6

10.5K 236 22
                                    

Bölümler düzenlenmiştir.

Ezgi,

Kulağımı tırmalayan çığlıkla gözümü açtım. Ne oluyordu sabah sabah?

"Böcek!" Büşra'nın bağırışını duyduğum gibi yataktan fırladım. Odadan koşarak çıkarken merdivenlerin başında toplanmış gruba baktım. Büşra elini iğrenircesine bir midesine bir ağzına götürüyordu.

Koşarken aniden burkulmuş bileğimin acısıyla yavaşladım.

"Ezgi böcek var orada!" Gözüm yere kaydı. Büyük bir böcek değilse sorun yoktu. Ama Büşra çığlık attıysa... düşündüm de Büşra çığlık attıysa böcek mikrop kadar bir şeydir.

"Hem de zehirli." Bartu bilmişçe konuştuğunda bir adım geri gittim ve yere daha dikkatli baktım.

"Öldürdüm işte." Burak elindeki peçeteyi gösterdi. Sanırım böceği onunla öldürmüştü. Çok iğrenç.

"Böcek dedikleri kelebek değil mi?" Burak bıkkınca baktı ve elindeki peçeteyi bakmam için uzattı. Bu dün kafama uçan böcekti. Yüzümü buruşturup bakışlarımı çektim.

Burak banyoya girdiğinde ben de merdivenlerden indim. Bu sırada kapı çaldı. Tüm grup burdaydı aslında, gelen kimdi şimdi? Oğuz kapıyı açtığında 2 polisle karşılaştık. Büşra hemen yanımda bitti. Polislerden biri konuşmaya başladı.

"Burak ve Ezgi Koç burada mı?" Reflesk olarak elimi kaldırdım ve cevapladım.

"Benim efendim. Burak da yukarıda." Bakışları bana döndü ve çok geçmeden tekrar konuştu.

"Hakkınızda şikayet var, ifade vermek için karakola götüreceğiz." Duyduğum sözler şok etkisi yaratmamıştı açıkcası. Burak adamı öldüresiye dövmüştü.

"Ezgi?" Büşra'nın sorgulayan bakışlar atması gerilmemi sağlıyordu. "Ben Burak'ı çağırayım." Hızla yukarı çıktım. Lavabonun lambasının açık olduğunu fark edince o tarafa yöneldim ve kapıyı tıklattım.

"Burak?" Seslendiğimde cevap geç gelmedi. "Ne?"

"Polisler geldi, hakkımızda şikayet varmış." Derin bir nefes sesinin ardından bıkkınca konuştu.

"Geliyorum."

"Burak hızlı ol polis kapıda bekliyor kaçacağımızı falan sanıcak." Kapının ardından sinirli bir ses yükseldi.

"Kızım rahat rahat işeyemeyecek miyim?" Alt kattakilerin duymaması için dua edeceğim sırada merdivenlerden adımb sesi geldi. Polis olduğum tarafa doğru gelmeye başladı.

"Ne kadar daha bekleyeceğiz?" Bıkkınca konuştuğunda bugün ne kadar bıkkın ses duyduğumu düşündüm. Az değildi.

Burak lavabodan çıktığında önce bana ardından polislere bakıp umursamazca odasına ilerledi.

"Burak bey lütfen durun." 1. Sorum; polis neden Burak'a bey diye hitap ediyordu? 2. Sorum; neden bu kadar nazikti?

Hızla odama girdim ve kapıyı kilitledim. Burak bana tip tip bakarken dolabıma ilerledim. Hem, bu adam nasıl bu kadar sakin kalabiliyordu?

"Hapse girmeden sevişmek mi istiyorsun?" Duyduğum sözlerle gözlerim kocaman açıldı.

"Hala sevişmek dediğimde aynı tepkiyi veriyorsun." Kısaca cevapladım.

"Burak biz şimdi hapse mi gireceğiz?"

"Sence buna izin verir miyim?" Vermezdi. Gülümsedim. Bu sırada kapı çaldığında bakışlarımı oraya çevirdim.

Bad At Love [Z.M]Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu