Bölüm 15

2.2K 91 17
                                    

Yeni bölümümüz de geldi :D . Umarım beğenirsiniz. Vote ve yorum atmayı unutmayın :) . Açıklama her zamanki gibi sonda :) . Bu arada unutmadan söyleyeyim bu bölümü Wattpad ' de hikayesini ilgiyle takip ettiğim bir yazara fangirlsfandoms ' a ithaf etmek istiyorum :) . Kumsaldaki Meteor adlı hikayesinin ilk okuyucularından olmasamda kitabı okuyucu sayısı 4000 olduğundan beri takip ediyor ve severek okuyordum . Ve kitap şu an 3 milyon okuyucu sayısına ulaştı :) . Ayrıca beni yazmaya teşvik ettiği upuzun ve güzel yorumundan dolayı bu bölüm ona olsun :) . 

   Yatağımda dönüp durmak uykuya dalmama pekte yardımcı olmuyor. Vücudum yorgunluktan sızlıyor ama zihnim o kadar aydınlık ve ferah ki bir türlü uyuyamıyorum. Gözlerimi kapatır kapatmaz aklıma Dave ile olan öpüşmemiz geliyor ve midem tuhaf bir şekilde kasılıyor . Onu kendi isteğimle öpmüş olmama hala daha inanamıyorum. Ben ne yaptım böyle ?

Onu gerçekten seviyor muyum , yoksa öpüşmemiz bir hata mıydı bilemiyorum. Bugüne kadar Dave ' e karşı daima koruduğum sağlam bir mesafem vardı. Peki öpüşmemizle birlikte bu mesafenin gücü kırıldı mı ?

Dave ' i önemsiyorum. Şüphesiz. Ona zaman zaman kızsam ve itiraf etmesemde pısırık olduğunu düşünsem bile canının yanmasını istemiyorum. Gerçi şu son olaylardan sonra Dave ' in pısırık olduğuna şüpheliyim. Hayır , o kesinlikle pısırık değil. Peki ne o , Dave ' in benim için anlamı ne ?

  Derin bir nefes alıyorum. Sadece uyu sadece uyu .

Ama uyuyamıyorum.

Yatakhaneden çıkıp temiz hava almak istiyorum. Odanın duvarları üstüme üstüme geliyor adeta.

Sessizce ayakkabılarımı giyiyorum ve karanlık koridora süzülüyorum.

Etrafta amaçsızca dolaşırken aklıma geçen sefer yatağımdan gizlice ayrılıp Çukur ' da dolaşırken şahit olduğum kavga geliyor. Parker ' ın o hali zihnimde tekrar canlanınca midem bulanmaya başlıyor ve adımlarmı öfkeyle hızlandırıp Çukur ' u es geçiyorum. Evet öfkeliyim çünkü Parker ' ı çok iyi tanımasamda cesur biri olduğunu düşünmüştüm. Oysa ona saldıran kişilerin yaptıklarını karşılıksız bırakması onun ödlekliği kabul eden bir ödlek olduğunun apaçık bir göstergesi !

Bundan sana ne Clair ?!

Koşar adımlarla eğitim salonuna yöneliyorum. Orada kendimi bir şekilde oyalayabilirim. Yorgunum evet , fakat kendimi daha çok yormaktan çekinmemem lazım. Benimde tıpkı birlikte yaşadığım insanlar gibi her daim atak yapabiliyor olmam lazım. Bunu yapmam lazım ve yapacağım.

Kapı ara sıra gıcırdayabiliyor bu yüzden ses çıkarmaması için olabileceğim en yavaş ve sert olmadığına dikkat ettiğim hareketlerle kapıyı aralıyor , ardından içeri süzülüyorum. Kapıyı yine , ardımdan ses çıkartmayacak şekilde kapatıyorum.

Yumuşak zemin çıkardığım sesi adeta yutuyor ki bu da çok işime geliyor. Etraf her ne kadar ıssız ve insansız görünse de temkinli olmamda fayda var ; geçen sefer Çukur ' daki gibi bir süprizle daha karşılamak istemiyorum.

Ne yapmak istediğimi kestiremiyorum bu yüzden geniş salonu dolaşmaya başlıyorum .

Hızlı fakat yumuşak adımlarla bıçak bölümüne varıyorum. Gözlerim değişik tipli , gümüş bıçakların üstünde adeta kayıyor. Biraz sonra masanın arka taraflarındaki sivri uçlu ve tehlikeli görünümlü bir bıçak dikkatimi çekiyor. Bu bıçağın diğerleriyle pek bir farkı yok - en azından bana öyle geliyor. Fakat oldukça sıradan görünümüyle , bana Eveleyn ' den habersiz girdiğim simülasyon testimi hatırlıyor. Şu an elimde tuttuğum bıçak simülasyon testimde , peynir yerine tercih ettiğim bıçağın neredeyse aynısı.

