13. Bölüm : Peki dudaklarını nasıl unutacağım ?

4.2K 97 27
                                    

Önceki Bölümden :

Nefessiz kaldığımda dudaklarımı geri çektim ve derin derin nefes almaya başladım. O da hızlı bir şekilde nefes alıyordu.

Gerçekten nefessiz kalmıştık. Ne kadardır öpüşüyorduk ki ? 2 dakika ? Bilmiyordum. Gözlerimi açtığımda yaşadığım şok karşısında aldığım nefesi tutmuş, karşımdaki adama bakıyordum. Hareket bile edemeden sadece ona odaklanmıştım. Ağzından şu cümle döküldü :

- Seni sadece ben Öpebilirim Zeynep Yılmaz. Sadece ben ...

Yeni Bölüm :

Zeynep'in Ağzından :

- Seni sadece ben Öpebilirim Zeynep Yılmaz. Sadece ben ...

Kerem'in bu sözlerinden sonra resmen olduğum yere çivilenmiştim. Nasıl yani ? Ben Berkay'ı öptüm diye Kerem'i mi öpmüşüm dakikalardır ? İnanamıyorum ya. Lanet olsun. Ölmek istiyorum. Kerem'in zümrüt yeşiline dönmüş gözlerine baktıktan sonra içimden aniden doğan öfkeyle birlikte Kerem'i tüm gücümle ittim.

Bunu beklemiyor olacak ki sendeledi. Kendine geldiğinde az önceki sırıtan zafer gülümsemesinin yavaşça solduğunu gördüm. Gerçi belli belli belirsiz görüyordum onu artık. Gözlerimde biriken yaşlar onu net görmemi engelliyordu çünkü. 

- Sen ne yaptığını zannediyorsun ya ! Kim sanıyorsun kendini ?! 

Oratısız ses yüksekliğinde bağırmamdan sonra Kerem gözle görülür biçimde afallamıştı. Ne sanıyordu ki ? Boynuna atlayacağımı falan mı ? Kerem'den beklenmeyecek bir hareketti doğrusu. O kadar şaşırmıştı ki cevap bile vermedi.

- Bu .. Bu yaptığımızı unutacaksın tamam mı ? Böyle birşey yaşanmadı ! Ben bir hata yaptım.

- A-ama ..

- Aması falan yok Kerem ! Ben.. Ben seni Berkay sanmıştım. 

Kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım. Kırgınlık, hüzün, öfke vardı. Benim yanımda bunlar çok küçük şeyler kalırdı gerçi. Gözlerimden oluk oluk yaşlar düşüyordu. Ve geberesice yaşlar bir türlü bitmek bilmiyordu. Şu an ona olan karşı duygularımı tarif bile edemiyordum. Onu öldürmek istiyordum. Kafamı öne eğdim.

- Ben Berkay'a aşığım. Sen de Ada'ya . Bu yaptığın doğru değil Kerem. Lütfen unut bunu.

Daha sonra ona bir daha bakma gereği duymadan göz yaşlarımla koşarak ayrıldım. Arkadan Kerem'in belli belirsiz kısık sesini duyduğumda gözümdeki yaşlar daha da fazla arttı ve az öncekinden daha hızlı bir biçimde koşarak okulu terk ettim.

Kerem'in Ağzından :


Zeynep'le dans ediyorduk. İkimiz de susmuş bir vaziyetteydik. Gerçi konuşacak tek bir şeyimiz yoktu. Onunla neden dans ettiğimi bilmiyordum. Kafamı çevirip Berkay ve Ada'ya baktığımda Ada'nın Berkay'ın ağzına düşecek vaziyette olduğunu gördüm. Klasik Ada. Ne olacaktı ki . Her zamanki orospu halleri. Zaten beni sevmiyordu. Sadece benimle birlikte olmayı ve paramı seviyordu. Diğer tüm kızlar gibi.

Ama Zeynep daha farklıydı. Onunla sevgili olmak güzel olurdu aslında. Ada resmen 404 japon yapıştırıcı gibiydi. Onunla neden sevgiliydim ki sanki ? Zeynep'i çatlatmak için mi ? Yoksa Zeynep'in, evinde bana söyledikleri sözlere inat yaptığım için mi ? İnanın bilmiyordum ve bu karışık durum beni sinirlendirmeye yetiyordu.

Zeynep kollarımdan aniden ayrılınca düşüncelerimden sıyrılıp şaşkınca ona baktım. O ise bana bakmadan lavabonun yolunu tuttu. Tam Berk'lerin yanına geri oturacakken Berkay'ın da Zeynep'in arkasından gittiğini görünce bu fikrimden vazgeçip olduğum yerde beklemeye başladım. Bu çocuk gerçekten gerizekalı mıydı ? Daha az önce başka bir kızı öperken şimdi nasıl Zeynep'in peşinden gidebiliyordu. Bu kesinlikle gerizekalılığın daniskasıydı. Az önce ben kendime de mi laf çaktım acaba ? Yok canım. Berkay'la ben farklıydık yani. Sanırım. Of aman neyse..

Kıvırcık ve Turuncu (ZEYKER)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang