konuşmanın sonunu Gray-sama dahil olmak üzere herkes duyunca bir sessizlik olmuştu. Lyon ve Gray'in kızaran yüzüne karşılık Meredy ve ben kahkaha atmıştık bu duruma.

"Sadece şaka yapıyordum." Demişti bu güzel kadın sevgilisini dirseğiyle dürtüp ona göz kırparak. "Sakın hayal falan kurayım deme."

"Tanrım, nasıl bir flört anlayışınız var sizin?" Gerilmiş gibiydi Gray, hala utanmış görünüyordu. Bu gergin yüzünü izlemeye daldım ben de, aklına bir şey gelmiş gibi önce yutkunmuş sonra kafasını telaşla iki yana sallamıştı.

"Yoksa Gray-sama da mı hayal kuruyor?" Ona sorduğum köşeye sıkıştıran bu soru üzerine yerinden tam anlamıyla sıçradıktan sonra "Böyle şakalar yapmamalısın!" demişti. "Hiç komik değil!"

"Ama ben güldüm." Meredy'den sonra Lyon da "Ben de güldüm." diyince Gray-sama'nın yüzüne doğru uzanıp "Juvia da güldü." demiştim son olarak.

Gerçekten Juvia onu böyle göreceğini bilseydi daha önceden böyle bir şaka yapardı, yüzüne yayılan utanma ona o kadar çok yakışmıştı ki Juvia yalnız olsalardı Gray-sama'yı öpebilirdi.

Boğazını temizleyip dikkatini toplayarak "Şey..." diye söze girmişti utangaç prensim. "Artık işe başlasak iyi olur."

Konuyu dağıtma yöntemi tam anlamıyla muazzamdı ama kimsenin gözünden kaçmadığı için herkes kıkırdamıştı onun bu haline. Sonrasındaysa planla ilgili bir kaç detay konuşup çalışmak için köşesine çekilmişti herkes.

Etrafa geldiğimde göz ucuyla bakmışken şimdi bir çalışma alanı olarak görüp dikkatlice bakmıştım büyülenmeme engel olamayarak. Bir tarafta Lyon'a ayrılmış kocaman bir silah alanı vardı, diğer taraftayda Meredy'nin kopyalamak ve bir şeylerin sahtesini yapmak için kullandığı bir ton malzeme vardı.

Masaları karşılıklı olmasına rağmen çok büyük bir alan olduğu için aralarında yeterince mesafe vardı. Ve köşeye baktığımda Gray-sama kendine planı düzenlemek için bir masa ayırmıştı, üstünde çalışma kağıtları ve karmaşık notlar duruyordu.

Tam ben ne yapacağımı düşünüyordum ki Gray-sama gelip beni belimden tutarak diğer köşeye doğru ilerletmişti, belime değen elleri elbisem varken bile tenimin yanmasına neden olmuştu sanki.

Beni köşedeki dikiş makinesinin önüne getirdiğinde etrafa bakındım ve gerekli malzemelerin çoktan alındığını gördüm. Gray-sama işini bu kadar hızlı mı hallediyordu yani? Nasıl bu kadar hazırlıklı olabiliyordu gerçekten hayranlık duymuştum.

"Burası çalışma odasının bir kısmı sadece." Yukarıya çıkan merdivenleri gösterip "Kalan eşyalar hep üst kattaki odalarda." demişti. "Ama bazen çalışırken plan yaptığımızdan buraya kendimizi sığdırmaya çalıştık." Gülmüştü. "Hem..."

Gözlerime bakarak sıcacık gülmüştü, Juvia bu sefer o gözlerde soğukluğa dair hiçbir şey görememişti. "Birlikte çalışmak tek çalışmaktan daha eğlenceli, sence de öyle değil mi?"

Onu bu kadar neşeli görmek heyecanlanmama neden olmuştu, bu işle eğleniyordu. Her ne kadar bir çıkmazda olsa ve kendini riske atmış olsa da Gray-sama bize ve kendine güvenip bu işten zevk almaya bakıyordu, soğuk kanlı tavrını korumasına karşılık heyecanı içini ve gözlerini sımsıcak yapıyordu.

Bu iç ısıtan ifadeye, ona da geçmesini umduğum aynı sıcaklıktaki bir gülümsemeyle karşılık verip "Hay, Gray-sama." dedim. "Birlikte olmak her şeyden çok daha eğlenceli.

Krallık SorunsalıWhere stories live. Discover now