Bölüm 9

2.9K 126 19
                                    

 Yeni bölümü hemen yayınlayıp sizi sevindireyim dedim :) . İyi okumalar :) .

 " Sizce iyi midir?" 

"Doktor iyi olduğunu söyledi değil mi? İyileşecektir."

 "Onu döven birinin böyle söylemesi komik kaçtı."

 "Fark ettiysen üstüme ilk o atladı ayrıca ..."

 "Siz ikiniz çenenizi kapatacak mısınız yoksa ben mi kapatayım ?"

 Kulağıma, geçtiğimiz günden bu yana fazlasıyla aşina olduğum sesler dolmaya başlıyor. Zihnim nihayet bulanıklığından yavaş yavaş kurtulurken neler olduğunu anlayamıyorum. Neredeyim ? Burnuma Bilgelik revirlerinde çalıştığım günlerden kalma, o aşina olduğum alkol ve tentürdiyot kokusu geliyor. Bir revirde olduğuma eminim ama neden bir revirdeyim ? Neden gözlerimi açamıyorum ?

 Biri sağ elimi kavrıyor. Elin sıcaklığıyla tüm bedenimi mayhoş bir ısınma duygusu ele geçiriyor. 

 "Eli buz gibi. Battaniye falan mı getirsek ?" 

 Bu Dave'in sesi. Dave. 

 Nihayet algılama yetimi kazanıyorum ve neden revirde olduğumuzu anlıyorum. Wes'in bizi dövüştürdüğünü eğer bunu yapmazsak topluluktan atılacağımızı, sonrasındaysa Dave'in üzerine atladığımı, suratıma sıkı iki yumruk yedikten sonra kendimi kaybettiğimi hatırlıyorum. Eziklik ve güçsüzlük duygusu tüm bedenimi sarıyor. Dave'den dayak yemiş olduğuma inanamıyorum.

  Saklanmak, buradan hiç kimse anlamadan kaçmak istiyorum. Fakat bunun dayak yemekten daha büyük bir ödleklik olacağını biliyorum. Daha da kötüsü Cesurluk'tan başka gidecek yerim yok. Artık yok.

 Göz kapaklarım kendiliğinden açılıyor. 

 "Clair ?" diyor Rose. Suratında endişe ve rahatlama karışımı bir ifade var. "Kendini nasıl hissediyorsun ?"

 Aklıma ilk olarak ödlek gibi cevabı geliyor. 

 "Gözü şişmiş birinin hissettiği gibi." diyorum ve gülümsüyorum. Babam hep şöyle derdi ; Gülümsemek, bu dünyadaki her türlü maskeden iyidir. Seni olduğundan daha güçlü gösterir. Gözlerim yaşarıyor. Cesurluk'a geleli az bir zaman oldu, buna rağmen ailemi çok özledim. Beni ben olduğum için seven insanları çok özledim. 

 Sam de gülümsüyor ve  " Merak etme Cesurluk'ta güzelliğin pekte önemli olduğunu sanmıyorum." diyor. İşte, Dürüst birinin tereddütsüz verebileceği bir cevap. 

 "Evet, öyle." diyorum. "Kaç gündür baygınım ?"

 Rose kaşlarını çatıyor. "Hım, bir düşünelim. Dövüşler başlayalı iki gün oldu.O zaman iki gündür baygınsın."

 "Dövüşler mi?" diye soruyorum şaşkınlıkla. Sonra, Rose'un kolundaki morluklar dikkatimi çekiyor. Renkleri morun canlı bir tonunda, sanırım kısa bir süre önce oluşmuşlar. 

 "Bunu kim yaptı ?" diye soruyorum ve yataktan hızla kalkıp elimi Rose'un kolundaki izlerin üstünde gezdiriyorum. "Dürüstlükten gelen Scot diye biri. Aman boşver. Seninkinin yanında bu ne ki ?" Sırıtıyor. Söylediği son cümlenin beni neşelendirmesi ve kendi yaralarımın çokta önemli olmadığını,her ne olursa olsun alışabileceğimi anlatmak için söylediğini biliyorum.Buna rağmen canım sıkılıyor. İlk geldiğim gün, yerleşkede ilk atlayan olarak elde ettiğim saygınlığın yerinde şimdi yeller esiyor gibi hissediyorum.

 Sağ tarafımda dikkatle ve pişmanlıkla beni süzen Dave'i fark ediyorum. İçimde bir öfke dalgası fokurduyor. Ona fazlasıyla kızgınım. Öte yandan bunu yapmasaydı, yerleşkeden atılma ihtimalimizi göz önünde bulundurunca, ona daha çok kızacağımı da biliyorum.

Uyumsuz | A Divergent Fanfiction 1Место, где живут истории. Откройте их для себя