46. Kıskanıyorum!

404 21 2
                                    

ELİF :

"Doruuuk? Dur oğlum koşmaa"

"Ya oğluuum? Koşturma sabah sabah beni? Ya ben kime diyorum? Doruuk?!"

"- Yaa anne geyme peşiyimden lüffeen. Henna'lara gidicem ben"

"Ya ama oğlum Henna kreşe gidicek birazdan. Kreşde nasıl olsa görüyorsunuz bir birinizi"

"- Hayıy yaa şimdi görüceem been"

"Doruuk! Buraya gel!"

Beni dinlemeyip Eylül'lerin evine doğru koşmaya başladı. Bende tabi hemen arkasından gittim. Çünkü bu ayakkabılarla koşamıyordum. Sonuçta ben bakımlı bir kadınım ayy ne diyorum ben? Çocuk gitti, şimdi ara bul. Nereye gitti kaşla göz arasında?

Arka bahçeden çıkıp ön kapıya doğru gitmeye başladım. Doruk'u arkası bana dönük görünce hemen söylenerek yanına gittim

"Doruk ben kime di-"

Lafım yarım kaldı çünkü gözlerim bana ihanet ediyor ola bilirmiydi? Ama ama ama bu nasıl ola bilirdi? Ne işi vardı ki, burda?

Ben donmuş şekilde yüzüne bakmaya devam ederken

"- Aaa Eliif? Sensin değil mi? Evet evet sensin! Var ya çok değişmişsin"

Daha yeni kendime gelmeye başlamışken onu baştan aşağı süzmeye başladım sonda bakışlarımı gözlerine çıkara bildiğimde konuşmaya başladım

"Mert?! Senin ne işin var ki burada?"

Mert sırıtarak cevap verdi

"- Eylüle geldim"

Kaşlarımı çatarak cevap verdim

"Sen Eylülü nerdeb buldun ki?"

Mert kaşlarını kaldırarak yüzüme baktı "- Haberin yok mu senin? Eylül dün bana geldi sonra amcamlara gittik. Selimde ordaydı sonra onlar çıkınca ben amcamlarda kaldım. Birazdan da şirkete geçicez"

Mertin söyledikleriyle ağzım beş karış açıldı "Yaa demek öyle"

Ah Eylül ah, demek dün beni kandırıp Mert'in evine gittin demek. Selimle araları düzelmiş olmalı, kesin olanları anlatmıştır Selim.

Düşüncelerimden Doruğun sesiyle uyandım

"Anne? Ben aytık Henna'lara gide biliymiyim? Noyuuy?"

Atarlı Prenses حيث تعيش القصص. اكتشف الآن