Marvel ile hayallerin zirvesi!

Bucky Barnes 2

.

yoğun istek üzerine.. asdfghj (Biliyorum çok geç geldi. üzgünüm.)
Yanlış görmediniz bu bölümü cidden attım.

. . . . . .

Elini tutuşu içinde birşeyleri kıpırdatırken elini bırakıyorsun. sen yavaşça yukarı çıkarken o da seni takip ediyor.

odandaki büyük banyoya girince o da giriyor.
onu yere oturtup dolaptan ilk yardım çantası çıkarıyorsun.
ayak ucuna oturunca eline cımbızı alıyorsun.

- acırsa söyle tamam mı?

sana kafa sallamasıyla hızlı ama nazik bir şekilde cam parçalarını çıkartıyorsun.
yüz ifadesine bakmak için kafanı kalırdığında dikkatle seni izlediğini fark etmen utanmana sebep oluyor.
başını tutup yüzünü ekşitince panikle
james e bakıyorsun.

- sen iyi misin?

sana kafa sallıyor ama iyi olmadığı belli. pekala bir delinin baş ağrısını düşünecek kıvamda değilsin.

yandaki küvete eğilip suyu açıyorsun.
ılık olması için biraz uraştıktan sonra kalkıp yan dolaptan temiz havlu çıkarıyorsun.

- sen duşunu al james bende sana temiz kıyafet ba-

+ gitme.

işte bu ton dan nefret ediyorsun. tehditkâr ve sert bir ton. emrediyor.
yavaşça kafanı sallarken telefonların çekmemesine ilk kez lanet okuyorsun.
james yavaşça kalkıp aynada kendine bakıyor. yüzünde yine masum ifade var.
soğukkanlı psikopat bir süikastçi gibi..
her an mimikleri ve duygusu değişiyor. akan suya elini uzatıyor. ve sonra kıyafetleriyle suyun altına giriyor..
kendini paralarcasına saçlarını çeliştirince panikle ona yaklaşıp ellerini tutmaya çalışıyorsun

- hey.. james kendine gel!

Her an duyguları ve yaptıkları değişen birini kontrol etmeye çalışmak sandığından daha zor.

seni dinlediğini düşünüyorsun çünkü hareketleri yavaşlıyor. tutmaya çabaladığın ellerini o yakalayınca yutkunuyorsun.
gözlerini gözlerinle buluşturuyor. ılık su damlaları onun yüzünü tararken gözlerinin çevresindeki siyah boya akmaya başlıyor..

Tanrım.. hayatında hiç bu kadar güzel gözlere sahip birini görmediğine eminsin.
suyun altında bile dolu gözleri seni izlerken kafasını omzuna koyuyor.

ayakta ve küvetin içinde duran james in ıslak saçları omzundan beline kadar inerken ürperiyorsun.
derin bir nefes alıp gülümsemeye çalışıyorsun. Nedense senin nazik sesini dinliyor gibi hissediyorsun.

- james?

ses gelmesede ellerini yavaşça ellerinden kurtarıp onun omzuna dokunuyorsun.

- hadi seni yıkayalım tamam mı?..
bak hiç bir yere gitmiyorum.

onu küvete oturtunca sağdaki şampuana uzanıyorsun. eline bolca sıkıp..

- bu gözlerini yakabilir o yüzden gözlerini kapatmalısın.

diyorsun. hızla başını iki yana sallıyor.

+ hayır gözlerimi kapatmıycam! asla.

sen küvetin yanına oturmuş bir vaziyette dururken ellerini beline sarıyor.

+ gitmene izin vermiycem.

- james ben gerekten gitmiycem. hem.. şuan beni tuttuğuna göre gitmiyceğimden emin olabilirsin. gözlerini kapa şimdi..

elindeki şampuanı yavaş hareketlerle saçlarına sürerken istemsizce gözlerini kapattığını görmek sırıtmana sebep oluyor.
cidden hayatındaki en tuhaf anı yaşıyorsun.