25 | İrem Nerede?

3.3K 290 60
                                    

"Allah kahretsin! Nasıl yapar böyle bir şeyi!"

Ulaş sinirle duvarlara vuruyor, Sinan da onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Tamam lan sakin ol. Birazdan göreceğiz İrem'i. Seni böyle görmesin."

"Ne sakin olması? Ölüyordu ya!"

Odanın kapısı açıldı ve doktor çıktı.

"Hastamız iyi. Erken getirmişsiniz. Şimdi sakinleştirici verdik. Uyuyor."

"Görebilir miyim?" dedi Ulaş titreyen sesiyle.

"Tabiki."

Hepsi birden odaya girdiğinde Ulaş hızla sevdiği kadına yaklaştı. Alnından öptü. Sonra ellerine baktı. Sarılıydı. Eğilip ellerini öptü.

Öykü ağlıyor, Sinan ise gözleri dolu dolu İrem'e bakıyordu.

"Kardeşim benim. Yalnız bırakmadı beni." Öykü'nün ağlayarak söylediğiyle Sinan kollarını sevgilisine sardı.

"Şşş. Bırakmaz tabii ya."

Ulaş sandalyeyi çekip oturdu ve İrem'in yüzünü incelemeye başladı.

"Ah be güzelim."

İrem önce kaşlarını kaldırdı. Sonra yavaşça kıpırdandı.

"Ulaş..."

İrem gözlerini açtığında Ulaş eğilip dudaklarını İrem'in yanağına bastırdı.

"İyi misin?"

"İ-iyiyim."

"Kuzum! Ağrın sızın var mı?"

"Yok." dedi İrem mırıldanarak. Öykü ise burukça bir tebessüm etti.

"Bizim deli kızımıza bir şey olmaz ya." Sinan dolu gözleriyle gülümsemeye çalışıyordu. Öykü ve Ulaş'ı teselli ediyordu bir yandan.

"Çok korktum." dedi Öykü. Ailesi bildiği kişi elinden kayıp gidecekti.

"Sevgilim, gel biz biraz hava alalım." Sinan Öykü'yü odadan çıkardı. Ulaş ve İrem'i yalnız bırakacaktı.

Odadan çıktıklarında Ulaş hiçbir şey demeden dümdüz bir ifadeyle bakıyordu.

"Kızdın mı?"

"Neden böyle bir şey yaptın İrem?" Buz gibi sesi İrem'in içini titretmişti. Sinirliydi, aynı zamanda da içini yiyip kemiren hasreti dindirmeye çalışıyordu.

"Bir anlık bir şeydi. Yalnız hissettim kendimi."

Ulaş öylece susup odanın içine bakıyordu. Konuşurken İrem'in yüzüne bakmamıştı.

"Yüzüme bakmayacak mısın?"

"İrem. Çok kızgınım. Ters bir şey söyleyip kalbini kırmak istemiyorum." diyerek kestirip attı Ulaş.

"En azından bir kere bak bana."

Ulaş gözlerini kapatıp yutkundu. Sonra yavaşça gözlerini İrem'e çevirdi.

"Ölebilirdin İrem. Ben ne yapacaktım o zaman? Nasıl böyle bir şey yaparsın aklım almıyor."

"Özür dilerim." dedi İrem. Ağlamaya başlamıştı.

Ulaş tekrar kafasını çevirdi. Niyeti sevdiği kadını incitmek değildi, sadece pişman olup bir daha yapmamasını sağlamaktı.

"Hiç mi konuşmayacaksın benimle?"

MÜPTELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin