Bölüm 31

1.1K 58 11
                                    

        Multimedia'daki Wes. Bölümün kısalığı içinde ayrıyeten özür dilerim. Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

            " İkinci aşamayıda bitirmiş bulunmaktayız. " 

     Wes ' in güçlü sesini duymamla birlikte kollarımı birbirine doluyorum. Ve başımdaki feci ağrıyı umursamamaya çalışırak tüm dikkatimi ona veriyorum. Yapacağı anonunsun önemli olduğunu ve Cesurluk ' taki yerimizde belirleyici olduğunu biliyorum. Yine de ne korkuyor ne heyecanlanıyor ne de endişeleniyorum. Sabahtan beri içimde tarif edemediğim bir boşluk var , bunu durduramıyorum. Bu yüzden hiçbir şey hissetmemenin tadını çıkarıyorum. 

         " Listeyi duvar astığımda sıralamanıza bakabilirisiniz. Ama görev dağılımı yarın yapılacak. İki aşamda gösterdiğiniz dereceye bağlı olarak. Belirleyicimiz bu olacak. "

       Rose ' un ve diğerlerinin gerginliğini sezebiliyorum.Çok derinde bir yerlerde benimde onlar gibi endişelendiğimi hissettiğim bir parçam olduğunu bilsemde uyuşukluk hissininin beni bırakmasını istemiyorum. Yapay bir gerçeklik olsa da bu hissin beraberinde getirdiği huzur hoşuma gidiyor. Ve bundan vazgeçmek o an için yapılacak en aptalca şey gibi görünüyor. 

        Wes daha fazla bir şey demeden elindeki tahtayı duvardaki çiveye asıyor. Dün onunla son görüşmemden beri daha canlı görünüyor. Nedenini bilmesemde buna seviniyorum. Geçmişte ne yapmış olursa olsun o bana yardım etti. Ve bende bunu yok sayamam. 

       Tüm başlar duvara çeviriliyor. Bense bakmak için hiçbir girişimde bulunmadan yanlızca dikiliyorum. Wes ' le göz göze geliyoruz. Gülümseyeceğini sanıyorum fakat o anlam veremediğim bir ifadeyle bana bakıyor.

         " Tebrikler. " Rose kolumu dürtüyor. İrkilerek başımı ona çeviriyorum. Boş bakışlarımı gördüğünde o da aynı bakışları bana gönderse de açıklama yapmayı ihmal etmiyor.

      " Birinci olmuşsun. "

        Listenin bulunduğu yere doğru ilerlerken bir kaç baş bana doğru dönüyor. Bazıları sessizce mırıldanıyor. Anlam veremiyorum.

      Ama kalp atışlarım hızlanmaya başlarken etrafımdaki her şey sessizliğe gömülüyor .Ve ben o an için , bir sayısının yanında yazan ismimle tek başıma kalıyorum. 

       Clair.

         " Topluluktan hiç kimse atılmayacak olduğu için pir parça rahatlayabilirsiniz. Ama yerinizde olsam kendimi tam anlamıyla buna kaptırmazdım. Görevleriniz buradaki yaşamınızı etkileyecek. İstesenizde istemesenizde. Bu dediklerimi dikkate alın. "

         Wes ' in söylediklerini belli bellirsiz duyuyorum. Ardından odada benden başka kimse yokmuş gibi yanlızmışım hissine dalıyorum. 

              Mükemmel bir el yazısıyla tahtaya yazılmış ismime tekrar tekrar bakıyorum , sanki altı yaşında annesininin yardımıyla okumayı öğrenen o küçük saf kız oluyorum. O küçük mutlu ve dünyada sadece iyilğin olduğunu düşünen ,  kötü şeylerden bihaber olan  o kız...

       " Hey. " 

     Omzumda bir el hissediyorum fakat bu beni korkutmuyor. Sadece derin düşüncelerimden sıyrılıp arkamı dönmemi sağlıyor. " İyi misin ? "

      Burnumu çekiyorum. " Bilmiyorum. " 

      Wes susuyor. Odadaki biz hariç herkesin dışarı çıkmış olduğunu fark ediyorum. 

