-28-

88 9 1
                                    

  Eşinin söyledikleri karşısında ne diyeceğimi bilmiyordum. Kısa bir süre düşündükten sonra onunda Baek'i sevdiğini gerçekten gözleriyle görebiliyordum bu yüzden üzülmemesi için biraz uzak durmaya karar verdim, nasıl yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Oturduğum yerden kalktım o sırada başını eğerek o da kalktı ve yatacağım odayı gösterdi. Yürüyerek kalacağım odaya doğru yürümeye başladık. Yanından geçtiğim odanın kapısı açıktı, içeriye baktım kapının önünde "Melody" yazıyordu, içerisi pembe ve beyaz eşyalarla doluydu. Güldüm ve yürümeye devam ettim. Eşi bir odaya girdi bende arkasından içeriye girdim. Büyük bir dolaptan battaniye ve yastık çıkardı, yatağa yastığı koyup çarşafı serdi sonra battaniyeyi koydu. Bitirdikten sonra kapıdan çıkmadan önce bana dönerek,

"-Lütfen yanlış anlama ama...Gerçekten endişeli olduğumu bilin." Bana bakan yüzünü tekrar yere eğdi ve gitti. Yorgun bedenimi yatağa attım,düşünmeye başladım. Ne yapabilirdim? Seven ve karnında çocuğu olan çaresiz bir anneye yardım etmem mi, yoksa yıllardır ilk defa aşkı başka birisinde gerçekten bulup ve bunun sonsuz olduğuna inan bir kişinin umursamadan aşkına devam etmesi mi. Bunun sonucunda iki durumdan da Baekhyun etkilenecekti ve onun üzülmesi benim için dünyanın sonuydu. Yorgun gözlerimi kapattım, sabahın olmasını bekledim.

                                                                 <--------------------->

    Saat 9.15 alarmım çalmaya başladı. Gözlerimi açtım ve yataktan yavaşça kalktım. Odada banyo olduğunu düşündüğüm başka bir tane daha kapı vardı. Kapıyı açtım düşüncelerim doğru çıkmıştı. Yüzümü yıkamak için musluğu açtım, yüzümü ve ellerimi yıkadıktan sonra havluyla da kuruladım. Banyodan çıkıp yatağımı da düzenledim ardından da odandan çıktım. Salona girdiğimde eşi kahvaltıyı hazırlamıştı ama ben beraber edemeyecektim çünkü işlerim vardı. Eşi o sırada gelip gelmeyeceğimi sordu bende demin düşündüğüm şeylerin aynısını söyledim. Montumu askılıktan alıp kapıyı açtım ve dışarı çıktım, hava güneşliydi. Hafif adımlarla yürüyerek arabaya bindim. Baekhyun'a eşi anlamaması için bakamamıştım bile, içim hiç rahat değildi. Montumun cebinden telefonumu çıkardım ve mesaj yazdım;

mesaj gökyüzüm'e:

  "Erkenden çıkmam gerekti. Kahvaltını et Baekhyun-ah! Eşin ile kahvaltı edip onunla eğlenmeye çalış seni dün çok merak etmiş sonra beni ara hatta her saat saniye aramaya çalış! Şimdilik görüşürüz gökyüzü...^^"

      Arabayı çalıştırıp hastaneye doğru sürmeye başladım. Umarım Baekhyun'a zarar verecek bir şey yapmıyorumdur. Yol boyunca hep bunu düşüneceğimi biliyorum çünkü hayatımın sevgi,mutluluk,yaşam kaynağıydı. 

      Uzun bir süre sonra hastaneye geldim ve hastanenin önüne arabayı park ettim. Arabanın bagaj kısmından da bilgisayarımı aldıktan sonra hastaneye girdim. Asansör önüne geldiğimde asansör gelmişti bu yüzden hemen asansörün içine girdim, "4." kata bastım ve asansör çalıştı. Asansörün içinde sadece ben vardım çünkü bu saatlerde hastanede çok fazla kişi olmuyordu. Kata geldiğimde odama doğru yürümeye başladım. Odamın kapısını açtım masama bilgisayarı koyduktan sonra askılıktan önlüğümü alıp giydim. Sandalyeye oturdum, uzun bir nefes alıp verdim. Telefonum çalmaya başladı, Baekhyun olacağını düşünerek hızlı bir şekilde telefonu aldım fakat ekranda "Annem" yazıyordu. Telefonu açtım annem;

"- Alo, Oğlum iyi misin?" Gülerek cevap verdim.

"-İyiyim iyiyim de neden bir şey olmuş gibi sordun?" Bu sefer o gülerek cevap verdi.

"-Uzun zamandır konuşmuyoruz nasıl merak et miyim? "

"-Özür dilerim anne, gerçekten her şey yavaş yavaş yoluna giriyor neye ne zaman vakit bulacağımı şaşırdım. Siz ne yapıyorsunuz babam ve sen?" 

That Sound|ChanBaek Where stories live. Discover now