Loki Laufeyson

3.5K 196 131
                                    

- Beni bırakın sizi aptallar!

bağırmaya devam ederken seni tutan adamlar beyaz kapıyı hızla açıp seni içeriye fırlatıyotrar.
yüzüne kapanan kapıyı yumruklayarak bağırmaya devam ediyorsun.

- tanrı şahidimdir ki her birinizin sefil organları iflas edinceye dek işgence edicem ve acı çığlıklarınızda sadece 'öldür beni!' diye yalvarıcaksınız!

kapıya son kez tekme atıp sinirle ellerini saçlarından geçiriyorsun.
bulunduğun beyaz odaya göz gezdirirken yatağın yanında yere oturmuş dikkatle seni süzen kişiye odaklanıyorsun.
siyah omuzlarına dökülen saçları. parlak zümrüt yeşili gözleri ve uzun beyaz teniyle bezenmiş vücuduyla, adeta 'hepimizden üstünüm' diye bağıran adama tek kaşını kaldırarak bakıyorsun.

gözlerini senden çekmezken sende ondan çekmiyorsun. sessizlik uzarken ona doğru adımlayarak yatağa uzanıyorsun.

- biraz sessiz olursan bir kaç dakika kestiricem.

diyorsun sessiz adama. sana şaşkınlık ve tiskinme ile karışık bir bakış atıp konuşuyor.

- senle konuşmadım bile ölümlü. aksine huzurumu bozan senin itici sesindi.

- sus.

hiddetle ayağı kalkıp önünde duruyor.

- sen ne cüretle bir tanrıya emir verirsin!

gözlerini huzurla kapatırken tebessüm ediyorsun.

- tanrı mı? hani nerde?

sabrının taşmak üzere olduğunu belirtecek kadar hızlı bir şekilde duvara yumruk atıyor.

- tabiki tanrı benim! seni cürretkar aptal midgardlı!

- lütfen birkaç dakika kendinden bahsetmeden dur loki.

tam bağırıcakken susup sana bakıyor.
sen tek gözünü açarak ona kısa bir bakış atıyorsun ve tekrar kapatıyorsun.

- nasıl olur? kimsenin beni hatıtlamaması gerekirdi? sen nasıl beni tanırsın?

oflayarak yataktan doğrulur pozisyona geçiyorsun. lokiye elin gösterek iki kere yanına vuruyorsun.
o şüpheyle gösterdiğin yere otuturken konuşuyorsun.

- çünkü dün okuduğum bir iskandinav mitolojisi kitabında.. herşey yazıyordu. kim olduğunu bilmesemde lokinin kim olduğunu biliyorum.
hor görülüp haksızlığa uğramış, sevilmeyen ve bunun sonucu kötü olmuş bir çocuk. büyü ustası, onu tek seven kişi annesi, aslında bir buz devi, thorun üvey kardeşi falan filan...
loki diye dış görünüşleriniz ve konuşma tarzınız aynı diye dedim. seni tanımıyorum.

diyerek omuz silktin. yumrukları sıkılı bir şekilde bir müddet durup nefes veriyor. yumrukları gevşerken sırtını duvara yaslıyor.

- yinede bu imkansız. odin budalası güçlerimi elimden alıp beni buraya sürerken, tüm midgardlıların hafızasından silmi..

durup sana baktı. tek kaşını kaldırıp ona bakarken bu adamın deli olduğuna kanaat getirdin. neyseki sende bir deliydin. olmasaydın sıkıntı olabilirdi.

- beni herkesden sildi.. bir kişi hariç!

gözlerini gözlerine dikti. bu sefer umut vardı gözlerinde. ellerini teslim olurmuşçasına kaldırdın.

- hiç bana bakma ben deliyim. kesinlikle kaderine bulaşmak istemiyorum.

dedin yüzünü buruşturarak. o ise bunu önemsemedi.  sonrasında yüzündeki gülümseme yerini alaylı bir gülüşe bıraktı.

- kaderim, kaderi olan kişinin sen olması ve o kişinin deli bir midgardlı olması ne büyük ironi..

- kötülük tanrısı olup iyi olan, ailesi tarafından reddedilen, öfke kontrol sorunları yaşayan, bulaşmaması gereken mor tenlilere bulaşan, sadistçe dünyayı köleleştirmeyi düşünen, deli hastanesindeki bir başka deliye tanrılığından ve kaderinden bahseden asalak ben değilim!

sana susarak bakıyor. bakışları anlamak ister cinsten.
oflayarak odayı turluyorsun.
sessizliği o bozuyor.

- senin o olman biraz ilginç aslında.

