4

11.5K 248 97
                                    

Bölümler düzenlenmiştir.

"Benim karım böyle giyinemez." Söylediklerine sinirle soludum.

"Ne istersem onu giyerim."

"Göğüslerini daha ben görmemişken başkalarının görmesine izin veremem." Üstümdekini aşağı çekip ortaya çıkan göğüslerime baktığında hızlıca elini ittim.

"Asla göremeyeceksin."

Justin Bieber'ın bir sözü vardır bilir misiniz?

"Çıkar şunu." Diyerek odadan çıktığında oflayarak dolaba ilerledim. Daha açığını bulup onu giydim ve üzerime bir hırka geçirip fermuarını kapattım. Aşağıya indiğimde Burak alayla güldü.

"Hırka çok işe yaramış. Bugün şirkete gelmiyorsun." Kapıya adımlarken tekrar konuştu.

"Akşam geç geleceğim beni bekleme, dışarı da çıkma, kapıları kilitle, camları kapat, bir şey olursa beni ara, kapıyı kim o deme-"

"Defol Burak." Cevap vermeden kapıdan çıktı. Bilmediği birşey vardı. Bu dedikkerinin hiçbirine uymayacaktım. Hatta, yaklaşık 30 dakika sonra şirketin önünde olacaktım.

Yukarı çıkıp hızlıca giyindim ve makyajımı yaptım.

Pekala, arabam yok. Olsa da ehliyetim yok. Bu kıyafetlerle otobüs ya da dolmuşa da binemem. Metroya daha önce hiç binmedim, yani tam olarak bilmiyorum. Son çare; taksi.

Telefonumu cebimden çıkarıp taksi çağırdım. Gelmesini beklerken evin anahtarını aldım ve kapıdan çıktım.

10 dakika sonra evin önünde duran taksiye bindim.

"Nereye?" Sırıtmasına karşılık derin bir nefes aldım.

"Koç holding." Sırıtması devam ederken orta hızda sürmeye başladı. Bildirim sesi geldiğinde telefonumu açtım ve gelen mesaja baktım.

Kimden: Burak

Kapıyı kilitledin mi? Camları da kapat zaten hava soğuk. Aç kaldıysan lahmacun sipariş et, sakın kendin yemek yapma, zehirlenmeni istemiyorum. -Kocan-

Sinirle kafamı yukarı kaldırırken taksici herifle göz teması kurduk. Pis pis sırıtarak beni izliyordu.

"Biraz hızlanır mısınız?"

"Peki güzellik." Dediyi kelimeyle kaşlarım çatıldı.

"Anlamadım ne?" Sırıtışı genişlerken hızlandı.

"Çok güzelsin anlamında." Sinirle gözlerimi kıstım.

"Arabayı durdur." Gitmeye devam etti.

"Sevgilin falan var mı?"

"Arabayı durdur!" Alaycıl bir şekilde güldü. Bu da sinir hücrelerimin artmasına sebep olmuştu.

"Ne oldu şimdi? Ne güzel gidi-" Sözünü bağırışımla kestim.

"Polisi aramadan arabayı durdur!" Aynadan bana bakarken konuştu.

"Otoyoldayız duramam." Sinirle cırladım.

"Şu siktiğim arabasını durdur!" Sağ şeride geçti. Yavaşlayarak sağa çekti ve aynadan bana bakmaya başladı. Gözlerimi devirdim ve kapıyı açtım. İneceğim sırada bağırdı.

"Para!" Orta parmağımı gösterdim ve hızla arabadan indim. Taksimetreyi açmamıştı, açmış olsaydı bile böyle bir sapıkla 5 dakika geçirdiğim için onun bana para vermesi gerekirdi. Piç kurusu benden istiyordu. Yürümeye başladığımda üşümüştüm bile.

Bad At Love [Z.M]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin