8. Günaydın Prenses

2.4K 139 18
                                    

Sabah uyandım...saate baktım 7 buçuktu...okula daha vardı.. banyoya girdim güzel bir duş yaptıktan sonra odama geri döndüm. Dolabımı açtım. Okul formalarımı giyinip saçımı dalgalı yaptım...aşağı indim Zehra teyze kahvaltıyı hazırlamışdı. Kahvaltımı yaparken telefonuma 1 mesaj geldi. Baktım Selimdendi.

"Günaydın prenses, okula birlikte gidelim mi?"

"Günaydın tamam gidelim".

Kahvaltımı bitirmişdim.. çantamı alıb dışarı çıktım. Selim gelmişdi.
Arabasına yaslanmış beni bekliyordu.
Beni gördü ve gelib yanağımdan öptü. Bende onun yanağından öptüm. Sonra arabaya binib okula doğru yol aldık. Okula vardığımızda birlikte arabadan indik ve iner inmez Selim hemen gelib elimden tuttu. Sınıfa kadar el ele yürüyerek gittik. Tüm kızlar bize bakıyordu.

"Ee yani tabiki bakacaklar okulun en güzel kızıyla en yakışıklı çocuğu el ele önlerinden geçiyordu"

Evet doğru diyorsun iç sesim. Selimle aynı sınıftaydık. Tahmin ede biliyormusunuz? Ben Selim ve Berk üçümüz aynı sınıfta. Ama Berk'in bir daha bana bulaşacağını sanmıyorum. Çünkü dersini vermiştim. Sınıfa girdiğimizde her kes bize bakıyordu.. çünkü hala el eleydik. Berk bir bana birde selime bakıyordu. Ama ben aldırmadım. Selimle geçib arka sırada oturduk.. Berk baya sinirlenmişdi. Çünkü yumruğunu sıkmışdı. Ders fizikdi, bu derside seviyordum. Öğretmen soru sordukça her kesden önce ben cevaplıyordum.

Derslerim çok hatda baya iyi.
Seliminde dersleri iyi. Ama benimki kadar değil. Sınıfta en iyi selimle bendim. Berk hiç bir dersde cevab vermiyordu. Çok zayıfdı. Zil çalınca selimle okulun bahçesine geldik. Selim fark etmişdi benim iyi olmadığımı. Ve bana

"Canım iyi misin sen?"

"Selim benim sana bir şey söylemem lazım".

"Tamam canım dinliyorum ".

"Selim senden önce Berk bana bulaşdı. Bende dayanamayıb onu dövdüm. "

Selim ilk önce sinirlendi.. ama sonra bana bakıp gülümsedi. O gülümseyince bende gülümsedim.

"Demek o yüzden yüzü o haldeydi".

İkimizde güldük. Onu en çokda bu yüzden seviyordum beni anlıyordu.
Zil çalınca sınıfa gittik. Bu hafta sınavımız vardı. Selimle ben zaten 100 alıcaktık. Bizim için sorun yoktu.
Dersden sonra selim beni eve getirdi. Odama çıkıb üzerimi değişdim.Telefonum çalıyordu.. Annem arıyordu.

"Alo, anne nasılsın? "

-"İyiyim kızım sen nasılsın?"

"Bende iyiyim anne".

"Her zaman iyi ol canım kızım benim . Nasıl olduğunu sormak için aramışdım. Bakıyorum da çok iyisin".

"Evet anne çok iyiyim"

"Tamam kızım hoşçakal ".

"Hoşçakal anneciğim".

Telefonu kapattıktan sonra ne yapacağıma karar verdim. Bir an duraksadım ama sonra telefonumu çıkarıb hemen Selimi aradım. İlk çalışta açtı telefonu

"Alo selim?"
"Efendim canım".
"Nerdesin? "
"Evdeyim canım sen?"
"Bende, ya selim ben evde çok sıkıldım".
"Bak ne söyleyeceğim? Yarın konser var gidelim mi?"
"Olur canım. "

Konuşdukdan sonra evden çıktım arabamla şehri dolaşıyordum. Sonra birden bir kafenin önünde durdum. İçeri girdim. Bir kahve söyledim. Kahvemi içdikden sonra arabama tam binerken yolda bir şey gördüm.

Dikkatlice bakınca biri çocuğu dövüyordu..Gözlerime inanamadım. Gidib o kişiyi öldürmek istiyordum. Çocuğa nasıl el kaldırırdı ya?
Yanlarına gidib

"Sen ne yaptığını sanıyorsun?"

"Sen kimsin? karışma benim çocuğum o, ister severim ister döverim".

Daha fazla dayanamayıp dövdüm onu. Sonrada polis çağırdım. Polisler geldi çocuğu döven kişiyi tutukladılar. Çocuğuda çocuk esirgeme kuruğuna götürdüler.
Bende arabama binib eve doğru sürmeye başladım. Ne insanlar var şu hayatta, sırf para için kendi çocuklarını dilendiriyorlar. Nefret ediyorum bu tip insanlardan madem çocuğa bakamayacaksın ilerde ona böyle bir hayat sunucaksın o halde ne diye çocuk yaparsın ki? Ha ne diye? Boru mu ya? Çocuk bu! Onun da zamanla bir hayatı geleceği olacak! Bazı ebeveynler gerçekten çocuk yaparken onun geleceğini düşünmüyorlar. Benden size kısa ve öz bir tavsiye bakın şuraya not olarak bırakıyorum. Aklınızda olsun daim

"Çocuklar bu hayatın en masum olanları. Eğer ona bakacak gücü kendinizde göremiyorsanız o halde çocuk yapmayın. Ona ilerde berbat bir hayat sunacaksanız hiç yapmayın daha iyi. Her bir çocuk mutlu olmayı fazlasıyla hak ediyor. Üzmeyin onları.."

Atarlı Prenses Where stories live. Discover now