4-Takıntılar

145 14 0
                                    

İyi okumalar☀️

..  

"Yoksa korkuyor musun?"

Kafamı yana eğerek ona baktım.  

Bana döndü. Yüzündeki ciddi ifade silindi ve kahkaha atmaya başladı. Bana cevap vermedi bile. Sonra bir anda tekrar ciddileşti. Johnny'e dönerek konuştu.  

"Hadi, oynayalım şu lanet oyunu."  

İstemeden gülümsedim. Dudaklarımı birbirine bastırarak görmesini engellemeye çalıştım. Bana cevap vermemiş olsa da, onun üzerinde tesirim olduğunu bugün anlamıştım. Benimle yarışıyordu besbelli.  

"Güzel. İçecekler de geldiğine göre başlayabiliriz."  

Doğa şişeyi çevirdi. Ben ve Johnny arasında durdu. Johnny pis pis sırıtıyordu. O bana soracaktı.  

"Cesaret diyeceksin sanırım?"  

"Ah, hayır, bu sefer doğruluğu seçiyorum."  

"Şaşırtıcı. Hmm, o zaman bize neye karşı fetişin olduğunu söyle."  

Kaşlarımı kaldırdım bir kaç saniye öylece baktım.  

"Ee, söylemeyeceksen içecek masada duruyor."  

Göz devirdim. Hayır, içemeyecektim. Bu gece imkan bulursam yapmam gereken bir şey vardı ve ayık kalmak zorundaydım. Zaten bira içiyordum, eğer üstüne bunu karıştırırsam sarhoş olabilirdim.  

"Zeka. Bence dünyadaki en seksi şey."   Doğa'nın yanındaki eleman konuştu. Hala adını hatırlamamıştım.  

"Sapyoseksüel misin?"  

"Bence isimlendirmeler sanıldığı kadar da önemli değil. Zekayı seksi buluyorum işte, kendimi sapyoseksüel olarak adlandırayım diye düşünmedim."  

"Evet, mantıklı."  

"Bölüyorum ama benim sorum vücudun herhangi bir bölümüne karşı olan fetişti."  

"Öyleyse, hmm, gözler sanırım."  

Aniden Sehun konuştu.

"Neden?"  

"Bir nedeni olması mı gerekiyor?" Nasıl saçma bir soru sormuştu böyle.  

"Hayır ama, her neyse..."  

O an, neden bilmiyorum ama kendimi cevap vermek isterken buldum.  

"Aslında mesele gözler değil, Sehun. Mesele birinin gözlerinden kendi yansımamı görüyor olmam."  

"Sadece mazoşist değil, aynı zamamda aşırı ukala bir narsistsin."  

Dişlerimin arasından konuştum. "En azından olduğum şeyden kaçmıyorum." Cevap vermedi. Etrafa baktığımda şişenin çoktan çevrildiğini ve Lisa ile Lijun arasında durduğunu gördüm. Lisa soracaktı. Lijun doğruluk demişti sanırım. Yanlış adım. Cesaret demeliydi.  

"Luhan'la aranızda ne var? Sevgili falan mısınız?"  

Hiçbir şey demedi. Abisine kaçamak bir bakış attıktan sonra masada duran içkiyi kafasına dikti. Sehun sanki soruyu duymamış gibiydi. Sinirlenmiyor, gerilmiyordu. İnanamıyorum, bu çocuğu sinirlendiren bir şeyler olmak zorundaydı.  

Şişe tekrar çevrildi. Eleman ve Sehun arasında durdu. Sehun cesaret demişti, aynen beklediğim gibi.  

"Beş dakika içinde karşı masada tek başına oturan kadından numarasını al. Süreyi sen gidince başlatacağız. Ama hile yapmak yok."   Soğuk bir ses tonuyla cevapladı. "Hileye ihtiyacım yok."  

SATRANÇ/HUNHAN Where stories live. Discover now