10. Bölüm ~Hesaplaşma ~

4.9K 323 7
                                    

Ayaz 'dan

Dalgalı bir denizi andıran mavi irisleri gözlerimle her denk düştüğünde karanlık bir fırtınanın onu içine çektiğini hissediyordum. O çiçeklerin gelişinden sonra bir anda değişmişti. Konuşmuyor, gülmüyor ve sanırım doğru düzgün uyumuyordu da. O güzelim gözlerinin beyazına kan oturmuştu. Gergindi. Tedirgindi. Ve de huzursuzdu. Neden bilmiyorum ama bu hali içten içe beni de huzursuz ediyordu. Bakışlarında gezinen o hüzün dalgaları içimde bir yerlere dokunuyor ve kalbimi anlamsız bir şekilde sıkıştırıyordu. Bu garip değişiklikler zihnimi allak bullak ediyordu. Aklım sürekli ona kayıyor, bakışlarım gideceği yönü şaşırmış bir ok misali sürekli onu hedef alıyordu. Sanırım onu önemsiyordum. Bunun başka bir açıklaması olamazdı. Onu içine düştüğü savaştan çekip çıkarma arzum günden güne büyüyordu. Bir şeyler yapmalıymışım, gülüşlerini esir alan huzursuzluklardan onu uzaklaştırmalıymışım gibi geliyordu. 

Günlerce ne yapabilirim diye düşünmüş ve sonunda onu bu buhrandan biraz olsun uzaklaştıracak bir çözüm bulmuştum. Sunacağım teklifi kabul eder miydi bilmiyordum ama şansımı denemeye değerdi. Bu seyahat ona iyi gelecekti inanıyordum. Odama geldiğinde yüzüme ciddi bir ifade takındım ve Katar seyahati konusunda onu kısaca bilgilendirdim. Başta biraz şaşırsa da sonunda benimle Katar 'a gelmeyi kabul etti. Hayatımda belki de ilk kez çocuklar gibi sevindim. Onunla daha fazla vakit geçirme ve onu yakından tanıma imkanı bulacağım için mutluydum. Kendimi yeni yetme delikanlılar gibi hissediyordum. Bu kadın tüm dengemi altüst ediyordu. Üstelik bunu yapmak için özel bir çaba harcamıyordu. Duruşu, bakışı, sesi , herşeyi beni bilmediğim karanlık bir dehlize çekiyordu ve ben hiç düşünmeden peşinden gidiyordum.

Seyahat boyunca sessizdi . Yolculuğun büyük bir kısmını da uyuyarak geçirmişti. Kalacağımız otele ilk girdiğimizde hayranlıkla etrafı süzen okyanus rengi gözleri heyecan doluydu. Resepsiyonda uzun süre kalmam onu meraklandırdığı için sonunda dayanamayıp yanıma gelmişti. Ona aynı odada kalmamız gerektiğini söylediğimde ,yaşadığı şaşkınlığı unutmam mümkün değildi. İlk başta beklediğim gibi bu durumu kabul etmek istemedi. Kolay olmayacağını biliyordum. O, değerleri olan bir insandı ve içinde bulunduğu durum kişiliğine fazlasıyla aykırı duruyordu.  Benimle kalmak istememesinde ki sebebini açıkladığında ona olan hayranlığım bir kat daha arttı. Bu güne kadar tanıdığım hiçbir kıza benzemiyordu. Tertemiz ve masumdu. Onu böyle zor bir duruma soktuğum için biraz pişman olmuştum ama herşey onun iyiliği içindi. Otel anlaşma yaptığımız araplara aitti ve Behram denen o pislik herif ortalıktayken onu hiç bilmediği bu yerde, tek başına, savunmasız bir halde bırakamazdım. Her ne kadar aynı odada kalacak olmamız onu rahatsız etse de yanımda güvende olacak olması herşeyden daha önemliydi.

🦋

Akşam yemeği için giyindiği elbise ona o kadar yakışmıştı ki , onu bu şekilde kimsenin görmesini istemediğimi fark ettim. Evet henüz kendime itiraf edememiş olsam da gerçek gün gibi ortadaydı. Onu kıskanıyordum. Birilerinin ona benim gözümle bakması ihtimali dahi içimdeki kanın fokur fokur kaynamasına neden oluyordu.  Yorgun olduğum bahanesi ile odada yemeyi teklif ettiğimde neyse ki itiraz etmedi.

Keyifle yediğimiz akşam yemeğinin ardından yaptığımız uzun sohbet sayesinde hakkında birçok şey öğrenme fırsatı bulmuştum. Birbirimize iyi geceler dileyip odalarımıza çekildiğimizde yüzümde engel olmadığım aptal bir sırıtışla yatağıma uzandım.

Henüz uykuya yeni geçmiştim ki çığlık atan sesini duydum. Yataktan nasıl fırlayıp odasının önüne nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Kalbim göğsümden taşacak gibi çarpıyordu. O an yaşadığım endişeyi kelimelerle anlatamazdım. Kalbimin endişeli çırpınışı uzun yıllar sonra ilk kez yaşadığımı hissettirdi. Birileri için bir şeyler hissetmeyeli uzun zaman olmuştu.

~AFRA~ Where stories live. Discover now