⭐
Ulaş'ın arabasına bindik. Sakin bir sokağa girmiştik.
"Şirket burda mı?"
"Yok, önce eve götüreceğim seni."
Kafamı salladım. Araba durduğunda önümüzde çok tatlı, ama aynı zamanda da çok şık bir ev vardı.
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
"Burası çok güzel." Arabanın kapısını kapatıp Ulaş'ın elini tuttum.
"Sinan'la eve çıkmadan önce burda yaşıyordum."
"İnanılmaz."
"E hadi ama. Evimize bakmayacak mıyız?"
"Evimiz?" dedim kaşlarımı kaldırarak.
"Birlikte yaşamayacak mıyız?"
"Güzel olur da."
"Da?"
"Öykü ne olacak? Onun burda benden başka hiç kimsesi yok ki." Elleriyle yüzümü avuçladı.
"Sinan'la aynı evde yaşasalar? O zaman için rahat eder mi?"
Gülümseyerek kafamı salladım. Elimi tutup kapıya yönlendirdi.
"Eee, ne yapacaksın?"
"Sen sevgiline güven." Göz kırparak anahtarını çıkarıp kapıyı açtı. Sessiz olan evin ışıklarını açtı. Tıpkı Ulaş gibi kokuyordu.
"İçide çok güzelmiş."
"Gel yukarıyı da göstereyim."
Onu takip ederek merdivenden yukarı çıktım. Sonra bir odaya girdik.
"Burası da benim önceki odam."
"Yeni evindeki odana çok benziyor."
🔥
Odanın içine göz gezdirirken duvardaki poster dikkatimi çekti.
"Michael Jakson?"
"Çok severim."
Posteri inceledim.
"Hâlâ çok yakışıklı." dedim kendi kendime. Sonra Ulaş'la göz göze geldik.
"Neresi yakışıklı ya?"
"Niye öyle diyorsun hayatım? Adam gayette yakışıklı."
Elimden posteri aldı ve masanın üstündeki dergilerden birinin içine koydu.
"Kıskandın mı sen?"
"Ne kıskanacağım ya elin adamını."
"Hı hı kesin öyledir. Kıskanç öküzüm benim."
"Güzelim o dudaklarını uzatma istersen. Tutamıyorum kendimi."
Aklıma gelen fikirle sırıttım. Biraz delirtsem fena olmaz heralde.
VOCÊ ESTÁ LENDO
MÜPTELA
Literatura Feminina"Beni böyle ortada bırakışını hiç unutmayacağım." Kapak tasarımı bana aittir.
