Diyebileceğim en saçma ve en gereksiz örneği annemin önüne attığımda içten içe dediklerime inanmasını için dua ettim. Fakat bakışları hiç de bana inandığını göstermiyordu! Hem de hiç! Gerçi dediklerime ben bile inanmamıştım orası ayrıydı! Derince nefeslenip sevimli olduğumu düşündüğüm şekilde gülümsedim.

Normalde olsa bu konuları tabii ki annemden saklamaz ve söylerdim. Doğru kişiyi bulduğum sürece bu duruma karşı olan birisi değildi kendisi. Fakat senenin başında annemle bire bir yaptığımız 'sınav yılı ve erkek arkadaş' konulu o güzel konuşma zihnimde canlandığında ürpermeme neden oluyordu.

Bu yıl olmaz demişti daha en başından, olmaz! Yoksa bacaklarını kırarım...

Ve ben sevgili dostlarım bacaklarımı seviyordum!

Uzun lafın kısası anne korkusu daha ağır basmıştı şimdi. Ama sonuçta dediklerim de bir bakıma doğru muydu, dostlarım? Doğruydu. Egemen benim erkek arkadaşım değil miydi? Evet, öyleydi. Yani aslında anneme yalan söylemiş de sayılmadım. Sadece birazcık üstü kapalı konuşmuştum ki bunu başka yerlere çekecek olması kesinlikle benim suçum değildi. Burada bir anlaşalım şimdi!

Alt dudağımın iç etini sertçe ısırıp anneme baktım. Dediklerime inanmadığını belli eder şekilde "anladım." diye güzel bir tonda söylediğinde ise sertçe yutkundum.

Kesinlikle çok iyi anlamıştı, emindim!

Bakışlarını usulca tekrar Egemen'e çevirip, "efendi bir çocuğa benziyorsun evladım." diye konuştuğunda bu iyi miydi bilmiyordum fakat Egemen'in cevaben "teşekkür ederim." diye kibarca konuşması ile annemin dudakları hafif kıvrılmış ve minik bir tebessüm yer edinmişti yüzünde.

"Seni daha önce hiç görmedim. Yeni mi geldin yoksa oğlum?"

İkinci bir sorunun hedefi olan Egemen olumlu anlamda kafasını salladı.

"Evet, yakın sayılır efendim."

Aldığı cevap üzerine bu sefer annem anladığını belirtir şekilde baş salladı.

"Aynı okulda mısınız?"

Ve işte asıl soru!

Annemin kilit sorusuna karşı hızla cevap vermek için atak yapacaktım ki maalesef Egemen benden önce davranarak, "hayır efendim, değiliz, ben mezunum. Mavi'den bir yaş büyük sayılırım." dediğinde dilimi dişledim.

Evet, bundan sonra anlamadıysa bile artık kesin olarak aramızdaki olayı anladırdı! Çatık bakışlarım Egemen'de durduğunda onun da bakışları beni buldu.

Ben seni sevmiştim Egemen sen neden bana bele yapıyorsun?

İçten içe ona söylensem de Egemen'in keyfinin yerinde olduğu sırıtışından belliydi. Ona göz devirip geri anneme döndüğümde kafasını sallayarak "anladım evladım." diye cevap vermişti.

Ardından bakışları Egemen'den bana kaydığında ise bu sohbeti bitirmek ve evde benimle daha güzel bir sohbet yapmak adına, " artık eve gidelim mi kızım? Hava kararmaya başladı." diye sordu.

İçimden sen git ben biraz daha yarimin yanında duracağım demek geçse de ne yazık ki bu sorusuna cevap zaten belliydi.

YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tamamlandı*Where stories live. Discover now