8-Çetin bir karmaşa

167 11 1
                                    

İyi okumalar❤️

....

Aşırı susamıştım ve nereye gidersem gideyim su içeceğim bir kaynak bulamıyordum. Etraf karanlık ve ürkütücüydü. Sonra gözüme benden yaklaşık beş metre ötede akan bir nehir ilişti. Su, üzerine yansıyan ay ışığında oldukça berrak ve parlak bir görüntüye bürünmüştü. Boğazımdaki kuruluk hissi daha da arttı ve hızlıca nehre doğru koşmaya başladım. Tam yakınına geldiğimde uzaktan parlak ve temiz görünen nehrin aslında hiç de öyle olmadığını fark ettim. İçinde yüzen pisliklerle, ölmüş ve yüzeyine çıkmış balık cesetleriyle doluydu. İçemeyeceğimi bildiğim için hayal kırıklığına uğradım ve kara kara ne yapabileceğimi düşünmeye başladım. Ama dayanılmaz derecede susamıştım. Son çare eğildim ve tekrar şansımı denemek için yüzümü suya yaklaştırdım. Burnuma gelmesini beklediğim ölü balık ve pislik kokusunu alamayınca şaşırdım. Hatta tamamen alakasız olarak aldığım omlet kokusu beni şaşırtmış, bununla birlikte bir de karnımın guruldamasına sebep olmuştu. Harika! Çünkü çevremde ne yemek vardı ne de su. 

Çaresizlikten suyu içmeye karar verdim ve yüzümü nehre daha da yaklaştırdım. Tam o sırada bir el tarafından tamamen nehrin içine çekildim. O kadar hızlı olmuştu ki hiçbir şey yapamamıştım. Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla bilincim yavaş yavaş açılmaya başladı. Hayır hayır, nehrin içine falan çekilmemiştim. O zaman yüzümde hissettiğim su da neyin nesiydi böyle? 

Uykumdan uyandığımda her şeyin bir rüya olduğunun ancak farkına varabilmiştim. Gözlerimi açtığım anda burnuma ve yüzümün her tarafına dolan suyun kaynağının nereden geldiğini anlayabildim. 

Başımda yarısı üstüme dökülmüş dolu bir su şişesiyle birlikte dikilen Sehun'u görünce kendimi aniden korkuyla yere attım. O sırada aklıma gelebilecek her türlü küfrü ediyordum ve oldukça telaşlanmıştım. Çünkü nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. Kontrolü kaybettiğim anlardan biriydi ve bu benim için iyi değildi. Ayrıca çevremdekiler için de. 

"Günaydın demek isterdim ama sana pek gün aymadı anlaşılan." Bunu söyledikten sonra kahkahalarla gülen Sehun'a sinirli ve oldukça keskin bakışımı gönderdim. Yorgan da benimle birlikte yerdeydi ve ben ayağa kalkmaya çalıştıkça ayağıma dolanarak bana engel oluyordu. Yaşadığım en kötü uyandırılma bu olabilirdi. 

Karşımda yardım etmeyi aklının ucundan bile geçirmeden öylece dikilen ve birde ortada komik bir durum varmış gibi gülen Sehun'a tekrar öfkeyle baktım. 

"Orospu çocuğu." Kendi kendime mırıldandım. 

"Ne? Duyamadım. İstersen söylediğini tekrar et ve kalan su şişesini de zevkle üzerine boşaltayım." 

Sonunda ayağa kalktığımda söylediği şeye sinsi bir gülümsemeyle karşılık verip onu yanıtladım. 

"Kimin kime boşaltacağını göreceğiz Sehun." 

İma ettiğim şeyi anlamış olacak ki kaşlarını
hayretle havaya kaldırdı ve sonra da dudağının tek yanı alayla yukarı kıvrıldı. 

"Bak sen. Dün karşımda zırlayan Luhan gitmiş ve yerine bana yapamayacağı şeyler hakkında atıp tutan eski Luhan gelmiş." 

Dediği şey gerilmeme sebep oldu. Bende yakaladığı her açığı kullanacağını biliyordum. Ama ben dün denize düşmüştüm ve yılana sarılmıştım. Olay bundan ibaretti. Sözle karşılık verirsem o da karşı cevap verecekti ve bu asla sona ermeyecekti. Bu yüzden yapabileceğim en güzel şeyi yaptım ve aynı zamanda sabah sabah bir insana asla yapılmaması gereken şeylerden birini yapmasının intikamını da almış oldum. 

SATRANÇ/HUNHAN Where stories live. Discover now