Bölüm 39

15.7K 900 421
                                    


"Kalk," diye bağırdım biraz önce başımın altında duran yastığı ona doğru savurduğumda

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kalk," diye bağırdım biraz önce başımın altında duran yastığı ona doğru savurduğumda. "Kalksana ya, kalk."

Önce burnu buruştu, sonra gözleri görünmeyecek kadar kırıştı, en sonunda ise tek elinin başparmağı yastık ile temas halinde olmayan gözünü buldu.

Eğilip omzunun altında kalan, yatağa doğru uzanmış kolunun üzerindeki yastığı alıp tekrar ona doğru attım.

"Neden buradasın?" diye bağırdım uykusunu dağıtmaya yetecek kadar yüksek sesle. "Ne işin var burada?"

Yatağa yaslı olan omzunu kaldırıp kolundan destek alarak doğruldu. Başparmağı yavaşça gözünü ovarken, diğer gözünü zorlukla araladı.

"Ne oldu yine?" diye boğuk sesiyle.

"Ne işin var yatağımda?"

Gözünü ovan elini yüzünden çekip kıstığı gözleriyle yüzüme baktı.

"Teknik olarak burası benim yatağım."

Başımı kaldırıp gözlerimi etrafta gezdirdim. Doğru söylüyordu... Benim burada ne işim vardı?

"Biz niye sizin evdeyiz?" diye sordum bu kez bağırmandan.

Bu odada bulunmayalı uzun zaman olmuştu. Belli başlı bir değişiklik görünmüyordu. Her şey eskisi gibiydi. Arkamda kalan duvarı boylu boyunca kaplayan kitaplık, siyah deri koltuk. Merdiven bitimindeki bateri ve kum torbası... Bahçeye açılan kapıyı görmeme engel olan yere kadar uzanan siyah perdeler. Her şey aynıydı. Benim odanın ortasında üzerimde sadece Ege'nin tişörtü ile durmama kadar her şey aynıydı.

Üzerimdeki soluk tişörtten bakışlarımı kaldırıp hala kısık gözlerle bana bakan elalara döndüm.

"Neden senin tişörtünü giyiyorum?"

"Elbise ile mi yatacaktın?" diye sordu, başını yatağa doğru eğerek.

Kaşlarımı çattım. O neden tişört giymiyordu? Son kalan tişörtünü bana mı giydirmişti?

"Sen neden giyinik değilsin?"

Kendini tekrar yatağa bıraktığında kolunu gözlerinin üzerine kapattı.

"Başa döndük..." diye mırıldandı.

"Kalksana ya, yatıyor hala... Kalk."

"Nora, gel, iki dakika daha uyuyalım sonra bağırırsın." Kolunu gözlerinden çekip elini bana doğru uzattı. "Hadi."

"Ben niye seninle uyuyorum, çok saçma..."

Tek gözünü kısıp saçlarının üzerini karıştırdı.

"Gel yanıma," diye mırıldandı.

"Ay arsız çıktı bu..." dedim kendi kendime, ellerimi belime koyarak sağ bacağımı öne doğru hafifçe kırdım.

İLKYAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin