38

1.7K 107 215
                                    

38.Bölüm

-DÜZENLENDİ

------

Stresten tırnaklarımı kemirirken ailemi aramam için uzatılan telefona bakıyordum. Her ne kadar kafam çok karışmış olsa da babamı aramam gerektiğinin farkındaydım ve bunu uygulamaya geçirmem için karşımdaki orta yaşta olan komutan amcanın boğaz temizlemesi yeterli olmuştu. Buraya gelip tesadüf eseri bulduğum bu odada uzun süredir oturuyordum . Kaçırılmamın üstünden altı gün geçmiş, bu altı günde polislerle birlikte ailem de her yerde beni arıyordu. Komser amca burda olduğumu gerekli mercilere bildirmiş, ailemi arayarak iyi olduğumu söylememi istemişti. Yavaşça tuşladığım numara ile telefonun ahizesini kulağıma yaslamış, ne diyeceğimi bilmemenin tedirginliğini yaşıyordum. Sanki dakikalarca izlememiş gibi tekrardan bulunduğum odayı incelerken her bir açılışta biraz daha stres oluyordum. Defalarca çalan telefon tam kapanmak üzereydi ki son anda açılmıştı. Aralanan dudaklarım karşıdan gelen tanıdık sesler ile kapanırken duyduklarım kaşlarımın çatılmasına neden olmuştu.

"Poyraz! Oğlum biraz daha hızlan, kaplumbağa senden hızlıdır inan ki"

"Baba kaza yapmadan sağ salim gitmek için çıkabileceğim en yüksek hızdayım "

"Ay yeter başlamayın yine . Sen önüne dön kaza yapma, sende telefonu açtın ama hala bizle çene çalıyorsun "

Şaşkınlıkla kaşlarım havalanırken duyduğum cümleler yüzünden babamın telefonu açmasına rağmen neden bir başkası ile konuştuğunu bile sorgulayamadığım gibi olayları takip edemiyordum.

"Efendim"

Babamın yorgun olmasına rağmen gür çıkan sesi kulaklarımı doldururken duyduklarımı bir kenara iterek cevap verdim.

"Baba"

"Almira, sen misin kızım?"

Babamın yüksek ve heyecanlı çıkan sesine tebessüm etmek istesemde kendimde o enerjiyi bulamadığımdan gözlerimi yumarak oturduğum yerde geriye yaslanmıştım.

"Evet"

"Çok şükür, hanım bir dur konuşayım iki kelam. Kızım nasılsın, iyi misin? Bir şey yapmadılar değil mi sana? Merak etme haberi aldığımız gibi yola koyulduk çabucak yanına geleceğiz. "

Arkadan gelen annemin sesine gülümserken babama cevap vermiştim.

"Şuan bir jandarma karakolundayım ama tam olarak neresi bilmiyorum"

"Biliyorum zaten kızım merak etme en kısa sürede oradayım"

"Tamam, anneme iyi olduğumu ve endişelenmemesini söyle baba"

"Tamam birtanem, kendine dikkat et. Şimdi Mehmet komutana verir misin telefonu?"

Ahizeyi Mehmet komutan amcaya uzatırken açıklama yapma amacıyla konuşmaya başlayacakken el hareketiyle beni susturmuş, sanki dakikalardır burada bana çöp parçası muamelesi yapmamış gibi rahatça babamla konuşmaya başlamıştı. Oluşan sessizlik ile babamın konuştuğunu anlarken geçen her saniyede rahatlığından eser kalmıyordu.

"Tamam, hiç merak etmeyin"

Yanında bulunan telefon ile birilerine odaya gelmelerini söyledikten saniyeler sonra kapı çalmış, verilen izinle içeri yine o kadın asker girmişti. Komutan amca beni askere emanet ederken imalı bakışlar atmayı da unutmuyordu. Ne yani birkaç talihsizlik yaşamışsam?