       " Birinci olmamalıydım. " diye fısıldıyorum. " Bunu hak etmiyorum bile. "

      " Hak ediyorsun. Similasyonu diğerlerinden çok daha hızlı bitirdin. Ortalaman mükemmele yakın. " 

     Başımı sallarken mindere çöküp ayakalrımı kendime çekiyorum. Wes ' te beni taklit ediyor. 

     " Hayır hak etmedim. " diye tekrarlıyorum.  " Bende bir sorun var. " 

        " Farklı olmaz sorunlu olduğun anlamına gelmez Clair. " 

      " Ama bu farklı. " diyorum anında sert bir sesle. Bu onu ürkütüyor. " Bak similasyonumda neler olduğunu ikimizde iyi biliyoruz. Onlar gibi değilim. Bu şey onlarda yok. Ve bu bile başlı başına bir haksızlık. Onlar bunu yapamazlar değil mi ? " 

      Bir süre susuyor ve anlamdığım bir nedenle yüzü kireç gibi oluyor. " Similasyonunu hatırlıyor musun ? "

     Dudağımı dişliyorum. " Pek sayılmaz. İstediğim zaman hatırlayabileceğime eminim ama bir şey bunu yapmama mani oluyor. " 

    " Buna sebep ne peki ? " diyor merakla. 

      " Kendim. " diye cevap veriyorum. " Bunu istediğimi sanmıyorum. "

     Kaşlarını çatıyor. " Sırf hatırlayabilmek için o kadar şeye kalkıştın ve şimdi bunu yapmak istemediğini mi söylüyorsun bana ? " 

        " Yaptıkların için ne kadar teşekkür etsem az. " diye karşılık veriyorum , hissettiğim minetti yansıtmayan sesimle , bir damla göz yaşı çeneme doğru akmaya başlarken. " Gerçekten minnettarım. Ama bu benim kararım buna karışamazsın. "

      Homurdanıyor. " Clair. " diye fısıldıyor. Bakışlarımı tahtadan ayırıp ona dönüyorum. " Bu bir oyun değil. "

       " Tüm bu şeylerden sıkıldım. " Göz yaşları daha hızlı akmaya başlıyor. Ruhumda hiç kapanmayacak gibi gelen bir boşluk hissediyorum. " Bilmecelerden , sırlardan, birilerine karşı savaşmaktan , hep bir şeylerin ortasında kalmaktan. Daha kendi kimliği dahi bilemezken ben boyumu aşan şeylerle burun buruna geliyorum. " 

        " Dünya sadece senin etrafında dönmüyor. " diye susturuyor beni sert bir sesle. " Senden çok daha kötü durumda olan insanlar varken abuk sabuk sebeplerle kendini üzemezsin. "

    Küfür yemiş gibi dikiliyorum. " Ne yani yaşadığım bu şeyler sana abuk sabuk mu geliyor ?  Beni ne sanıyorsun Wes ! Herkesin bulaşmaya korktuğu yenilmez bir kabadayı falan mı ? " 

        " Topla kendini ! " Ellerimi kavrayıp sıkı sıkı tutuyor. " Sen bu değilsin. Gerçekte olduğun kişiyi göster bana ! "

       Canım acıyor. Göz yaşlarının bulanıklaştırdığı görüşümden Wes ' i zar zor seçebiliyorum. " Ya ben buysam ! Ya hep bu olduysam ? "

       " Değilsin. " diyor sertçe , aynı zamanda güç vermek ister gibi. " Sen bu değilsin. Bunu kendine yapma ! " 

       Kendimi daha fazla tutamıyorum. Her geçen saniye akmak için sabırsızlanan göz yaşlarına yenik düşüyorum. Wes beni kollarıyla sarmalıyor. Her şeyi unutmak , kaçmak istiyorum. Yüzleşmek ölüm gibi geliyor. Kaçarsam hayatta kalacağımı düşünüyorum. 

     Fakat her zaman olduğu gibi yine , bir şeyler bana mani oluyor. Bu seferki sebebin Wes olduğuna karar veriyorum. Söylediklerinin doğru olduğuna inanıyorum. En azından inanmak istiyorum. Fakat bu , kulağa cılız gibi görünen sebep bile beni ayakta tutmaya yetiyor. Akıttığım her bir göz yaşının beni daha güçlü kıldığını düşünüyorum. Ve kendi kendime öyle olacağına dair söz veriyorum. 

         

          

             

Uyumsuz | A Divergent Fanfiction 1Where stories live. Discover now