Bölüm 17

1K 85 41
                                    

Bölüm şarkısı: BİGBAN Let's not fall in love

▪▪▪

"Burun burunaydık. İnanabiliyor musun? Ölmeyi diledim bir an." Son söylediğim cümle ile birlikte Kai beni biraz daha göğsüne çekip sırtıma kalp atışlarının müziğini yaydı. Nefesinin buğusu saçlarımın arasında geziniyordu. Bana gösterdiği şefkati an be an hissediyordum. Birimizden birinin tehlikede olduğu her an birbirimize olan aşkımız bu hengameden daha sağlam bir şekilde çıkıyordu. İki katı daha güçlüydüm şimdi ve Kai'nin bana karşı olan aşkı iki katı daha kuvvetliydi. Hissediyorum..

"Bir daha kendi başına bir işe kalkışmadan önce bundan benimde haberim olsun mümkünse." İmalı bir ton yerleştirdiği sesi kulaklarımda yankı yaparken, suçunu gizlemeye çalışan bir suçlu edası ile gülümseyerek kafamı ona doğru çevirdim. Eh! Haksız da sayılmazdı hani.

Kuzguni siyah saçlarına uyumlu koyu kahverengi gözleri anında benim gözlerimi bulmuştu. Yüzümde ki gülümsemeye karşı onunda yüzünde bir gülümseme olmuştu. Bunu istemsiz bir şekilde yapıyor biliyorum. Çünkü Kai'yi gülümserken gördüğümde benim de istemsizce gülümsediğim çok an oldu.

Ona yarı dönük bir şekilde sağ kolumu boynuna sol kolumuda beline sardım. Hiç şüphesiz yüzümde mahcup bir ifade vardı. Titrek bakışlarım buğulu gözlerini bulduğunda umutsuz bir nefes aldım. "Özür dilerim" dedim. Sesim mahcubiyetimin altında ezilip oldukça kısık bir tonda çıkmıştı. "Ama benim yüzümden acı çeken diğer insanları ve seni gördükçe mahvoluyorum. Ve bende-"

"Ve sende" dedi sözümü keserek. Anlımın ortasına küçük bir öpücük kondurdu sonra. Kazayakları kırışıp açıldı. "Gidersen onunda senin peşinden gelip bizi rahat bırakacağını düşündün öyle mi?" Sorusuyla birlikte kaşları çatılıp gözleri daha koyu bir tona büründü. Düşüncelerimi, kendi iç sesim dışında başka birinin ağzından duyunca oldukça içler acısı gelmişti doğrusu. "Öyle bir şey olmayacak Kyungsoo'm. Bak o adam artık yanlızca seni istemiyor." Elini yavaşça çenemde gezdirdi. Gözlerim bir an sadece bir an huzurla kapanıp saniyeler sonra tekrar geri açıldı. "O adam ölüm istiyor Kyungsoo. Niye bilmiyorum." İçim titredi. "Neden bu hale geldi onu da bilmiyorum. Ama artık tek istediği sen değilsin. Hepimizi istiyor Kyungsoo. Hepimiz ölelim istiyor." Son kurduğu cümle kalbimin ortasına patlamaya hazır bir bomba bırakmıştı. Tam o an ağzım dilim kurumuş yutkunmam boğazıma bir kaktüs çiçeği misali dikenler bırakmıştı.

Yavaşça Kai'nin göğsünden ayrılıp gözlerimi tekrar döndüğümüz odanın karışıklığında gezdirdim. Kai hastaneden taburcu olalı iki gün olmuştu. Neyseki ameliyat yeri iyileşip dikişleri düşmeye başlamıştı bile. "B-benim yüzümden" dedim tekrar titrek bir sesle. Kai avucunu yanağıma yerleştirip yüzümü kendine doğru çevirdi. Burunlarımızın ucu birbirine temas ediyordu. Esmer teninin erkeksi kokusu bedenimi duvardan duvara vuruyordu. Onunla olmak, onun olmak istiyordum. Ama cesaretimi kim alıp götürdüyse geri getirmek bilmiyordu.

"Bak güzelim" dedi. Sesinden bıkkınlık akıyordu. Yılgın nefesi dudaklarımı yalayıp geçtiğinde. Eşsizliğinin altında ezildikçe ezildim. "Seni seviyorum Kyungsoo. Seni çok seviyorum ama kendini suçlamaktan vazgeç artık. Lütfen." Başını biraz daha eğdi. Artık dudaklarımız birbirinin üzerindeydi. "Bunların hiçbirine sen sebep olmadın." Konuşurken dudakları dudaklarımın üzerine değip orada bir ritim tutturuyordu. Dili dudaklarının arasından sıyrılıp benim dudaklarımın üzerinde bir tur attığında elimin altında kalan çarşafı sıkıp çıplak ayak parmaklarımı büzdüm. Dokunuşlarının altında titrememek mümkün değildi. Ona duyduğum arzu o denli yoğundu ki, ellerini saçlarımda gezdirse ereksiyona uğruyordum.

Üst dudağımı, dudaklarının arasına aldığında elimin altında ki çarşafı biraz daha sıkıp, titrek bir nefes verdim. Gözlerim ağır çekimde kapandı. Kai'nin dudakları gözlerimden bile yavaş haraket ederken o an öpücüğünün vermiş olduğu etki damarlarımın kalbime daha hızlı kan pompalamasına neden olmuştu. Dudakları dudaklarımı ezerken, ağzım benden habersiz bir şekilde aralandı. Dili aniden ağzımın içine kayıp dişlerimi sıyırdığında hissettiğim heyecanla elimi Kai'nin baldırına atıp orayı sıktım. Heyecandan ya da korkudan karnımın etleri kasılmaya başlamış kasıklarımın hemen üzerinde ufak bir sancı hissetmiştim.

SADİST(KaiSoo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin