1

13.2K 450 274
                                    


1.Bölüm

-DÜZENLENDİ


Başladığınız tarihi buraya alalım.

--

Elimi çekirdek poşetine daldırırken sayısız kez dayak yeme tehlikesi geçiren fakat yüzsüz olduğu için asla utanmadan millete sırnaşıp insancıkları sinir eden Oğuz'a gözlerimi bayarak bakıyordum . Hani insanda azıcık bir utanma duygusu olur. Ama yok bu Oğuz için asla geçerli değil. Çünkü kendisi insan değil , tek hücreli bir amip. Kesinlikle evrim geçirerek insana benzeyen bir amipti yoksa bunun başka bir açıklaması olamazdı. Allah'tan sabır dilerken bir yandan da çekirdek çitleyip Kumsal ile dedikodu yapmaya devam ediyordum. Evde sıkıldığımdan dolayı diğer bir tek hücreli arkadaşım olan Kumsal'ı da peşime katarak mahallemizde ki parka gitmiş çekirdek kola yapıyorduk ki hiç hesapta olmayan Oğuz peşimize takılmış ne kadar kovup sövsekte asla ama asla hiç bir laftan anlamamış yanımıza kurulmuştu. Bir süre rahat durmasına karşın sonrasında ayaklanıp milletle uğraşmaya başlamıştı. Nillete ne yaptığı beni ilgilendirmezdi fakat başına iş açıp bana onu kurtarmam için yalvaracak ve bende en sonunda dayanamayıp iki saat onun kıçını toplamakla uğraşacaktım. Şu an ki yeni avı ise mahallemizin kıdemli dulu Fahriye idi. Kendisini tanımlayacak olursam her yerde ve her koşulda değişik desenli taytlar giyen, makyajsız ve bakımsız asla çöp atmaya bile çıkmayan bir tipti . Ha bir de azıcık ateşliydi. Onun harici iyi birisiydi yani öyle sayılırdı. Oğuz ise onun spor yaptığı aletin yanında durmuş boş boğazlığını belli edercesine hiç durmadan konuşuyordu. Onu umursamayı bırakarak telefona gömülmüş arkadaşıma döndüm. Tüm dikkatini telefona verdiği için beni fark etmemişti. Telefona göz ucuyla baktığımda ise ters durduğu için hiçbir şey anlamamıştım. En son çareyi seslenmekte
bulmuştum.

"Kumsal " sonunda telefondan başını kaldırıp bana bakabilmişti.

"He" evet biliyorum kendisi çok naziktir. İtalya'nın Mersin kentinden gelen elit ve nadide bir hanımefendidir kendisi. Kendi kendime yüz buruştururken cevap vermekten de geri kalmamıştım.

"Ne yapıyorsun öyle sen? Yine kimin kuyusunu kazıyor, ocağına incir ağacı tarlası dikiyorsun acaba?"

"Aaaa üzdün bak beni şimdi. Ben öyle birisi miyim ?"

"Evet" Hiç beklemeden cevabını vermiştim çünkü gerçekten de öyle bir potansiyele sahipti. Eee sonuçta kimin arkadaşı değil mi? Atalarımız boşuna dememiş 'bana arkadaşını şöyle sana kim olduğunu söyleyeyim' diye .

"Kalbim çıt , gözyaşım pıt. Sen onu bunu bırakta bombelere gel. Duyunca ağzın açık kalacak."

"Ne oldu?"
" Ne kadar ruhu şuna ya, neyse olaya geçiyorum" "evet"
" bizim bu alt mahallede ki Yasemin var ya onunla Samet sevgililermiş"

"Eeee ne var bunda . Milletin sevgili olmasından banane yani, ben niye şaşırayım ki buna?"

" senin gerizekalı olduğunu söyleyince de inkar ediyorsun. Bazen merak ediyorum Meral teyze ile Bahadır amca seni yaparken neyi eksik koydular ya da doğarken nefessiz kaldında o ara beynini mi bıraktın diye düşünüyorum. Mal bu Yasemin Samet'in 3 yıl boyunca çıktığı eski sevgilisi Gül ile yakın arkadaş değil miydi? Şimdi bu Samet ile Gül olaylı bir şekilde ayrılmıştı ya bunlar da instagrama sarıldıkları bir fotoğrafı atmış altına bir şeyler yazmışlar. Valla üzülüyorum şu an Gül'e hem kaç yıllık sevgilisi hem de en yakın arkadaşından kazık yedi"

" Bence de yazık kıza. Mesela sen bana bunu yapmış olsaydın diye düşünüyorum da o kız yine sakin kalmış baksana ses seda yok. Ben seni de o sevgilim olacak insan müsveddesini de mahvetmeden rahat durmazdım vallahi"

" Kanka sen ilk önce bana bir enişte yapta sonra konuşuruz bunları. " Kumsal konuşmaya başlarken çalan telefonumu çıkartmakla meşguldüm.

"Kes be " Kumsala ters bir bakış atarak kardeşim olacak Rüzgar kişisinin aramasını yanıtladım.

"Ne var" ne? Kumsal ile kala kala bulaştı bana yoksa ben çok nazik bir kızçeyimdir. Neyse çok sallamayayım çarpılırım falan Allah korusun .

"Ne kadar da naziksin sen öyle. Nazikliğin gözlerimi yaşarttı "biliyorum canım çok mükemmelim.

"Boş yapma da neden aradın onu söyle"
"Annem artık eve gelsin diyor birazdan babam gelirmiş. Öyle dedi." " tamam" diyerek cevap vermesine olanak sağlamadan yüzüne kapattım. Hemen ardından gelen mesaj ise kardeşcağızımı sinirlendirdiğimi belli ediyordu.

Esinti: sen gerçekten insan değilsin

Almira: Teşekkürler her zamanki halim.

Esinti: Gerizekalı

Son mesajına görüldü atıp aniden ayaklandım. Kumsal konuşmamdan ne olduğunu anlamıştı ki annelerimizin bizi çağırması rutin bir olaydı zaten. Biz olmadan yaşayamıyorlardı galiba. Yerdeki çöpleri toplayıp çöpe attıktan sonra Oğuz'a bakmaya bile tenezzül etmeyerek yola koyulmustuk ki arkamızdan adımızı bağırarak bize doğru koşan bir Oğuz ve arkasında ki ateşli dul Fahriye 'yi görmemiz bir oldu . Allah'ın amipi acaba yine ne yapmıştı. Allah'tan sabır dilenirken. Nefes nefese arkama saklanan Oğuz ve sinirle arkamda ki Oğuz'a ulaşmaya çalışan Fahriye ile ne olduğunu şaşırdım.

"Almira'm en sevdiğim biricik kankam. Allah rızası için beni şu kadından kurtar. Valla beni doğrayacak baksana şuna. Ne istersen yaparım bak vallahi." Evet yalvarma seansı başlamıştı.

"Ne yaptın da kadın böyle sinirlendi?"

"Ya alt tarafı kaz ayaklarının çok kırışık olduğunu, basenlerinin geniş olduğunu ve simitlerinin katlarından bahsettim. Ne dedim ki ben şimdi?" "Daha ne diyeceksin ki Allah'ın cezası" "Öyle deme Almira'cım şimdi. "

" Allah seni bildiği gibi yapsın Oğuz, fizik sınavındayken gözetmen öğretmen olarak kel Hüseyin gelsin dersine de malak gibi ortada kal emi Oğuz. Allah seni alsın Oğuz. "

○○○○

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin