18

2.6K 177 54
                                    

18. Bölüm

- DÜZENLENDİ

----

Duyduğum tiz sesle Herman'cığımın Türk olduğunu ve bana olan aşkını sürekli söyleyip gülümsediği rüyamdan homurdanarak sinirli bir şekilde uyanmıştım. Hangi hadsiz terbiyesiz beni uykumdan uyandırmıştı? Hele hele Herman'cığımın bulunduğu bir rüyadan. Ay bak yine hatırladım bir şey oldum. Ah ah çok yakışıklıydı insafsız. Düşüncelerimi bir kenara bırakarak gözlerimi açtığımda tiz sesin tek hücreli amip kardeşim Rüzgar tarafından yapıldığını gördüm. Gerizekalı kardeşim elindeki kepçeyi diğer elindeki tavaya vurarak ses çıkarıyordu ayrıca buda yetmiyormuş gibi yerinde kendi kendine tepinip horon ve halay karışımı bir şeyler yapıyordu fakat dışarıdan hani şey vardı ya 'sana deniz anası taklidi yapayım mı' diyerek garip garip hareketler yapan kişi, kesinlikle onun gibi görünüyordu. Sinirden saçlarımın tel tel havalandığını hissederken kolumu yere uzatıp yerdeki terliğimi
aldım ve kendinden geçmiş bir şekilde garip hareketler sergileyen vasıfsız kardeşime fırsattım. Mükemmel yeteneklerim sayesinde terlik kepçeyi tutan eline geldiğinde elindeki kepçe yere düştü. Tepinmekten uyandığımı fark edemeyen canım(!) kardeşim kalktığımı fark edince hemen ayaklarını kıçına vura vura odamdan çıktı. Her zaman ki mallıkları olduğu için alışkındım bu yüzden onu umursamayıp lavaboya giderek kendimi biraz insana benzettikten sonra odama geçtim. Üstümü giydikten sonra formamın üstüne uzun siyah hırkamı geçirerek çantamı da alarak aşağı indiğimde ev ahalisi kahvaltı yapıyordu. Günaydın diyerek yerime oturarak ağzımı sulandırmayı başaran menemene yumuldum. Tava da kalan son menemen için Rüzgar'la yaptığımız kavgayı babam kalan menemenin hepsini yiyip

" ikinizde yemezsiniz olur biter "
Diyerek son noktayı koydu. Tavaya acıklı bir bakış atıp ayağa kalkarak babam ve annemi normal bir şekilde öperek Rüzgar'a yöneldiğim sırada sinsice gülümseyip yanağına uzanarak ilk ısırıp sonrada tükürerek kapıya doğru koştum. Ayakkabılarımı elime alarak giymekle zaman kaybetmemek için hızlıca kendimi dışarı atarak sokağın başına kadar yalın ayak gittikten sonra durup ayakkabılarımı giydim ve yoluma devam ettim. Allah'tan çantamı almayı unutmamıştım yoksa hayatta geri dönüp almazdım.
Aklımda hala menemen hayalleri vardı lakin kendimi eve gelince bol bol yapacağıma dair söz vererek avutarak çantamdan kulaklığımı çıkardım. Şarkı listemden bu aralar taktığım şarkıyı açarak eşlik etmeye başladım. Yol kenarında market görmemle oraya yöneldim. Marekte girerek çikolata reyonuna ilerlediğimde kararsızlıkla dudaklarımı ısırdım. Hangi
Çikolatayı alacağımı düşünüyordum. Rayonda dizilen çikolatalar sırasıyla ikram, dido, albeni, ülker çikolatalı gofret, laviva, browni, wanted, karamio, boom bastic, eti canga, petitoydu ve ben kesinlikle hepsinden alacaktım. Her gördüğüm çikolatadan birer ikişer alarak kasaya gittim. Kasiyer çocuk aldıklarımı geçirirken bende para çıkarıyordum kiocuğun

" on sekiz lira yetmiş beş kuruş "
Demesiyle ufak çaplı bir kalp krizi geçirerek yirmi lirayı elim titreye titreye uzatıp tüm çikolataları alıp çantama tıktım. Ne öğrenciyim ben poşete para veremem. Para üstünü alıp marketten çıktım, yolda ilerlerken o piti piti yaparak seçtiğim karamı açıp yemeye başladım. Telefonu elime alıp şarkıyı değiştirmeye niyetlenmişken whatsApptan mesaj geldiğini gördüm. Açıp baktığımda ise mesaj anonimdendi. Bildirim çubuğunda numarayı görünce numarayı kaydetmediğimi fark ettim, kaydetsem mi acaba. Aman kaydedeyim ne olacak. Ne diye kaydetsem? Bilinmeyen? Çok saçma. Anonim? Bana göre değil. Aha buldum.

Anonimsişey: o kadar çikolatayla ne yapmayı düşünüyorsun??

Bence ismi çok güzel olmuştu. Bu arada bu ne kadar saçma bir soruydu?

◇▪︎◇▪︎◇▪︎◇▪︎◇

VİSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin