1.Bölüm (Kaçak)

763 122 68
                                    

JUVIA

Dans öğren Juvia, düzgün konuş Juvia, kibar ol Juvia. Evde kal Juvia, yettiler canıma artık. İyi ki bir komutan olmuş, itibarını alsın başına çalsın. Abim olacak o serseri bir an önce evlense de Juvia da dahat etse.

Ya da ben evleneyim, ona da razıyım ama kiminle? Juvia öyle bomboş biriyle evlenecek kadar düşmedi ve düşmeyecek de. Boşu boşuna o kadar eğitimden eğitime koşmadım ben ki zaten abim başlığı altındaki o otorite manyağı da beni herhangi birine verecek kadar mantıksız da değil sağolsun.

Bu düşüncelerden yola çıkarak biraz eğlence olsun diye abimin eski asker kıyafetlerinden birini çalıp peşine takıldım. Beni fark eder gibi olunca ordan kaçayım, buraya saklanayım, burdan kaçayım, şurda durayım, sonra da burda kalayım derken kendimi toplantıyı arkadan seyretmek isteyen önemli insanlar için ayrılmış gizli bölmedeki koltukların birinde buldum.

Şu anda Juvia'nın aklında iki şey var ki Juvia ben oluyorum. Bir, abim beni görürse ölürüm, iki odadaki diğer herkes beni görürse kesin ama kesin ölürüm. Yani yeterince açık ve nokta atışı bir durumdayım.

Şansımı içinde ölüm olmayan kimsenin beni görmemesi ütopyasından yana kullanmam için sessiz kalıp bu sıkıcı toplantıyı sonuna kadar dinlemem gerekiyor neticede.

Ve ben de yürek yemediğime göre, bu seçeneği es geçecek değilim o yüzden arkama yaslanıp bu rahat koltukta krallıkta neler olup bittiğini öğrenme çabasına giriştim isteksiz de olsam.

Ben oldukça sıkıcı geçen bu toplantıya herkesin geldiğini düşünürken hararetli tartışmanın ortasında kapı açıldı ve içeriye genç bir adam girdi. Herkes susup ona odaklanmıştı.

Bense gözümü ondan alamıyordum. Hayır cidden alamıyordum, fazla yaklaşmaya cesaret edemediğim için baktığım yer çok küçüktü ve nereye odaklarsam orda kalıyordu gözlerim. Merakımdan dolayı da bu adamda takılı kalmıştı işte.

Oldukça çekici bir görüntüsü olsa da, bu tiplerden fazlasıyla gördüğüm için daha çok adamın geç gelmesine verilecek olan tepkiyi merak etmiştim doğrusu.

Sadece abim "Geciktin." demişti düz bir sesle, başka kimseden ses çıkmamıştı böyle ciddi bir toplantıya pat diye gelmiş olmasına rağmen, üstelik gecikmişti de beyimiz.

Siyah saçlarını eliyle dağıttıktan sonra "Toplantının bugün olduğunu unutmuşum." demişti esneyerek. Bu uyku mahmuru halinin yüzüne çok yakıştığını düşündüm ikinci kez bakınca.

Ama garip bir şeyler vardı. Onun bu rahat haline karşılık tanıdığım abim masayı başına yıkardı ama sadece iç çekmekle yetinmişti ki bu da beni bir hayli şaşırtmıştı duruma baktığımda.

"Otur da konuyu özet geçelim." Diyen yaşlı huysuz bir adamın sözüne karşılık otururken bile esnemeyi sürdürmüştü ve bu hiç iyi bir izlenim yaratmamıştı bende.

Sorumsuz biri gibiydi ama anlam veremediğim yanı abimin onun bu huylarına katlanmasıydı. Karşısındaki ne kadar önemli biri olursa olsun sözünü esirgemeyen adam, onun ciddi bir toplantının ortasındaki bu davranışlarını resmen görmezden geliyordu.

Merakımı kabartmıştı bu adam benim. Ona özet geçilen konuyu dinlediğinden bile şüpheliydim, sadece esneyip duruyordu ve oldukça huysuz bir ifade vardı suratında. Hani Juvia abisininkinden daha huysuz desin siz ordan anlayın.

En sonunda iki saattir kimsenin işin içinden çıkamadığı konuyla ilgili "Ee?" dedi özet bittiğinde. "Ticaret odası bu işe el atsın olsun bitsin."

Krallık SorunsalıWhere stories live. Discover now