- loki sus. cidden canımı sıkıyorsun.

- aslında aynı yerde olduğumuzu var sayarsak o kadarda tuhaf değil.

- loki sus!

sana inat konuşmaya devam ederken kitaptaki okuduğun kısım aklına geliyor.

lokiyi bulunduğu bu zindandan kurtarabilecek tek kişi onunla aynı kaderi paylaşandır.
zindandan çıkış ve kurtuluş anahtarı olucak kız ile, birbirleri için yaratıldıklarını fark ettiklerinde eninde sonunda mutu olabilmeyi başarmış olucaklardır.

kafanı iki yana salladın. onun gibi bir hayat yaşamıştın ve yazanlara uyuyordun. onu da deli diyerek bu yere tıkmışlardı senide.
üstelik bir kaç uzmanlık alanında üstün başarıların olmasına zağmen.
evlatlık alındığun zengin aile geldi aklına. istemsizce kafanı iki yana salladın.

- kaderimdeki kız sensin ölümlü. bunu değiştiremezsin.

- seni asgarda geri postalama veya güçlerini geri kazanman gibi bir çıkarın olmasa beni kaderinden söke söke silerdin loki!.. bana kaderden bahsetme. yaşadığım kadere tüküreyim.
senin yine de büyü gücün vardı! benim gibi aciz değildin.

kafanı başka bir tarafa çevirdin. yanına gelip elinden tuttu.
yüzüne bakarken deliler hastanesindeki en tuhaf durumda olduğunu fark ettin.
bir eliyle çeneni kendisine kaldırdı ve gülümsedi.

- benim kaderimdeki asla aciz olamaz. hem güçlerimi kazanmak için bu kadar hızlı davrandığım doğru ama..
bu, kaderim senin kadar güzel bir kadın olduğunu fark ettikten sonra attığım bir adım.

- benle flörtleşmeyi bırak da bana geçmişinden bahset.

diyerek onu yatağa oturttun. sende karşısına otururken bildiğin gerçeği neden anlatması gerektiğini anlamadı. Ama pek bir şansı yoktu.
güçlerine en kısa şekilde böyle kavuşurdu. birbirinize ne kadar aşık olursanız o zaman..
ve başladı anşatmaya.. küçüklüğünden beri olan her olayı, her cezasını, her nefretini, her haksızlığa uğtayışını anlattı. nasıl hayatının bir yalan üzere kurulduğunu, nasıl yaşamasının sadece bir barış anlaşması gibi kullanıldığını..
sadece çıkarları için var olduğunu..
hep kaldığı yalnızlığı ve uyumsuzluğu..
içindeki nefreti dökerken gözleri sık sık doluyordu.
sözlerini bitirirken sana sorarcasına gözlerle baktı.
sen yavaşça yerinden kalktın.

- yapılıcak tek bir şey var loki...
ittirirsen seni öldürürüm.

dedikten sonra ona yaklaşıp sıkıca sarılıyorsun. büyük afallamasına karşılık hareketsice duruyor.
geri çekilip kafasını başının altına yaşlıyorsun ve bir daha sarılıyorsun.
o ise bulunduğu durumu umursamadan sayıklamaya devam ediyor.

- yalnızdım.. herzaman.. hep! kimse istemedi beni.. annemin azıcık sevgisi de bana yetmedi.. herkesin ezikliyen tavırları..

derin bir nefes verdi ve kollarını beline sararak devam etti.

- sadece biraz saygı görmek istedim..
belkide sevgi? eğer güçlü olursam onların bu saçma tavırları gider ve saygı duyarlar sandım.
Kimse bana ne yapmam gerektiğini söylememişti ki?
sadece yaptıklarımın yalnış olduğunu söylediler.

burnunu çekiş sesini duyunca yüzüme acı bir tebessüm kondurdum.
saçlarının arasına minik bir buse kondurunca senden ayrılıp şaşkınca yüzüne bakakaldı.
az önce ne olmuştu öyle?
kafanı iki yana salladın.

- seni anlıyorum loki.. emin ol seni anlıyorum...

diyerek ona sıkıca sarıldın. evet üçüncü defa.. o da sana karşılık verirken
loki, hala bu sözleri nasıl sarfettiğini? nasıl sarılmana izin verdiğini? kendisinin nasıl sarıldığını? ve nasıl onu anlayabilen biri olduğunu anlamaya çalışıyordu..






loki aşkem çok mükemmel değilmi?
kime soruyorsam.
SEN MÜKEMMELSİN LOKİ!!



.

Marvel ile hayallerin zirvesi!Where stories live. Discover now