Loki Laufeyson♡

3.2K 202 159
                                    


Bu bölüm benden lokicilere gelsin.

Hızla gözyaşlarını silip koşarken arkana baktın.
onu göremesende bağırışlarını duyabiliyordun.
elinde tuttuğun defterin ve kalemini daha sıkı kavrarken sık ağaçların ötesinde büyük bir mağra gördün.
adımların senden bağımsız oraya yönelmişti bile.

bir gözyaşı daha yanaklarına firar ederken, girişi zar zor seçebilmiştin.
arkandan gelen bağırışlar çoğalırken korkuyla mağranın içindeki, köşede duran dar oyuğa saklandın.
küçük olduğunu zannettiğin, çukurdan düşerken çığlık bile atamıyordun. sadece sıkı sıkı günlüğüne sarılmıştın.
birden aşşağı düşmediğini, yukarı çekildiğini fark ettin.
gözlerini havaya kaldırırken ışık git gide yaklaştı ve ordan hızla fırlarken yere sert bir iniş yaptın.

göz yaşlarını diğer elinle silince durmaksızın akmaya devam ettiler.
nerde olduğunu bilmiyordun ama gözlerini açmaya cesaretin yoktu.
bir burun çekiş nidası duyunca cesarete gerek kalmadan korkudan açtın gözlerini.
tam karşında, duvara yasalanmış ağlaması yeni dinmiş birini görmeyi beklemiyordun.
derisinin bağzı yerleri maviydi ama bu sürekli değişiyordu.
en sonunda tüm mavilikler gitti.
Bembeyaz bir tene sahip, siyah saçları ve ağlamaktan olduğu belli olan kızarmış yeşil gözlere sahip biri duruyordu karşında.

Yerden kalkıp sırtını arkandaki mağra duvarına yasladın.
günlüğün ve kalemini yanına koyarken dizlerini kendine çekip sarılmıştın.
karşındaki sana, sanki zor bir bulmacaymışçasına bakıyordu.
yada uzaylı görmüş masum köylü gibi.
aslında ona atman gereken bakışları o sana atıyordu. bir anda ayağa kalkınca olduğun yerde titredin.
tuhaf ve inanılmaz kıyafetler giymişti.
düştüğün oyuğa gidip onu inceledi.
daha sonra yanına geldi. sen korkuyla geri gitmeye çalışırken bunun saçma bir davranış olduğunu fark ettin.
oyuğun ötesinde daha tehlikedeydin.
o yanına iyice yaklaşınca diz çöktü ve elini saçına uzattı.
tuttuğu saçının bir tutamını yavaşça elinden kaydırırken konuştu.

- midgardlı mısın?

sen aklında 'midgard' neresi diye düşünürken ona cevap verdin.

- hayır. texsaslıyım.

göz devirip elini çekti. karşına otururken günlüğüne uzandı.

- dünyadan mısın diye sormuştum.

günlüğü onun elinden hızla alırken sana öfkeli bakışlarını gönderdi.
itiraf etmek gerekirse biraz korkmuştun.

- e..evet dünyalıyım. y..yani midgardlı..

- acizliğini sezmiştim küçük yaratık.

derken tiksinti doluydu tonlaması. ona kaşlarını çatıp konuştun.

- acizliği ağlamak olarak görmem ama ben gelmeden ağladığın çok belliydi aci-

diyemeden sırtın duvarla buluştu.
boğazındaki bıçakla olduğun yere mıhlanmış gibiydin.

- ne cürretle! ne cürretle benle böyle konuşabilirsin seni aptal canlı!

boğazındaki bıçağı bastırırken ellerinle bıçağı tutan elini tuttun.
gözleri şaşkınca açılırken, nerdeyse kaybedicek hiçbirşeyin kalmadığı geldi aklına.

- birşey diyimmi? öldür beni! hadi öldür.

diye ellerini kendine bastırmaya çalıştığınca bıçağını çekip belindeki kınına yerleştirdi.
sen ona sorarcasına bakarken birşey demeden yanına geçip sırtını duvara dayadı.

- şuan senle uğraşamam midgardlı.

ona bakarak anladığını belirterek kafa salladın. hızlı ruh hali değişen biriydi. kafanı dizlerine dayarken yere bakıyordun.

Marvel ile hayallerin zirvesi!Where stories live. Discover now