Flashback*

Karakolun kapısından içeri girerken tam olarak kendime gelememenin vermiş olduğu sersemlik ile sendeleyerek yürürken dengede durmaya çalışıyordum. Yanımdaki asker adımı soyadımı sormuş, beni bir sandalyeye oturtarak geleceğini söyledikten hemen sonra da koridorda gözden kaybolmuştu. Uzun süre geçmesine rağmen gelip giden olmazken beynimin içinde yankılanan küçük kız ve abisinin sesleri sinirle dişlerimi sıkmama neden olup, rüyamı gözlerimin önünde tekraedan oynatıyordu. O rüyadan sonra hatırladığım anılar beynimi sürekli meşgul ederken hırsla derin bir nefes almış ayağa kalkarak askerin gittiği yöne ilerlemeye başlamıştım. Koridor sonunda sağımda kalan köşeyi dönüp boş koridorda bakınırken sol çaprazımda kalan tek kapıyı görmemle oraya ilerlemiştim. Beynimin içi birbirine girmişken kafamı kaldırmaya devam edemeyip başım eğip yavaşça kapıya yaklaşırken omuzuma çarpan şeyle dengemi kaybetmiş bulduğum ilk yere tutunmuştum. Ellerimin altındaki kumaş ikiye ayrılırken şok olmuş, hareketsiz bir biçimde ayakta dikilmeye devam etmiştim. Saniyeler içinde gerçekleşen olayları idrak ederken kafamı kaldırmıştım ki bir çift gözün şaşkınca bir bana bir de ellerime baktığını görmüştüm. Bakışlarım ellerime kaydığında gömleğini iki yandan tutmuşken -ki en büyük sorun çekmemle birlikte tüm düğmelerin sökülmüş, karşımdaki adamın yarı çıplak kalmış olmasıydı- utanç tüm vücuduma yayılarak can havliyle kendimi geriye çekmeye çalışmış, ne ara yere düştüğünü bilmediğim dosyalara takılıp arkaya doğru sendelerken gömleğini bırakmayı unuttuğumdan dolayı askerde benim üstüme doğru gelmişti. Sert bir yere değdiğimi hissettiğimde duvar olduğunu düşünerek rahatlayacak gibi olsam da dirseğim bir çıkıntıya yaslanmıştı ki o çıkıntınım aşağı doğru eğilmesiyle topladığım bir nebzelik denge de hemen bozulmuş, hala gömleğini bırakmadığım asker ile birlikte yere yuvarlanmıştık. Bu gün beni birçok kez ziyaret eden şaşkınlık tekrar gelip yüzüme yerleştiğinde üstümde boylu boyunca uzanan yakışıklı ile bakışıyordum. İkimizde de olan anlamsız bakışlar birden gelen bağırış sesi ve yakışıklının kollarından destekle kaldırılması ile bölünürken kadın bir komser benim yanıma gelmiş alık bakışlarıma karşın tebessümle ayağa kaldırmıştı.

"Bu ne terbiyesizlik böyle!"

Gür çıkan sese döndüğümde rütbeli olduğu belli olan komutan amca ve beni içeri getiren askeri odanın ortasında görünce şaşırsam da ortada dönen muhabbete kendimi veremiyordum. Sahi ne olmuştu az önce?

Flaschback son*

Getirildiğim odada uzanmış dinlenmiş olsam bile bir şeyleri düşünmeyi şiddetle reddetmiş, dinlenmeye odaklamıştım kendimi. Sadece yatmak ve her şeyfen uzaklaşmak istiyordum, zaten sonrasında çokça meşgul olacaktım düşüncelerle. Yavaşça tıklanarak açılan kapıya döndüğümde gelen Merve abla ile tebessüm etmiştim. Kendisi beni odaya getiren kişiydi ki uzun bir süre muhabbet etmiş, birbirimizi tanıyarak kaynaşmıştık.

"Hadi yine iyisin, ailen gelmiş seni çağırıyorlar"

"Şükür"

Verdiğim tepki ile gülerken birlikte odadan çıkmış Mehmet komutan amcanın odasına varmıştık. Kapıyı çalarak girdiğim odada annem ve babam tarafından büyük bir sevgi seline uğrarken dakikalar sonra ancak odadaki tanıdık yabancıyı görmüştüm. Oldukça tanıdık olan sima ile afallarken uzatılan ele karşın elimi uzatmış tokalaşırken duyduklarım dizlerimdeki tüm derman çekilmişti.

"Merhaba iyisindir umarım. Bu arada ben Poyraz"

~~~~~~~~~

VİSALWhere stories live. Discover now