16. Bölüm

3.2K 184 10
                                    

Aile bireyleri sofaya kurulan yer sofrasına oturmuş, herkesin sofraya yerleşmesini bekliyordu. Sanırım geç kalan sadece Şahin Bey idi. Sultan Hanım zaten loğusa olduğundan odasından çıkamıyordu. Hanımının iyi olduğundan emin olup; sofraya öyle gitmesi gerekti onun için. Zümrüt gözlü hanımının yemeğini yedirdikten sonra kahvaltı sofrasına gitmek için ayrıldı Şahin Bey.
     Sofraya oturduğunda sessizlik hakimdi elbette. Bekledigi ise hayırlı olsun evladın denmesi ve güzel dileklerle sohbet edilmesi idi. Sıkıntılı bir yemek olacağı belliydi herkesin suratına baktığında. Babası sessizliğini koruken ablası cok sert bir şekilde yemek yemeye devam ediyordu. Alınan her kaşık sanki Şahin Bey'in kafasına vuruluyordu. Evladının olmasının sevincini yaşayamadan; aile büyüklerinin neden bir ağanın ilk çocuğu kız olurdu ki; tepkisi veriliyordu ulu orta... Bu tepkiyi veren de bir kadındı... Bencilcesine ... Kendisini unutmuşcasına... Bir kadının en büyük düşmanı da bir kadındır cümlesini bağıra bağıra ortalığa yayılırcasına...
   Dayanamayarak içinde biriktirdiği zehri döküverdi ablası birden: " Bu Sultan Gelin bize çok büyük utanç vermiştir. Sen bu duruma hiç tepki göstermiyorsun ha kardeşim? Bir ağaya yakışacak şey midir kız evladı yüreğine basıp, karısını korumak nedir ağa kardeşim? Millet dilini açmaya başlar yakında. Sen ne çözüm düşünürsün ki bu durumda? Vardır elbet bir bildiğin. Söyle hele nedir kafanda yapmak istediğin? Bize bu yük çok ağır gelmiştir." Dedi
   Şahin Bey ne derse desin çok da değişmeyecek olan bu tepkiye öfkesini kontrol altına almaya çalışarak verdi cevabını: " Benim tatlı dilli ablam. Ne yapmışız ki ayıp olan, günah olan, yüzümüzü yere eğen nedir ki? Allah'ın verdiğine ne denir ki? İsyan mı edeyim yaradanın bana verdiği yavruma? Allah en sevdiğine bile kız evladını vererek mükafatlandırmış, bana düşen şükür etmektir. Hanımımın yaptığı bir kötülük yoktur ki başımız yere eğilsin. Arı ve namusu ile bana hanımlık size ise gelinlik yapmaktadır. Sevmek isterseniz benim yavrum hepinize torundur, yiğendir. Sevmek istemezseniz kırılmam, darılmam ki. Rabbimin bana hediyesi şükrümdür ve duamdır ancak. Evladımın adını da Babamın annesinin adını koymak isterim eğer babam da kabul ederse. Hatice olsun bize yeni umut veren evladımın mavişimizin adı." der Şahin Bey.
    Sessizliği babasının bastonunu yere vurması bozar birden. Bastonun yere vurulması onaydır aslında. Babası kabul etmiştir torununu. Bunu kabul ettiğini gören ablası ise sinirle sofradan kalkar. Şahin Bey ellerini öper babasının ve hayır duasını ister.
   Zor olacaktır elbette ablasının Zümrüt gözlü hanımını kabullenmesi. Allah sabır verirdi elbette Şahin Bey'e. Evladını vermişti, gönlünün Sultan'ını vermişti. Ya nasip diyip kalktı sofradan Şahin Bey, yüreğinde açan umut çicekleri ile birlikte.

Gönlümün Sultanı (TAMAMLANDI)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora