50. Bölüm Sandık

2.7K 183 17
                                    

Yorumlarınız için teşekkür ederim. Keyifli okumalar🤗

Sultan Hanım'ın konağa dönüşünün ardından 1 ay geçmiş, hastalığı ile ilgili pek bir değişim olmamıştı. Gün ağırıncaya kadar çektiği acıları dişlerini sıkarak geçirirken, gündüz evlatları ile genelde odasında vakit geçiriyordu. Arada ev işlerine yardım etmeye kalkışsa da henüz iyileşmemiş olan dikişleri sızlayınca vazgeçiyor, çöküyordu bir köşeye. Tek göğüsü alınmış olan bir kadın olmanın kendince eksikliğinin verdiği duygu durumu bir taraftan, evlatları ile geçireceği her saniyeyi en iyi geçirebilme çabası ile zaten karışık olan iç dünyası daha karmakarışık halde idi.
Eli tutup gözü görebilirken iki kızı ve bir oğlunun yuvasını yapıp, öyle göçüp gitmek isterdi ancak çaresiz kulların kaderi yaşamak dışında ellerinden bir şey gelmiyordu işte.
Genç kız iken zenginliğin her derde deva olduğunu düşünür, derdin sadece fakirlere bulaştığına inanırdı Sultan Hanım. Şimdi bir ağa hanımı iken, paranın bile çözemeyeceği dertlerin olduğunun gerçekliğini yaşarken sildi yemenisinin ucu ile gözlerini.
Kızlarına kendisinden sonra çeyiz olarak verilmek üzere ayırdığı eşyaları sandıktan çıkardı bir güzel. Bir güzel yıkarsa ve kolalarsa bunları Kiraz, bölüştürürdü artık. Kiraz'ı çağırıp, ne yapması gerektiğini bir güzel anlatıp yolladı Sultan Hanım. Sandığının dibine ulaşınca eline gelen kağıdı açınca gözleri yine yaşardı. Annesi kıyamazdı Sultan'ın saçlarını kesip öylece ocağa atıp yakmaya. Saçlarını bir güzel örerdi Sultan Kızın, örgülerini bozmadan keser ve bir kağıda sarardı. Sardığı kağıdı da bir yemeniye sarar ve şöyle derdi: " Ay parçam ben senin saçının bir teline kıyamazken nasıl hepsini birden kesip yakayım? Siz bu evden uçup gidince her birinizin özlemi yüreğime çöktüğünde bu saçları açıp koklayayım diye saklayacağım."derdi. Kendisine de anasının saçından bir belik örüp koymuştu sandığına. " Sen de bir gün ananı görmek ister ve göremezsen bunu koklarsın yavrum, belki hasretini bitirmez ama bir an için dindirir yavrum!" demişti anası. Aynı köye gelin giderken sandığına konan bu saçlara o zaman anlam veremese de şimdi anlıyordu annesinin bu saçları gelin olup gidice değil de bu dünyadan göçüp giden için bırakıldığını.
Zor bela dindirdiği gözyaşlarının ardından açtı yemenisini ve ördü bir güzel dökülmeye başlamış olan ipek saçlarını. İki ayrı belik ördüğü saçlarını kesti bir güzel. Bir beliğini Kiraz Kız için sardı ona ayırdığı yemeniye, diğer beliğini de Refika için ayırdığı yemeniye. Sandığın içine güzelce yerleştirdi. O da Kiraz Kız gelince şunları söyleyecekti:" Sen de bir gün ananı görmek ister ve göremezsen bunu koklarsın yavrum, belki hasretini bitirmez ama bir an için dindirir yavrum! Biri senin için diğeri Refika için!"
Son bir kaç işi daha kalmıştı Sultan Hanım'ın. Kiraz'ın epeyce bir zaman evlenmeyeceğini kardeşlerini bırakmayacağını biliyordu Sultan Hanım. Evdeki analığı da ona çeyiz yapmayı öğretecek kadar ya da yapacak kadar zaman bulamazdı. Kiraz'ı eksik olan çeyizlerini yapsın, el evine gidince eksik kalmasın diye biçki dikiş kursuna yazdırmasını isteyecekti Şahin Bey'den. En azından vakit geçirecek bir şeyler bulurdu, bilirdi kızının çalışkanlığını. Diğer kızı Refika'nın da sürekli ben okuyup, muallime olacağım dediğini duyar, ses etmezdi. Eğer ömrü yetseydi sonuna kadar mücadele eder, okuturdu kızlarını. Ama sayılı günleri kalan bir kadın için kendisinden sonra anasız, kolsuz kanatsız kalacak yavrularını koruması gerekecekti. Son bir isteği vardı Şahin Bey'den. Kızlarını okutmayacaktı! Bu son vasiyeti idi. Biliyordu Şahin Bey'in evlatlarının okuyup, iyi bir eğitim almalarını istediğini. Ancak okuyan kızlara ne gözle baktıklarını, ne sözler söylediklerini. Kızlarının arkasından söylenecek en ufak kötü söze engel olmalıydı. Anasız kalan Şahin Bey'in kızları şunu yaptı şununla sözü bile daha hayal ederken bile yüreğini sızlattı. Varsın kızları bu son vasiyeti için kızsın, bağırsın, çağırsın ama iyi bir hayat sürsünlerdi en azından onları yuvalarından uçuracak helal süt emmiş bir adam alıncaya kadar. Sahi Şahin Bey için de helal süt emmiş bir adam diyorlardı nişanlı iken. İnşallah kızlarının kaderi de kendisine benzemezdi...

Gönlümün Sultanı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin