18.bölüm

19 3 3
                                    

Eda'dan

Yusuf hala bana bakıyordu. Ama ben hiç oralı olmadım. Bakalım kendi annesinin bana kısmet bulduğunu öğrenince ne yapacak . Havalı havalı işten başka birşey konuşmak istemediğini söylemek kolaydı .Öğrenince bu kararının ne kadar arkasında duracak görücez.

****

Bir kaç gün sonra

Evde bavulları mı hazırlarken içim acıyordu resmen . Şu kıyafetlere resmen bir maaş harcamıştım . Evlat acısı gibi oturdu içime harcadığım para . Ben kendim ne güzel bol pantolon ve uzun tunik giyiyordum . Şimdi şu elbiselere bakıyorum da hiç bana göre değil gerçekten bu tarz .

Elime beyaz elbiseyi alıp havaya kaldırdım. Tam yazlık ve gideceğimiz yere uygun bir elbiseydi. Ama bana göre değil di işte . Sonra diğeri , bordo elbise ise daha uçuş uçuş bir elbiseydi  . Aldığım elbiseler yine uzun kollu ve dekoltesiz ama üzerimde duruşuyla hoş bir hava veriyordu bana . Sıra gecelik koymaya gelince bu kısım  en rahat olduğum kısım dı .

uzun tisort ve eşofman altlarımı  koydum ne de olsa yatak odamıza girecek değiller ya ,yinede ne olur ne olmaz diye bir tane de uzun fakat derin dekolteli bir gecelik ve sabahlık koydum bavula . İç çamaşır ve çoraplar bir sürü ıvır zıvır gereksiz alet edevat da aldım. Maşa ,saç düzleştirici ,makyaj malzemeleri. Bunları kullanmayı biliyordum ama hiç makyaj yapıp dışarda dolaşmamıştım . Şimdi iki hafta yüzümden çıkmayacak bunlar . Sırf tenime zarar vermesin diye en pahalılarından almıştım. Neyse işim bunlarla bitince , Çağla ve Ayşem'e veririm boşa gitmez .

Bavulumu kapatıp derin bir nefes aldım . Beni çok zorlu bir görev bekliyordu . Burda zorluk Ruslar değil di onlar işin kolay kısmıydı . Asıl sorun Yusuf'tu hala bana tavırlıydı . Hala zorunlu olmadığı sürece benimle konuşmuyordu bile. Ben birşey anlatırken bile başka şeylerle ilgilenip beni yok sayıyordu .

Sabah uyandım ve üzerime rahat bir pantolon ve üzerime iki beden büyük gibi duran bir uzun penye  giyip ,valizimi kapının yanına  bıraktım. Burdan direkt hava alanına gidecektik. Ordan da otele geçecektik . Pencereden baktığımda Yusuf apartmandan çıkıyordu. Hemen aceleyle çantamı ve valizimi alıp dışarı çıktım. Kapımı iyice kilitleyip merdivenlerden inmeye başladım . Apartman kapısından çıktığım da Yusuf'da bana doğru geliyordu. Ben birşey söylemeden hemen elimden valizi alıp bagaja koydu. Ve şoför koltuğuna oturup kapısını kapadı .

Ne yani hala bana bu şekilde mi davranacaktı ? Ben kendimizi samimiyete alıştırmayalım derken evliliğimizi kastetmiştim. Ama Yusuf benden nefret eder gibi davranıyor . Gerçekten çok kızdırmış olmalıyım .

Olan oldu bir kere , bende sessizce yerime oturup kapımı kapadım. Emliyet kemerini takarken
"günaydın "demeyi ihmal etmemiştim . Suratsız bir şekilde "günaydın  "diyip beni geçiştirdi . Bu kelimeyi öyle hir söyledi ki sanki başka birşey söylesem beni tersliyecek gibiydi . Ben yanlış birşey söylememiştim . O zaman bu kadar kaba bir tavrıda haketmiyordum .
" Yusuf daha ne kadar böyle davranacaksın bana  . Tamam sözlerim biraz sert oldu galiba ama ben yanlış birşey söylemedim . "

Uzun bir sessizlikten sonra "evet sen yanlış birşey söylemedin . Ben çok yanlış davrandım. Bu tavrımı yanlış anlama , seninde dediğin gibi kendimi yaşayacaklarımızdan sonrası için alıştırıyorum . "

"Ne yani bana hep böyle mi davranacaksın . Sanki ben yokmuşun gibi ."

Başını bir an çevirdi ve gözlerime saniyelik bir bakış attı ." O ne mümkün. Senin olduğun ortamlarda başka yapacak birşey bulamıyorum sana bakarsam... " Dedi ve sustu . Bana bakarsan ne olacaktı .

ŞEHADETUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum