"Of ya! Of!"

Yaptığım sakarlığa sinirlenerek söylendiğim de içeride olan annem duyduğu sesle koşar adımlarla mutfaktan içeri girdi.

"İyi misin kızım? Ne oldu?"

Meraklı bakışları ilk baş bende durduğunda ardından hemen yerdeki binbir parçaya ayrılmış bardakta durdu. Bir an kırdığım için bana kızmasını beklesem de beni yanıltmıştı. Gayet sakin duruyordu. Derin bir nefes verip geri bakışlarını bende durdurduğunda sevimlice gülümsedim.

"Yanlışlıkla düşürdüm."

"Ah be kızım! Son günlerde iyice sakarlığın tuttu seninde! Dikkat et biraz!"

Haklıydı. Şu günlerde o kadar dalgınlaşmıştım ki ne yaptığımı biliyordum ne de yaşadığımı. Bir şeyler yapıyordum ama... Yapıyordum işte. Öylesine... Boş boş! Tabii böyle olunca da bu halim ister istemez etrafımdakilerinde dikkatini çekmişti. Başta annem olmak üzere çocuklarda üzerime düştüğünde onlara gerçekleri diyemeyeceğim için tabii ki sınavı bahane etmiş ve bir şekilde dikkatleri üzerimden çekmeyi başarmıştım. Tabii bu ne kadar etkili olmuştu orası muamma idi!

Derin bir nefes vererek "şimdi toplarım merak etme." diye yere eğiliyordum ki annem hızla içeri girip ben bir şey yapamadan kendi geldi.

"Boş ver şimdi sen onu. Ben hallederim." derken tezgahın üzerindeki sepeti gösterdi. Aynı zamanda da yerdeki kırık parçaları dikkat ederek bir bir avucunun içine topluyordu. "Hadi hazırlanda çık artık bekletme arkadaşlarını daha fazla."

Annemin uyarısı ile yemek masasının üzerinde duran minik saate bakışlarım takıldı. 09.50. Fazla geç bir vakit değildi ama biraz daha oyalanacak olursam geç olacak gibiydi. Ve bense vakit kaybetmek istemiyordum. Annemin uyarısı ile, "tamam o zaman." diyerek, bir şey demesine izin vermeyip hızla mutfaktan çıktığımda direkt soluğu odamda aldım.

İlk işim her zamanki gibi telefonu elime almak olduğunda hızla mesaj var mı yok mu onu kolaçam ettim. Tabii ki vardı fakat bakışlarım benim için en önemlisini ararken saniyeler içinde Egemen'den gelen bildirimi görmemle dudaklarım keyifle kıvrıldı. Hızla bildirime tıklayıp sohbete girdim.

Ege Adamı : Geldim. Seni bekliyorum :)

(Görüldü.)

Mesajı okumamla keyfim daha da artarken bir şey yazmayıp hızla sohbetten çıktığım gibi üzerimi değiştirmeye koyuldum. Aşağıda bekliyorsa acele etmeliydim. Bekletmek istemiyordum onu. Ayrıca gideceğimiz yer fazla uzak olmasa da yine kısa sayılmayan bir mesafede olması buna da bir başka etkendi tabii!

Bugün Egemen ile beraber kahvaltı yapacaktık. Buraya ilk geldiği zamanlarda, bana poğaca aldığı ve benimse homidi gırtlak mideye gönderdiğim o gün, bir gün kahvaltı yapmak için kısa bir konuşma geçmişti aramızda. Ve işte o gün, bugündü!

Bugün Egemen'in izin günü olduğu için ve hafta sonuna denk geldiği için hem bana hem de ona uygun olmuştu. Biz de bu günü değerlendirmek adına böyle bir şey düşünmüştük. Şimdi ise her şey hazır sadece gidip midemizi doyurmak kalmıştı.

Olabildiğince hızlı olarak üzerimi değiştirip aşağı indiğimde annem halen mutfakta duruyordu. Elinde gördüğüm elektrikli süpürge yerleri süpüreceğini işaret ederken şirince gülümseyerek mutfaktan içeri girip tezgahta duran sepete doğru ilerledim.

İçi dolu sepeti elime alıp usul adımlarla geri çıkarken, "hadi gittim ben kolay gelsin sana!" diye seslendiğimde annem ağzının içinde homurdanarak "yine ballısın bugünlük kurtuldun temizlikten!" dediğinde gülümsemem genişledi.

YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tamamlandı*Where stories live. Discover now