Parmaklarım pür dikkat bıçağın keskin ucunda ve kabzasında dolaşıyor. O zamanlar , seçim sonucumun ne olduğunu bilmek için yanıp tutuşuyordum. Sanki eğer , nereye ait olduğumu erkenden öğrenirsem seçimim ne olursa olsun sonradan hoşuma gitmeyebilecek şeyleri kendi lehime çekebilirmişim gibi. Fakat tabi , işler böyle yürümüyordu , yani en azından bunu artık biliyorum. 

 O gün , yani Eveleyn ' den habersiz similasyona girdiğim gün , kesinlikle benim dönüm noktamdı. Ben , her ne kadar oraya ait olduğumu düşünürsem düşüneyim bana aslında Bilgelik ' e ait olmadığımı çok net bir şekilde göstermişti ki sonucumda zaten Cesurluk çıkmıştı. Tam , net bir sonuç. Ne eksik ne de fazla.

 Bıçağı avucuma doğru kaydırıyorum. Similasyon testimi düşürken aklıma bir şey dank ediyor.

 Madem test sonucum belirsiz , yani herhangi bir topluluğa uyum sağlayamıyorum o zaman bunun ilk girdiğim similasyonda sonucumda da olması lazımdı. Ama o zaman ki sonucum Cesurluktu. Hatta şu an bile bilgisayarda mükemmel bir yazı tipiyle birleştirilmiş beyaz harfleri sanki varmış gibi tekrar görebiliyorum.

 Sonucum ilk testte Cesurluktu . Peki nasıl Uyumsuz oldu ?

İrkildiğimde bıçak elimden düşüyor. Fakat zihnim bunu umursamayacak kadar meşgul.

Gözlerim öfkeyle açılıyor. Eveleyn bana yalan söylemiş olabilir mi ? İyi de ne için , ne yapmak için ?

Cevabı bulmak aslında çok basit fakat bulmak istemiyorum. Bunları düşünmem yanlızca ablama olan öfkemin arttıyor ki bu da beni bilinmeyen bir geleceğe sürüklerken aklımı karıştırıyor , zihnimi bulandırıp beni duygusal olmanın eşiğine getiriyor. Hayır , hayır , hayır. Cevap ne kadar basit olursa olsun onu bulmak istemiyorum , istemiyorum .

Tüm bunlardan kaçamayacağımı bildiğim halde kaçmaya çalışmam çok saçma. Çünkü içimi acıtan gerçeğin beni bulması yanlızca birkaç saniye alıyor.

Eveleyn Bilgelik ' i tek etmem için bana yalan söyledi.

Şaşırmamam gerek , Eveleyn ' den böyle bir hamle beklememek aptallık olurdu . Oysa bunu gerçekten beklemiyordum. Böyle bir şey yapabileceğini nasıl görmezden gelip kendimi kandırabildim inanamıyorum.

Peki tüm bunları bilmeme rağmen neden hayal kırıklığı duyuyor ve ihanete uğramış gibi hissediyorum ? Eveleyn ' in böyle bir şey yapmasının mümkün , hatta çok yüksek bir ihtimalle mümkün olduğunu bilmeme rağmen ona içten içe güveniyor muydum ? İnsan , düşmanı ona kötü bir şey yaptığın da ona karşı hissettiği nefreti mi artar yoksa ihanete uğramış gibi mi hisseder ? Tabi ki nefreti artar. Peki Eveleyn benim düşanım mı ? Ondan bu kadar nefret ettiğime ve beni Bilgelik ' ten postalamak için kandırdığına göre sanırım öyle . 

Öyleyse Evelyn ' i düşmanım olarak görüyorsam neden ihanete uğramış gibi hissediyorum ?

Aptal , aptal , aptal ! Kadının bunca zamandır yapmak istediği tek şey seni Bilgelik' ten postalamaktı ve sende tongaya düştün. Zavallısın Clair Strayder ! Ona güvendiğin günden beri koca bir zavallısın. İnsanlar düşmanlarına güvenmezler , onları yok etmenin yolunu ararlar.

Aptal , aptal aptal !

Sanki salonun içinde beni rahatsız eden bir ses varmış kulaklarımı tıkayıp koşmaya başlıyorum. Oysa ses dışarıda değil içeride.

Kapıyı arkamdan hızla kapatıp yatakhaneye doğru koşuyorum.


Bu bölümde sonuna geldik. Kısa gelmiş olabilir ama bu bölüm her şeyin başlangıç noktası gibi bir şeydi kısacası artık önceki bölümlere kıyasla çok daha şaşırtıcı bölümler sizleri bekliyor :D . Yorumlarınızı merak ediyorum :) . Unutmayın yeni bölümü vote ve yorum sayısının yeterliliğine göre paylaşacağım :) . Diğer bölüm me görüşürüz :) . 

Uyumsuz | A Divergent Fanfiction 1Onde histórias criam vida. Descubra agora