"-Normal her şey buralarda. Baban yine her zamanki gibi gazete ve bulmaca çözmekle bense kafede." 

"-İyi o zaman kötü şeyler yok rahatladım, mutlu olun anne baba! Bu arada anne eğer kafede yoruluyorsan başka bir çalışan bulabilirim."

"-O kadar yaşlı değilim oğlum daha çok dinçim" Güldüm

"-Peki ama bir sorun olursa bana bildirin." 

"-Sende oğlum, görüşürüz"  

"-Görüşürüz!" Telefonumu kapattım ve saate baktım birkaç dakika sonra hastalar gelmeye başlayacaktı. İşlemleri yapabilmek için önümde bilgisayarı açtım. İçeriye ilgili dosyaları getiren hemşire girdi ve masama bırakıp bana bir şey isteyip istemediğimi sordu bende kahve istedim sonra odadan çıktı. Son kez telefonuma baktım hiçbir yanıt gelmemişti bile. Umarım bir şey olmamıştır. Kapı açıldı, hastalar gelmeye başlamıştı. 

       Hızlı bir şekilde muayene etmeye çalışıyordum hastaları. Arkamı döndüm güneş artık tepenin arkasına yüzünü saklamıştı, birkaç hasta daha vardı hala. Telefonla hemşireyi aradım ve öğle yemediğimi akşam yemeğimi yemek için yemek bölümüne ineceğimi söyledim. Hemşire hastaları bekleteceğini söyledi. Sandalyeden kalktım ve telefonumu kapatıp cebime koydum. Merdivenlerden hafif ama hızlı bir şekilde iniyordum. Cebime koyduğum telefonu tekrar elime aldım, 3 saat geçmiş olsa da hiçbir bildirim yoktu Baekhyun'dan. İlk arama bölümüne girdim ve aramaya başladım meşguldü. Mesajlar yerine girdim, 

Mesaj gökyüzüm'e:

  " Baekhyun-ah beni neden aramadın? Gerçekten şuan endişeleniyorum bana mesaj at Baekhyun!"

    Yemek bölümüne girdiğimde aklıma eşini aramak geldi. Gözlerim her tarafta arıyordu ama hiçbir yerde yoktu. Uzun bir nefes alıp verdim. Yemek yiyemezdim bu yüzden üst kattaki sekretere soracaktım. Merdivenlerden koşarak çıkmaya başladım. Sekretere hemen ismini ve soy ismini verdim. Bana arayacağını söyledi, birkaç dakika bekledikten sonra arabasını bindiğini söyledi. Koşarak park yerine gitti, hızlı bir şekilde onu arıyordum. Gözlerim onu bulduğu an koşmaya başladım, arabasını binecekti ki kolundan tuttum,

"-Baekhyun'a bir şey mi oldu?!" Şaşıran ve korkmuş gözleri yeri gösterdi. Uzun nefes alıp verdim ve tekrar sordum,

"-Nerede söyle lütfen!" Yüzüme bakarak,

"-En...en son sahilde görmüştüm." 

"-Hangi sahil?!" 

"-Daemyeong yakınlarındaki" Orası ilk buluştuğumuz yerdi. Hızlı adımlarla hastaneye doğru yürümeye başladım o sırada  Sun Yeon,

"-Chanyeol benim arabamla gidebilirsin." Saat çok geçti, zaman kaybetmemek için uzattığı anahtarı aldım ve arabaya bindim. Çok hızlı bir şekilde gidiyordum. Umarım bir şey olmamıştır.  Onu sadece bir günde üzecek ne olmuştu? Çok korkuyordum ya bir şey olduysa ona? Ellerimle saçlarımı karıştırdım. Bağırarak, 

"-Baekhyun!Kalbimi acıtıyorsun..." Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlamıştı bile. 

     Uzun bir süredir aynı şeyleri düşünüp aynı şeyleri söylüyordum. Sahile geldim ve hızlı bir şekilde arabadan inip kapıyı kapattım, hızlıca koşmaya başladım. Çok hızlı koşuyordum. Gözlerim o tanıyan gözleri ve bedeni arıyordu. Bizim o gün oturduğumuz yere doğru koşmaya başladım. Tam o gün oturduğumuz yere oturmuştu. Kalbim hem acıyordu, bedenim ise yorulmuştu. Gözlerim dolmuşt. Yanına koşmaya başladım. Önüne oturdum ve yüzüne baktım o şişmiş gözleri acıyan kalbimin yok olmasına neden oldu. Sıkıca sarıldım o andan itibaren ağlamaya başlamıştım, o ise hıçkırarak ağlıyordu. Ellerimle saçlarını okşamaya başladım. Dışarıda kalan ellerini belime sardı. Çok korkuyordum hala, ne için ağlıyordu? Bu kara üzülecek ne olmuştu. Ellerimle gözlerini sildim,

"-Baekhyun-ah ne oldu? Ne kadar endişelendiğimi biliyor musun?" Gözlerini gözlerime sabitledi ve,

"-Chanyeol dün Sun Yeon'nun ne dediklerini duydum. Sabah senin mesajın ile birlikte Sun Yeon için yaptığını anladım. Onun ile kahvaltı etmemi ve onla zaman geçirmemi istedin. Chanyeol-ah ben ne kadar ona ve çocuğuma iyi davransam da hiçbir şey değişmeyecek ben seninle mutluyum. Benden ayrılacağını anladım..." Ne diyeceğimi bilmiyordum

"-Baekhyun-ah ben eğer bırakacak olsaydım seni önceden bırakırdım bana senin evli olduğunu söylediklerinde bile ben yine seni tercih ettim."Şişmiş o gözleriyle bana bakarak,

"-Chanyeol beni bırakma..." Hafifçe güldüm ve,

"- Gökyüzünde olan o yıldızlar nasıl gökyüzüne bağlıysa bende sana öyleyim Baekhyun..."


That Sound|ChanBaek Where stories live. Discover now