Yirmi bir

12.7K 550 186
                                    

-Yapacak mısın ?

Kafamla onayladım.

-Oyuna dahil olmak istiyorsak, hamlemizi yapmak zorundayız.

Darw yanımda olacaktı. İhtiyacım olan şeyi bilmesemde varlığı yeterli gibi geliyordu. Ona kendimi kanıtlamak için aptalca bir amaç uğruna, tehlikeli işlere girişiyordum. Neden yaptığım kesinlikle belirsizdi. Ve sonuç muammaydı. Lakin içimde sevdiklerim için direnirken can vereceğime dair bir his vardı. Ve ben hislerimde yanılmazdım. Onurlu bir yaşam sürdüğümü iddia edemezdim belki. Fakat görkemli bir bitişi olacaktı varoluşumun.

Soracaklardı; dünya yaşamında neyi başardın diye. Kimsesizdim, ama dayandım, tutunacak bir ailem bile yokken hayatta kalabildim diyecek çekilecek bir köşeye, kendimle gurur duyacaktım.

-İstediğin gibi olacak.

-Bana kim olduğunu anlatmayacak mısın artık darw ?

-Hayatım boyunca elimde kartlar oldu. Yenileceğim bir oyunu hiç oynamadım. Belki yenilirdim sonuçta seçilmiş kişi değildim, fakat dağıtan kişiyi hep ben seçtim.

Anlamayan gözlerle yüzünü inceledim.

-Sen bu oyundaki bir taraf olmayacaksın. Tanrı sen olacaksın denis. Kim olduğumu kendi gözlerinle göreceksin.

-Senin çıkarın ne olacak peki ? Sözleşme, senet imzalamayacak, kurallarınla yaşamaya zorlamayacak mısın ?

Parlak gri gözlerinden geçen ifade içimi titretti. Ne zaman böyle yaramaz baksa bir şeyler oluyordu. En son ateşin en sevdiği arabası patlamıştı bu yaramazlıktan sonra. Açıkçası darw biraz deliydi. Ama bende hafif kırıktım ve iyi bir takım oluyorduk.

-İyi hatırlattın.

Yüzüm düz ifadesini korudu. Fakat içimde kırılan bir yer vardı. İnkar etmeyecektim. Ateşten farklı olduğunu düşünmüştüm. Önüme bir sözleşme uzatması demek, tamamen kanamam demekti. Kurallarını öne sürmesini bekleyecek, gerçekte arzuladığı şeyi öğrenecek, artık bu oyundan çıkacaktım. Bir insanın daha köpeği olmaya dayanamazdım.

Kafamı salladım. Gözlerimin içine bakıyordu. Bazen öyle güçlü görünüyordu ki, sanki bu kimliği gerçek değildi. Emirlere itaat ederken nasıl kasıldığını, sinirlendiğinde kimseyi tanımadığını gözlerimle görmüştüm.
Ateşin onunla konuşurken, kelimelerini seçerken daha dikkatli davrandığını anlamak için bilgeliğe gerek yoktu. Darw istemediği sürece öğrenemeyecektim kim olduğunu. Ve şimdi kendi gözlerimle görmeyi vaadediyordu. Ancak kurallar koymasına dayanamazdım.

Yüzümü önüme eğdim. Oyun.. basit bir kelimeydi. Ama biliyordum ki, dahil olduğumda canımı yakacaklardı. Çenemde hissettiğim parmaklarla şaşkınca yüzüne çevirdim bakışlarımı. Boyu fazla uzundu. Gri gözleri şefkatle bakıyordu. Yıllar geçmişti böyle bir bakışın sahibi olmayalı. İç çekip gözlerine bakmaya devam ettim. Çenemdeki elini yanağıma taşıdı. Diğer eli esemdeydi. Belini büküp yüz hizzama eğildi.

-Kağıt kalem istemiyorum. Söz vermen yeterli. Duymaya hazır mısın ?

Göz kapaklarımı yavaşça birbirine bastırdım. Konuşacak durumda değildim.

Gülümsedi.

****

Evleri şehir merkezine fazla uzak olduğu için uzun bir araba yolculuğu ardından, uzun kalın duvarlarla çevrilmiş malikanenin önünde durdum. Bir kaç dakika önce darw ile gerekli konuşmayı yapmıştım. Varmak üzere olduğumdan haberdardı. Dikkatli olmamı ve şaşkınlığımı gizlememi tembihlemişti. Neden şaşıracağımı anlamasamda, onun bin bir tilkinin cirit attığı beyninde neler döndüğünü ancak yaşayarak öğrenebileceğimi anlamıştım artık. Sorgulamadan onaylayıp işime baktım.

Uzak Dur [bxb]Where stories live. Discover now