34 | İhmal

3.2K 249 140
                                    

Bu bölüm Ulaş'a sövmek serbest.

Yorum yapın beni delirtmeyin xnsçzşözşz

"Ulaş biz korunmadık!"

"Olsun."

"Ne demek olsun ya? Ya hamile kalırsam?"

"Kal aşkım. Hem bir tane daha güzel olmaz mı?"

"Bilmiyorum, İkra daha küçük."

"Dert etme, eğer hamile kalırsan doğuracaksın tabiki. Biri çocuğumuz da diğeri değil mi?"

Gülümseyerek dudaklarına bir öpücük kondurdum ve uykuya daldım.

Sabah uyandığımda Ulaş yanımda değildi. Komodinin üzerinde bir not vardı.

"Günaydın bitanem. Sabah erkenden toplantım olduğu için seni uyandırmadım, bir şey olursa ararsın. Seni ve kızımızı çok seviyorum."

Tebessüm edip yataktan kalktım. Üzerimde halâ Ulaş'ın tişörtü vardı. Hızlıca bir duş alıp üstümü giyindim.

İkra'nın odasına gittiğimde hala uyuyordu. Bende inip kahvaltı hazırladım.

Kahvaltıyı hazırlarken Eslem'i aradım.

"Efendim İrem abla?"

"Kuzum, bugün akşamüstü İkra'yı sana bıraksam olur mu? Evde sürpriz hazırlayacağım."

"Olur tabii abla, yardım edebileceğim bir şey varsa."

"Yok canım, İkra'yı oyalasan yeter."

"Tamam abla görüşürüz."

"Görüşürüz." Telefonu kapatıp sofrayı kurmaya devam ettim. Bugün cumartesi olduğu için kliniğe gitmeyecektim.

"Ayye." diyerek uykulu gözleriyle mutfağa girdi İkra.

"Günaydın kuşum." diyerek kucağıma aldım.

"Babam neyde?"

"İşe gitti. Hadi gel biz seninle kahvaltı yapacağız."

Kafasını salladı. Ama gözleri gidip geliyordu.

"Annecim sen iyi misin?" diyerek yanağına dokundum.

"Sen yanıyorsun İkra!" dediğimde gözleri iyice gidip gelmeye başladı.

Hızlıca banyoya götürdüm ve üstünü soydum. Suya soktuğumda ağlamaya başladı.

"Ayye soğuk!"

"Tamam annem, şimdi çıkartacağım."

"Ayye!"

"Tamam bitti bitti!"

Kısa bir süre sonra sudan çıkardım ve havluyla sıkıca sardım.

Üstünü giydirip mutfağa indirdim.

"Gel bakalım şurup içelim."

"İstemiyoyum, babamı istiyoyum ben."

"Tamam annem, ararız şimdi babanı." dedim ve şurubu kaşığa döktüm.

Şurubu içtikten sonra kucağıma geldi ve başını boynuma gömdü.

Ateşi hala düşmemişti.

"Yok bu böyle olmayacak, hastaneye gitmemiz lazım." dedim ve Ulaş'ı aradım.

Çalıyor, çalıyor, sonra kapanıyordu.

Tekrar aradım, ama uzun süre açan olmamıştı.

Bende mecburen arabaya atladığım gibi hastaneye sürmeye başladım.

MÜPTELAWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu