×5×

435 34 0
                                    

Bölüm Şarkısı;Roar - I Can't Handle Change

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

Bölüm Şarkısı;
Roar - I Can't Handle Change

×

Mary'nin kendine gelirken duyduğu ilk şey, bayılmadan önce duyduğu son şeydi; kurtarıcısının sesi.

Boğuk dâhi olsa kulakları yavaşça kelimeleri seçiyor, bulanık da olsa gözleri renkleri ve cisimleri ayırt edebiliyordu. Gözlerini tamamen açtığında ise loş bir ortamda sırt üstü yattığını fark etti. Bilinci de yerine gelince, burasının aslında bir arabanın içi olduğunu anladı. Bayılmadan önceki korkunun verdiği o sinsi refleks nedeniyle uzandığı yerden sıçradı. Başını döndürüp etrafına baktığında da sürücü koltuğunda oturan yaşlıca adamı ve onun yanında oturan Victor'u gördü.

"Kendine geldin." dedi Victor, sesinde rahatlama ve sevinç vardı.

"Neredeyim ben?" diyebildi Mary gözlerini ovuştururken.

"Benim arabamdasın, sakin olabilirsin. Güvendesin."

Uzandığı yerden tamamen doğrulup oturur pozisyona geçti ve camdan dışarıya baktı. Güneş yavaşça doğuyordu. Yanındaki pencereden dışarı baktığında ise, evinin önünde olduğunu fark etti. Evini gördüğündeki o rahatlama duygusu bütün vücudunu kaplarken, halsizlik de onunla beraber geldi. Ancak sonradan gece olanları idrak edebildi. Bill, diye geçirdi içinden. İsmi bile tüylerini diken diken etmeye yetiyordu.

"Bill..." dedi fısıldayarak. Sanki sesli söylese, herhangi bir yerden fırlayacağından korkuyordu.

"Artık onu düşünme." dedi Victor. Sesinde insanı sakinleştiren yumuşak bir tını vardı. "İsimini bile ağzına almaya uğraşma. Bundan sonra sana zarar veremez." Mary'nin hâlâ kendi evine gözlerini dikip baktığını görünce devam etti. "Evine girebilirsin, annen ve baban henüz uyanmamıştır."

Anne ve babası geldi aklına aniden, ardından da onu gördüklerinde neler diyebilecekleri ve nasıl da çıldıracakları. "Bu hâlde nasıl gireri-" diyecek iken bileklerini inceledi fakat orada olmasını beklediği morluklar ve kızarıklıklar yoktu. Dizleri kanamıyor, çizikleri görünmüyordu. Hatta ağrısı bile kalmamıştı.

"Endişelenme," dedi Victor ön koltuktan uzanıp onun elini tutmak için yeltendiğinde. Ama Mary refleksel olarak kendini geriye itti. Şu an kimse tarafından dokunulmak istemiyordu ve uzun bir süre de isteyeceğini sanmıyordu. "Kusura bakma." dedi Victor anlayışlı bir şekilde elini geri çekerken. "Çantan ayak ucunda, ailen uyanmadan eve girsen iyi olur."

Eğilip ayak ucundaki çantasını aldı ve arabadan inmeden önce Victor'un gözlerine uzun uzun baktı. Nereden çıktığı, onu nasıl bulduğu ve adını ağzına almak istemediği o şerefsize ne yaptığını bilmiyordu ama dediği gibi, acele etmeli ve ailesi uyanmadan eve girmesi gerekiyordu. Şu an bu soruların cevabını alması için yeterli vakti yoktu. O da kısaca "Teşekkür ederim, her şey için." dedi. Karşılığında ise sıcacık bir gülümseme aldı.

Şeytanın BahçesiWo Geschichten leben. Entdecke jetzt