28. Bölüm : Doğumgünü Part 1

1.6K 83 5
                                    

Önceki Bölümden :


Gitmeden önce son bir kez yatakta uyumakta olan sevdiğine baktı. " Keşke böyle olmasaydı ." diye geçirdi içinden. " Keşke böyle olmasaydı." . Gözlerinin dolduğunu fark edince vakit kaybetmeden yatağın üzerine çömeldi ve Kerem'in dudağına minik bir öpücük kondurdu. Onu suçlayamazdı.

Kapıdan çıkarken ona son bir kez daha bakmayı ihmal etmedi. Kapıya kadar yürüdükten sonra elindeki ayakkabıları alıp giydi ve kapıyı açtı. Bu saatte taksi bulamayacağını biliyordu ve tek çaresi yürüyerek gitmekti.

İçeriye son bir kez daha baktı ve saatler önce bedenini paylaştığı adamın evinden çıktı. Artık ne yapacağı, ne olacağı varsa tek çaresi oluruna bırakmaktı.


Yeni Bölüm :



Ve adam bir daha bulmamak üzere kaybetti kadını.. Vesselam




Kerem'in Ağzından :


Gözüme gelen güneş ışığı ile huzursuzca kıpırdanıp elimle yüzümü kapattım. Diğer elimle de yatağın yan kısmına elimi koydum. Amacım Zeynep'e dokunmaktı fakat onun yerine elim soğuk çarşafa değince hızla elimi yüzümden çekip gözlerimi açtım. Yoktu.

Yattığım yerden hızla doğrulup etrafa bakınmaya başladım fakat yoktu işte, eşyaları bile yoktu. Gitmişti. Kahretsin, ben ne yaptım ! Siktir !

Kafamı tekrar yatağa çevirdiğimde Zeynep'in bulunduğu yerde bir koyuluk fark ettim.Ah, kandı. İlk kez benimle olmuştu ve ilkinin böyle olmaması lazımdı. Kahretsin, szarhoştu ve ona engel olmalıydım.Dediğini yapıp ona sahip olmayı değil.

Bir anlık sinirle yanımdaki yastığı fırlatıp dişlerimi sıkarak bağırdım. Ben yapmıştım !


Ayağa kalkıp yastığa yürüdüm ve elime aldım. Kokladım. Ah, buram buram Zeynep kokuyordu.Böyle olmaması lazımdı. