-17-[Chanyeol]

166 17 5
                                    

"1 hafta sonra"

Gözlerimi yabancı bir yerde açtım. Burası hastaneydi. Kollarımı kalkmak için yanlarıma koydum ve yattığım yerden doğruldum. Oturur pozisyona geldiğimde pencereden dışarıya doğru göz attım. Güneş, gökyüzü ve bulutlar eski düzenlerindeydiler. Güneş her zaman gülüyordu. Bulutlar her zaman gökyüzünü süslüyordu. Gökyüzü ise o sakin maviliğini ve o sonsuzluğunu hiç bozmuyordu. Kalkmak için tam hamle yapacaktım ki dışarıdan ağlama sesini duydum. Tam o sırada sessiz bir şekilde kapı açıldı. İçeriye giren kişiyi tanımaya çalıştım ama o sırada,

"-Park Chanyeol!!" diyerek yanıma geldi ve boynuma sımsıkı sarıldı. Çok can yakıcı bir şekilde ağlıyordu. Yüzünü omzumdan çektikten sonra gözlerini benimle birleştirdi. Bu gözler bana tanıdık gelmişti. Bu Ha Naeul'du. 

"-Ha Naeul!?" hala ağlıyordu ve bu benim fazlasıyla canımı yakıyordu. Ardından odaya birkaç kişi koşarak geldi. İçlerinden iki kişi annem ve babamdı. İkisi koşarak bana sımsıkı sarıldı. Ha Neul "doktor" diye bağrıyordu. İçeriye bu sefer hemşire ve doktor girdi. Doktor hemen yanıma gelip kontrol amaçlı birkaç bir şey yaptı.  Anneme , babama ve diğerlerine birkaç bir şey söyledikten sonra herkes bir koltuğa oturmuş beni izliyordu. Bazıları da şükür ediyordu. Özellikle Ha Neul ve annem. Hala burada neden olduğumu bilmiyordum. 

"-Neden buradayım?" Annem bana dönerek,

"-Bir yere gidiyormuşsunuz o sırada karşınıza kamyon çıkmış ve sen onu görmeyip kaza yapmışsın bu yüzden şuan buradasın. Tanrıya şükürler olsun ki atlattınız." Annem anlatırken ikinci kişiyi de anlatıyordu. 

"-Yanımda kim vardı?"  Bu sefer Ha Neul'da bana dönerek o cevap verdi.

"-Byun Baek" İsmi duyduğum an kalbime bir sızıntı oluştu. Acıydı. Nedendi? 

"Byun Baek?" Bu sefer herkes gözlerini bana çevirdi. 

"-Neden? Ne oldu?" Annem:

"-Hatırlamıyor musun Chanyeol?" Sorduğum soruyu istemsizce sormuştum. Acıyla. Ama tanımıyordum. Kafamı iki yana salladım. Ha Neul:

"-Neyse şimdi hafızanı zorlama. Belki bir an kalktığın için böyle olmuştur. Biraz yat ve dinlen sonra ben sana hepsini anlatacağım." Kafamı onaylar bir şekilde salladıktan sonra kafamı yastığa koyduğum ve Ha Neul'un dediği şeyin tam tersini yaptım. Düşündüm. Hatırlamaya çalıştım. Nedense hatırlamak istiyordum. Annemin son söylediği şey ile kafamı tekrar kaldırdım. 

"-Baekhyun müzik yarışmasında birinci olduğu için yurtdışındaki okulu kazanmış bu yüzden taşınacaklarmış. Umarım daha iyi olmuştur. Çünkü hep aklı buradaydı." 

"-Taşınacak mı?" Annem tekrar kafasını bana çevirdi ve,

"-Üzgünüm ama evet." Anneme:

"-Ne zaman taburcu olacağım?" Annem ve Ha Neul bana şaşkınlık içinde bakıyorlardı aynı şekilde babamda. Annem:

"-Daha yeni uyandın Park Chanyeol!" dediği şeyi umursamayıp aynı şeyi tekrar sordum. Bu sefer annem.

"-Doktorla konuşmamız gerekiyor." 

"-O zaman şimdi sorabilir misin?" Annem hala şaşkınlık içinde bana bakıyordu. Annem oturduğu yerden kalktı ve odadan çıktı. Ha Neul gözlerini bana birleştirip:

"-Neden?" sorduğu sorunun cevabını aslında bende bilmiyordum ama birden kaybetme duygusu belirdi kalbimde. Kaybetme korkusu. Annem doktorla birlikte içeriye girdi. Doktor:

"-Güçlüsün." dediği şey ile birlikte samimi bir gülümseme gösterdim sonra elindeki evrağa bakarak,

"-Daha bugün uyandınız ve sizi hemen dışarıya çıkarmamız tehlikeli. Dikiş izlerinizin geçmesi için bir hafta daha geçmesi gerekiyor." 

"-Güçlüyüm ve bu yüzden bunu da başarabilirim öyle değil mi?" doktor gülmeye başladı.

"-Haklısın. Güçlü insanlar her zaman başarır..." düşündü ve,

"-Peki, güçlüler her zaman başarabileceğine göre bu delikanlıyı da taburcu edebiliriz amaa kesinlikle kendini çok yormayacaksın!"  Gülerek onayladım ve,

"-Teşekkürler. Başaracağım." Anneme baktım bana sadece o küçükken her çocuğa yapılan anne kızma bakışları attı. Annem:

"-Teşekkürler Doktor Bey." 

"-Geçmiş olsun." dedikten sonra odadan çıktı. Anneme dönüp,

"-Kıyafetlerim nerede anne?" Annem arkasındaki çantayı aldı ve bana uzattı. Odadaki herkese bakıp onlara çıkmaları için izin istedim. Kapıyı kapattıktan sonra çantayı açtım. Çantanın içinden kapüşonlu bir kıyafet aldım altıma da mavi açık yırtık bir pantolon aldıktan sonra onları giymeye başladım. Giyinmem bittikten sonra odadan dışarıya çıktım. Annem elinde olan montu bana uzattı. Montu giydikten sonra anneme el salladım ve öptüm. Annemde bana sarılıp el salladıktan sonra kapıya doğru yürümeye başladım. Arkamdan Ha Neul'un sesini duydum,

"-Park Chanyeol?"Arkamı döndüm ve bana yaklaşıp kafasını önüne eğerek,

"-Gerçekten gidecek misin?" Kafamı onaylar bir şekilde salladım. 

"-Chanyeol bunu her zaman söyleyeceğim seni seviyorum ve seveceğim ama hiçbir zaman geri dönmeyeceğini de biliyorum. Bir erkeği kıskanıyorum hem de o kişi en yakın arkadaşım çünkü sevdiğim erkek benden daha çok ona değer veriyor. Ama seni durdurmayacağım nerede oturduğunu söyleyeceğim." İlk söylediği şeye sanki her zaman alışkınmışım gibi umursamamıştım.  Adresi söyledikten sonra hastaneden çıktım. Koşarak kendi arabamı bulup arabaya bindim. Arabayı çalıştırırken monttaki koku birden burnuma doldu. Bu kokuyu sanki yıllardır duymuyordum. Bu koku bana bir yüzü hatırlatıyordu ama çok net olamıyordu zihnimde. Arabayı en sonunda çalıştırdım ve gideceğim yere doğru ilerledim. 

  Eve geldikten sonra arabayı durdurdum. Arabadan iner inmez evin kapısını çaldım.  Kapı açıldı tanımadığım bir yüz açtı. Ona,

"-Byun Baek bu evde mi oturuyor? Kadının yüzünde birden gülümseme oluştu ve,

"- O yurtdışında müzik okulunu kazandı bu yüzden birkaç dakika önce çıktı.Sanırım havaalanında" En son söylediği ile koşarak arabaya bindim. Arabayı hızlı bir şekilde sürüyordum. 

  Havaalanına geldiğim an arabadan indim ve içeriye girdim. Her yerde o tanıdık yüzü aramaya çalışıyordum. Hatırlamadığım bir yüzü nasıl bulacaktım ben? Gözümden kırık damlaları akmaya başladı. Gözlerimi silmeye çalışıyordum. Ama o kaybetme duygusu şuan daha ağır basıyordu. Sessiz bir şekilde "Byun Baek don't go!" diye fısıldıyordum. Arkamdan birisi,

"-Üzgünüm ama o gitti Park Chanyeol. Ama sana gitmeden önce sana bunu bırakmamı istedi. Bunu hastanaye bırakacaktım ama buraya geliceğini tahmin ettiğim için buraya geldim." Bu benim sınıfımdan olan Kyungsoo'ydu. Elindeki notu aldım ve okumaya başladım;

Park Chanyeol,  Seni en yakın arkadaşım olarak gördüm. Umarım sende öyle görmüşsündür. Senin beni koruduğunu, benim için yağmurun altında üşüdüğünü, yağmurlu o günde gökyüzü ve yağmur beni ıslatmasın diye verdiğin o montu özellikle senin bana gösterdiğin o sevgiyi ve yakınlığı asla unutmayacağım. Birinci olduğum o yarışmada seninle sevindik ama sonunda da seninle üzüldük.Belki bu mektubu okurken benim kim olduğumu hatırlamayacaksın ama bu en iyisi çünkü sana zarar gelmesini istemiyorum Park Chanyeol. Bestelediğin en son ki şarkı "Don't Go" bu şarkı benim için en önemli şarkı oldu. Umarım mutlu olursun.

                                                                                                                     Byun Baek 





That Sound|ChanBaek Where stories live. Discover now