Bölüm 40

15.7K 872 359
                                    


Nemli saçlarımı omzumun arkasına attığım Ege parmak uçlarını saç diplerime bastırdı.

"Kurutturmadın tam, bak ıslak hala..."

"Kurur kendisi," dedim çenesinin ucuna dudaklarımı bastırmadan önce.

Parmak uçları saç diplerimi okşarken yanağımı göğsüne yasladım. Elimi sırtına uzatıp tırnaklarımı hafifçe tenine sürdüğümde "Nora," dedi.

Saçını çektiğimde verdiği tepkinin aynısını veriyordu. Minik hareketlerle teninde gezinmeye devam etsem de uyarı alacak kadar abartmadım.

Hava kararmak üzereydi... Duş aldıktan sonra tekrar yatağa geçmiştik ve evet, günlerce burada böyle kalabilirdim. Midemdeki çağrı her ne kadar aksini kanıtlamak istese de, ona aldırmadan Ege'nin göğsüne biraz daha sokuldum.

"Acıktın mı?" diye sordu, dudakları başımın üzerine bastırırken.

"Birazcık..."

"Kalk hadi yemek söyleyelim, kahvaltı da yaptırmadın bize..."

Yüzümü kendine çevirdiğinde dudaklarını bu kez burnumun ucuna bastırmıştım.

"Hayır," dedim, dudaklarımı bükerek. Ona biraz daha yaklaştım. Eve gök taşı düşse yataktan kalkmazdım. Yemek yemeden hayatta kalabilirdik bence. Kalırdık, evet evet.

Bacağımı iki bacağının arasına sıkıştırdığımda uzanıp dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Bence onu da yatakta kalmaya ikna edebilirdim.

Kolumu kaldırıp boynuna sardım. Parmak uçlarım ensesinden saçlarına doğru ilerlerken dudaklarımı aralayıp öpücüğü büyütmüştüm.

Eli bel kıvrımımdan sırtıma doğru kaydığında beni kendine doğru çekti. Öpücükleri dudaklarımdan taşmış, çeneme, boynuma ve göğüslerime doğru bir yol izlemişti.

Sanırım artık yatakta kalma fikrine sıcak bakıyordu.

Parmaklarımı saçlarının üzerine götürüp çekiştirdiğimde dudaklarından hoşnut bir mırıltı duyuldu.

Belimi tutan kolu beni önce hafifçe havalandırmış hemen sonra sırtımı yatağa bastıracak şekilde üzerime eğilmişti.

Kirpikleri aralandığında ela gözleri yoğun, arzulu ve sarı lekeliydi.

Ona doğru uzandığımda dudaklarının kenarına minik bir gülücük kondu. Dudaklarımı gülücüğün odağına bastırıp derin bir nefes aldım.

Yapabilseydim, mümkün olsaydı içimi Ege ile doldururdum.

Kollarımı boynuna sarıp ondan bir nefes mesafelik uzaklaşıp tekrar gözlerine baktım.

Çok güzeldi. Gördüğüm en eşsiz varlık oydu. Nemli saçlarının karmaşıklığı, hırpalayıp durduğumdan koyulaşan dudakları, mayışmış ama huzurlu ifadesi ile fazla bakılasıydı.

"Beğendiğin bir şey mi gördün?" dedi oyuncu bir tavırla.

"Her şey," dedim kirpiklerimi kırpıştırarak. "Beğendiğim her şeyi bir arada gördüm."

Dudaklarını dudaklarıma sertçe bastırdığında kolları etrafımı sardı.

Çenemden boynuma inen dudakları durduğunda yüzünü bulunduğu yere iyice yerleştirip daha güçlü sarıldı.

"Gitmeyelim bir yere, hep burada kalalım," diye mırıldandı, dudakları tenime gömülü olduğundan boğuk çıkan sesiyle.

"1 yılda başaramadığımı 3 ay başardım desene," dedim oyuncu bir tavırla. "Bilsem daha önce görmezden gelirdim."

İLKYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin