11.Bölüm (Çözüm)

282 57 47
                                    

GRAY

Natsu'nun hayatında nutuk çektiği nadir anlardan birine denk geldikten sonra silkelenip kendimi toplamıştım.

Her şey sırasıylaydı ve önce halletmem gereken başka bir mevzu vardı. Birlikteki hainlerin kim olduğu gibi.

Ticaret Birliği orduya bozuk silah satmıştı ama tek hainler orda olamazdı çünkü bu silahların orduya dağıtım şekli kimseyi silahlardan şüphelendirmeyecek şekildeydi. O yüzden iki tarafta da ayıklanması gereken pireler vardı.

Tek hamle şansına sahiptim ve bunu kaçırırsam, işler hiç yolunda gitmeyebilirdi ama önce hainlerin kime çalıştıklarını bulmam gerekiyordu, sonuçta bu kokuşmuş krallığım her tarafta düşmanları vardı.

Oraya en son gittiğimde neler olduğunu hatırlamaya çalıştım, baştaki adamın aksanı vardı ve biraz doğuya kaçıyordu ama bu tek başına yeterli değildi.

Çalışmayan silahları kontrol etmiştim aslında ve gözüme çarpan şey kabzaladındaki oymalar olmuştu, bu şekilde düzensiz yapılan bir baskı ancak doğudan gelirdi, üstelik adamla sohbet ettiğimde gerildiği bazı noktalar vardı, o bölgenin yönetimini eleştirmeye başladığımda telaşla konuyu kapatmak istemişti.

Hala yeterli değildi, kesin kanıt olduğunu düşünebildiğim şeyleri hatırlamam gerekiyordu, kalemle kağıda daireler çizerken hafızamı zorlamaya çalıştım. Aklıma gelen ilk şey silah dağıtımındaki küçük bir olaydı, zaten bu küçük olaylar birleşip büyüyorlardı ya.

Askerler kendi aralarında silahlar hakkında konuşurken askerin biri bu tarz bir silahı doğuda savaşırken gördüğünü söylemişti ama arkadaşları onu susturup saçmalamaması gerektiğini söylemişlerdi ve o gün silah dağıtımı yapan adamı da tanıyordum, fazla tekin bir komutan değildi hiçbir zaman gözümde.

Gerçekten bu işte doğunun bir parmağı olabilir miydi? Ne istiyorlardı ki? Ateşkes devam ederken böyle bir şey yapmaya... Ateşkes olduğu için böyle bir şey yapıyorlardı ya zaten. Batıyla sınırlarımızı korumak için yaptığımız savaşa çomak sokmak istiyorlardı ama asıl soru bu değildi, asıl soru hainlerin kim olduğuydu.

Kumar oynayacaktım sanırım. Bu kabzanın aynısından yaptırıp bir kaç bozuk silaha taktırabilirdim. Juvia ile onları pazarlarsak tüm sürece şahitlik edebilirdik, silahların gittiği yerler ve dağıtan kişiler de dahil olmak üzere her şeyi öğrenebilirdik.

Tek yapmam gereken... Ah, bundan nefret ediyorum ama Lyon'u görmem gerekiyordu çünkü her ne kadar kabul etmek istemesem de o silahlar konusunda uzmandı ve bana yardım edebilecek tek kişiydi.

Ondan önce emin olmak için yapmam gereken bir şey daha vardı, tehlikeliydi ama bunu yapmazsam hiçbiri bir işe yaramazdı.

...

"Esnemeyi kes de beni içeri al." Lyon hala esnerken durumun farkında değildi ama ben içeri geçmeye çalıştığımda beni durdurup "İçeri giremezsin." demişti.

"Ne? Ciddi misin sen? Tüm gururumu yok sayıp kapına geliyorum ve senin tepkin bu mu?" Telaşlı haliyle tekrar beni durdurmuştu. "İçeri girersen seni öldürürüm."

"Görüşelim diye tutturan adam nereye gitti? Bu sığırcık yavrusu da kim?" İç çekmişti. "Hala görüşelim diyorum ama benim dediğim..."

Krallık SorunsalıWhere stories live. Discover now