Atarlı Prenses

50. İçimdeki Sıkıntı

ELİF :

Eylül'ü şuan gerçekten iyi anlıyorum. Şirketi 1 saniye boş bırakmaya gelmiyor. Dün saat 9'da çıkmıştım şirketten eve geldiğimde Doruk uyuyordu Aras ise daha gelmemişti. Dün şirketin işlerine kafam karıştı Mert'le Şeymanı unuttum tabi. Mertin canı cehenneme zaten sevmiyorum onu, ama Şeymayı bulmam lazım. Kızın şirket üzerinde o kadar zahmeti var ki, onu kaybetmeyi göze alamam.

Dün Eylül'ü arayıp haber vermek istesemde yapmadım çünkü onlar şimdi Selimle mutlu mesud tatillerinin keyfini çıkarıyorlar. Arayıp da huzurlarını kaçırmak istemiyorum hem de Mert salağının yüzünden. Zaten Eylül dönünce Mertin biletini keseceğinden adım gibi eminim. Eylül zaten eskiden beri karşıydı bu tür şeylere. Kadınlara karşı haksızlığa hiç bir zaman göz yummaz. Bunu yapan yakını dahi olsa affetmez.

Rujumu da sürdükten sonra makyaj masamdan kalktım. Saçımı düzenlemeye ihtiyacım yoktu çünkü kısa olduğu için sadece taramak yetiyordu. Hem Arasın da dediği gibi bana kısa saçda yakışıyor. Son kez aynada kendime bakarken Aras arkadan gelip bana sarıldı. Yüzünü boynumda saklarken başıma içten bir öpücük bıraktı.

"- İyiki varsın hayatım"

Bir kaşımı çattım

"Bir şey mi oldu?"

"- Yok sadece içimden geldi"

Gülümseyerek ona taraf döndüm

"Sende iyiki varsın sevgilim"

Ellerimi dudaklarına götürüp avuç içlerimden öptü daha sonra yüzüme aşkla baktı. Adeta gözerinin içi parlıyordu bana bakarken.. Bir anda beni kendine çekip sıkıca sarıldı

"- Seni çok seviyorum"

İşte Aras böyle biriydi oldukca duygusaldı çünkü o bir balık burcuydu ve duygusal olması gayet normaldi. Bense oğlak burcuydum ne kadar da uyumlu bir çifttik böyle.

"Bende seni seviyorum çok seviyorum"

Ayrıldıktan sonra birlikte aşağıya indik. Salona girdiğimizde kahvaltı masası yardımcımız Seher hanım sayesinde fevkalede görünüyordu. Arasla birlikte yerlerimize geçip oturduk bu sırada yardımcımız Seher hanım gelip başka bir çey isteyip istemediğimizi sordu.

"Yok Seher sağol, sayende sofrada her şey hazır bir tek kuş sütü eksik valla" :)

"- Teşekkürler Elif hanım"

Gülerek sohbetimize devam ederken aklıma takılmadan sormak istedim

"Doruk uyuyor değil mi?"