×24×

230 27 12
                                    

Bölüm Şarkısı;Hozier - Eat Your Young

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm Şarkısı;
Hozier - Eat Your Young

×

Mary düğünü ile ilgili hayaller kurmaya on yaşındayken başlamıştı. O zamanlar izlediği filmler ve okuduğu kitaplar onu gerçek aşkın varlığına inandırmıştı çünkü. Gerçek aşkın öpücüğü ile uyanan prensesler, kötü cadılar ve sihirli krallıklar onu var olmayan dünyalara göndermiş ve rüyalarında kendi prensi ile tanıştırmıştı.

Gelinliğini giyerken bunları düşündü. Victor'u seviyordu ama o, düşlediği prens olabilir miydi?

Gerçek aşkı hayal etmeyi, büyüdüğü zaman bıraktı Mary. Büyüdükçe gerçek dünyaya adım atıyordu. Cadıların, sihirli krallıkların ve gerçek aşkın öpücüğünün olmadığı bir dünyaya. Onların yerini sıkıntılar, hatalar ve zorluklar almıştı. Farklı hayaller almıştı, öte yandan da. Daha yeni aklına geldi bütün bunlar. Çünkü evleniyordu. Bir prens kadar zengin bir adamla, şato gibi bir otelde ve prenses elbisesini andıran bir gelinlikle. Yine de masalın içinde gibi hissetmiyordu.

"...ardından da gelin ve damat anons edilecek, ondan sonra dansa başlayacaksınız ve..."

Mary dinlemiyordu bile. Yine daldığı düşünceleri onu alıp götürmüştü. Ancak omuzunda bir el hissedince kendine geldi.

"Bayan Hudson? Dinliyor musunuz?"

Arkasını dönüp, organizasyon şirketinin elemanlarından birine baktı. "Evet, evet dinliyorum." dedi ama söylediği tek bir kelimeyi bile hatırlamıyordu.

"Hazırlıklar tamam, konuklar hazır. Son olarak takılarınız kaldı. Duvağınızı da taktık mı, gitmeye hazırız."

Tamam anlamında başını salladı. Takılarının olduğu masaya dönüp Victor'un hediyesi olan pırlanta ve inci bezeli takıları taktı. En son yardımcılardan biri gelip duvağını da takınca, gelin hanım gitmeye hazırdı.

O sırada kapı çaldı. Girin komutu gelince içeri uzun boylu bir kadın girdi. Mary bu kadını tanımıştı. Nasıl unutabilirdi ki?

"Catherine?" dedi şaşkın bir ifadeyle.

Catherine Jackson, bütün zarafeti ile odaya girdi. Üzerindeki tek omuzlu lacivert elbisesi ve bacak yırtmacı onu yine mükemmel gösteriyordu. Sanki Yunan mitolojisindeki bir tanrıça edasıyla ona doğru yürüdü. "Biraz konuşabilir miyiz?"

Mary en son bu kadınla konuştuğu gece Victor ile kavga etmişti. O yüzden şimdi de konuşmak istediğinden emin değildi. Derin bir nefes aldı ve yanındaki yardımcılara çıkmasını söyledi. Kızlar sürü gibi odadan çıkınca sadece ikisi kalmıştı.

"Eğer yine Victor hakkında konuşmak için buradaysan-"

"Hayır." diyerek kesti onun cümlesini. "Barış yapmak için buradayım."

Şeytanın BahçesiWhere stories live. Discover now