-15-

166 20 4
                                    




Sabah gözlerimi erkenden açtım kalkıp kahvaltımı yapmak için mutfağa gittim o sırada telefonum çaldı. telefonumu alıp ekrana baktım "Gökyüzü" yazısını görünce gülümsedim. Uzun süremeden telefonu açtım.

"-Efendim?"

"-Bugün geliyorsun değil mi?"

"-Tabiki."

"-Okey, bekliyorum o zaman." telefonu mutfak masasının üzerine koyduktan sonra kahvaltımı yapmak için bir şeyler hazırlamaya başladım. Yaptığım kahvaltıyı bitirdikten sonra hazırlanmak için tekrar odama gittim. Gardılobumu açıp üstüme rahat bir kıyafet seçtim, altıma da açık mavi bir pantolon seçtim. Seçtiğim kıyafetlerimi giydikten sonra çıkmak için Baekhyun'nun kokusuna sahip olan montu giydim. Salona geçip kapıyı açtım ve ayakkabımı giyip kapıyı kapattım. Asansöre binip aşağıya indim. Arabaya da bindikten sonra arabayı çalıştırmaya başladım. Sürerken içimde kötü bir his vardı unutma, kaybolma korkusu bu his ilk defa olmuştu. Bugün güzel bir günde bu his saçmaydı. Umursamayıp yola devam ettim. Okula geldikten sonra yarışmanın yapılacağı yere gittim. Bugün yarışmaya katılanlar ve izleyenler yok yazılmayacaktı. Erken gelmiş olmalıydım ki en öndeki sıralar boştu ve bu yüzden en öndeki bir koltuğa oturdum. Yarışma başlamasına az kalmıştı ki herkes gelmişti ve heyecan dolu gözlerle sahneye bakıyorlardı. Jüriler de geldikten sonra 1. yarışmacı sahneye çıktı, hepsi büyük ihtimal konservatuar bölümündendi. En son ki yarışmacıya gelindiğinde Byun Baek'in ismini duydum. Sahneye geldiğinde üstünde beyaz bir gömlek vardı. Piyonayı çalmak için piyonanın önüne oturdu ve çalmaya başladı. Bu an tam benim Byun Baek'in odasında çektiğim resmi anımsatıyordu. Şarkıyı söylemeye başladığı an şoke içinde sahneye bakıyordum çünkü bu ses büyüleyici ses, beni etkileyen o şarkıydı. O gün öğrenemediğim ama beni sesi ile büyülüyen o kişi Byun Baek'ti. Şarkı bitti ve selamladıktan sonra gözlerimiz birbirimizi buldu. Kısa süreliğine bana sevimlilik dolu o gülüşü gösterdi ve sahne arkasına gitti. Jüriler kimin seçileceğini seçiyorlardı. Ben ise hala o gün ki gibi o sesin etkisinde kalmıştım. Belki saçma olabilirdi bir sesin, bir şarkının bir kişiyi etkilemesi ama beni etkilemişti. Yarışmacılar sahneye seçilmek için geldiğinde benim odak noktam sadece Byun Baek'ti. Bana baktığı an ona onun kazanacağını söyledim. O da utanarak güldü ve jürilere doğru döndü. Bir süre sonra sunucuya bir zarf verildi. Sunucu sahneye çıkıp,

"-Bu zarfta kazanan kişi belirli."dedi ve elindeki zarfı gösterdi ardında zarfı açtı. Sanki önceden tahmin etmiş gibi güldü. Herkes hep bir ağızdan "Byun Baekhyun!!" diye bağırıyorlardı. O sırada güldüm çünkü kimin kazanacağını çok iyi biliyorlardı. Sunucu zarfın içindeki kağıdı seyircilere gösterdi. Kağıtta "Byun Baekhyun" yazıyordu o sırada benim havaya kalkmam ile birlikte arkamdakilerde hep birlikte alkışlarla ayağa kalktılar. Byun Baek sahneden inip arkadaşlarının yanına gitti. Herkes ona sarılmaya başladı. Baekhyun arkasını dönüp bana doğru gelip bana,

"-Buraya gelip beni izlediğin için çok teşekkür ederim." samimi bir şekilde güldükten sonra sarıldı.

"-Her zaman sana destek olacağım." birbirimizden ayrıldıktan sonra bana bakıp,

"-Bu desteğini görmek her zaman isterim." ilk öylece yüzüne baktım sonra sesli bir şekilde gülüp onaylar bir şekilde kafamı yukarı aşağıya salladım.

"-Bana her zaman emin olabilirsin çünkü hep seni koruyacak ve destekleyceğim." birbirimize bir süre öylece baktık. Sonra ona,

"-Seni benim için özel olan bir yere götürücem." bana bakarak,

"-Merak ettim."

Arkamdan montumu aldım ve Byun Baek'e baktım sonra yürümeye başladık. Dışarıya çıktıktan sonra arabaya bindik. Arabayı çalıştırdım ve yanımdaki telefondan yeni bestelemeyi bitirdiğim 'Don't Go' şarkısını açtım. O sırada Baekhyun,

"-Neden şarkının ismi gitme?"

"-Çünkü belki o sevdiğim kişi ellerimden gidecekse o kişiye en son söyleyeceğim şey gitmedir." ardından ona baktım. Sanki o değilde ben gidecekmişim gibi hissediyordum.Asla bırakmayacağım, hep yanında olacağım kişiyi sanki ben bırakacakmışım gibi bir his vardı. Sabah ki o korku tekrar kalbimi kaplamıştı. Yola döndüğüm an başımın gözlerimin bulanıklaştı. Umursamadım çünkü bir anlığına olduğunu düşündüm. Ama bi süre sonra tekrar gözlerim bulanıklaştı. Byun Baek,

"-Park Chanyeol iyi misin?" yutkundum ve,

"-İyiyim sadece bir an önümü göremedim." Bana hala sadece öylece bakıyordu. Yanlış yönden gittiğimi geç anlamıştım çünkü o sırada karşımdan zıt yönden araba geliyordu. Direksiyonu yan tarafa çevirecektim ki araba takla atmaya başlamıştı. Her tarafım acımaya başlamıştı. Araba durduğu an. Gözlerim dolmaya ve kapanmaya başlamıştı. Yola fırlamıştım yüzüm tam gökyüzüne bakar bir şekilde yukarıya bakıyordu. Gökyüzü o yağacak yağmurlarını birleştiriyordu. Ay çıktı ama yanında o yarı parlayan eşini bulduğunda parlayacak yıldız yoktu çünkü o yıldız şuan son kez belki acı içinde gökyüzüne bakıyordu. Bu sefer o yalnız kalan yıldız kendi yüzünden yalnız kalıyordu. O gökyüzünü mahvetmişti. Gözyaşım yıllar sonra tekrar akmıştı bu sefer o gökyüzünü kendi elleriyle mahvettiği için. Olan o sesimle en yüksek seviyeyle "Özür dilerim GÖKYÜZÜ."

That Sound|ChanBaek Where stories live. Discover now