Steve Rogers (2)

1.9K 138 97
                                    

yaka paça dışarı ittirilirken öfkeyle gözlerini kapattıp bir kaç saniye sakinleşmeyi bekledin.

- ben gerçekten üzgünüm. bak.. bir şekilde bunu düzeltebiliri-

- kapa çeneni rogers.

sinirlendiğinde insanlara soy isimleriyle hitap etme gibi bir huyun vardı.
sakinleşmek amacı ile biraz yürümeye karar verdin. yavaş yavaş ilerlerken steve de bir adım arkandan geliyordu..
daha sakin olduğunu hissettiğide durdun. steve sana çarpmamak adına yanına geçerken konuştu.
sonuçta onunda bir suçu yoktu tüm suç lanet olasıca kaderdeydi..

- - - - - - - - - - 1 saat öncesi - - - - - - - - - - - -

- tanrım.. uyumama izin vermemeliydin steve!

uyandığında seni izleyen bir
kaptan amerika görmeyi beklemiyordun.
kafanı onun  omzuna yaslamış vaziyette uyumuştun ve bu utanç vericiydi. biraz uzaklaşmıştın ama hala çok yakındınız.
küçük isyanınla, gülümsedi.
ağzını açmış bir şey söyliyecekti ki kapının hızla açılması üzerine ağzı kapadı.
bu müdürünüzdü.
sen hızla ayağı kalkarken o da masadaki gözlük ve şapkasını kafasına taktı.

- burda neler oluyor! wanda nerde?
onun kıyafetlerinin senin üzerinde ne işi var?!

- efendim her şeyi açıklayabiliri-

- sen.. kovuldun! bir başka çalışanımın işini çalıp. mesai saatleri içinde işini yapmayıp bir odada erkek arkadaşınla fingirdeştiğiniz için!

şaşkınca ona bakarken steve sesini kalınlaştırıp olaya dahil oldu.

- bakın yanlış bir anlaşılma var. onu burda kalmaya ben zorladım.

müdürün onun kim olduğunu sorucağını biliyordun. olaya el atman lazımdı ve steve in yalan söyleme yeteneğinin düşük olduğunu da biliyordun.

- wanda da işin içinde mi? onunlada görüşüceğim hem sen kimsi-

- hayır. fazladan paraya ihtiyacım olduğu için onu kandırıp yerine geçtim. wandayı çok zorladım sonunda kabul etti.

elimle steve i gösterdim.

- o da müzenin kapanış saatinde müzedeydive ben işimi ihmal edip onu buraya getirdim. bütün suçlu benim.

müdür ikna olmuşçasına kaşlarını çattı ve
yaka kartını, kemerindeki şok cihazı ile el fenerini çekti.
içerdeki güvenliğe seslendi. güvenlik steve ve seni dışarıya kadar götürdü..

- - - - - - -  - - - şimdiki zaman - - - - - - - - - 

- önemli değil steve. biraz sinirlerim bozuldu.

anlayışla gülümsedi. sonra aklına bir şey gelmiş gibi sana baktı. gözleri söylemekle söylememek arasında olduğunu gösteriyordu.
en sonunda söylemeye karar vermiş gibiydi.
yanında durduğunuz kafeyi gösterdi.

- içeri girelinmi? sana bir teklifim olucak.

işsiz biri olarak kabul ettin ve ücra bir köşeye geçtiniz.

- seni işinden ettiğim için kendimi kötü hissediyorum.. ve telafi etmek isterim. kalıcak bir yerim yok ama iş bulabilirim. sende iş bulana kadar maaşımın büyük bir kısmını sana veririm?

önerisiyle gözlerin parladı. gerçekten yaparmıydı? seni tanımıyordu.. ve senin için çalışabiliceğini söylüyordu.
sırf sevmediğin işinden atıldın diye.
sözlerine karşılık sende bir öneri sundun.

- benim mütevazi bir evim var. istersen kendine bir düzen kurana kadar benimle kalabilirsin?

sana mahcupça gülümsedi.

Marvel ile hayallerin zirvesi!Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora