Bölüm 7

1.7K 135 74
                                    

Kararsızlık insana verilmiş en büyük eziyet olsa gerekti. Ve ben Kai konusunda birkez daha kararsız kalmıştım. Belki kararsızlık bir nevi korkumun dışa yansıması gibi bir şeydi ama bu bile beni ona karşı bir güven duymaya itmiyordu.

Korktuğum Kai mi? Yoksa kendim mi ondan bile emin değilim. Fakat onun sadist olma ihtimali içimi kemirirken ona nasıl güven duymamı bekliyordu ki? En azından bana bir kanıt sunmalıydı. Beni korktuğum o kişi olmadığına inandırmalıydı.

Düşüncelerim bunlardan oluşuyordu ve bu düşünceler beynimi kemirirken uyumak istememe rağmen aklımdakiler yüzümden bir türlü uyuyamıyordum. Bu yüzden yapabileceğim en iyi şeyi yapıp sol tarafıma dönerek bebekler gibi mışıl mışıl uyuyan adamı izlemeye başladım. Bir şekilde sol tarafımda olmayı başarıyordu. Kimi zaman korku, kimi zaman hoşlantı, kimi zamanda nefret gibi dengesiz duygular yüzünden olsa da bir şekilde vardı işte ve görünen o ki olmaya da devam edecekti.

Akşam ki konuşmanın üzerine benim cevap vermeme dahi fırsat vermeden kendini bir nevi yatağına kapatmıştı.

Fakat sözleri bana o kadar samimiyetsiz geliyordu ki.

Evet kabulleniyorum onu öpmüş hatta yeri geldiğinde büyük bir heyecanla her seferinde bu kapıdan içeri girmesini beklemiştim. Ama bu bile Kaiden tıpkı bir vebalı gibi kaçıp uzaklaşmamam için geçersiz bir neden değildi. Ben ilişkiler konusunda dengesiz biri olabilirdim lakin asıl dengesiz olanın bana göre Kai olduğunu düşünürsek bu durum beni fazlası ile korkutuyordu.

Bu yüzden ona daha fazla bakmaya tahammül edemeyerek kapının altından ışığı sızan koridora çıkmak için ayağı kalktım. Terliklerimi ayaklarıma geçirdikten sonra ince bir hırkayı sanki beni soğuktan korumaya gücü yetermiş gibi sırtıma geçirip sessiz olmaya çalışarak dışarı çıktım.

Dışarı çıktığım an Yifan'ın koridorda bulunan kalorifere yaslanmış bir şekilde bizim odayı izlemesi beni şaşırtsada fazla bozuntuya vermemeye çalışarak gülümseyip ona doğru yürümeye başladım. Beni gördüğü an yüzünde ki kararsızlık yerini genişçe bir gülümsemeye bırakmıştı. Henüz yeni tanıdığım biri olmasına rağmen bana karşı bu denli samimi olması zaman zaman kalbime nifak tohumları eksede umursamadım. Bir şekilde bunun Kai'yi kızdıracağını biliyordum ve bundan en az sadistin bana acı çektirirken aldığı zevk kadar zevk alıyordum. Belki biraz abartmış olabilirdim. Ama yaşadığım şeylerde abartılmayacak gibi değildi hani.

"Seni de uyku tutmamış anlaşılan." Yifan parmaklarının arasına sıkıştırdığı sigarayı dudaklarına doğru götürürken söylediğinde başımı sallayıp onu taklit ederek popomu kalorifere yaslayarak sıcaklığın bedenimi ele geçirmesine izin verdim.

"Yurt içinde sigara içmek yasaktır."

"Bunu umursuyor gibi bir halim mi var?" Her zaman ki gülümsemesi yine suratındaydı.

"Chanyeol'un babası ne kadar yumuşak gibi görünsede sert bir adamdır ve kuralları ihlal edildiğinde çok kötü bir adama dönüşür."

"Emin ol Chanyeol denen adamda babası da umurumda değil. ve ben istediğimde herkesten daha sert bir adam olurum." Yüzünde ki gülümseme silinip sigarasından bir yudum daha aldığında başımı sallayıp kollarımı göğsümde kavuşturdum. Onun güçlü olduğunu hissedebiliyordum. Ve evet her söylediğine inanabilirdim.

"Kyungsoo" sessiz geçen beş dakikanın ardından ismimin dudaklarından dökülmesi ile birlikte ona doğru döndüm. Yüzünde gizemli bir hava vardı ve polislik okuyan içgüdülerim -ben her ne kadar olmadıklarını düşünsemde- ondan hafifçe şüphelenmeye başlamıştı. Herkese kolayca güvenen aptalın tekiydim ve ben ilerde güya bir polis olacaktım.

SADİST(KaiSoo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin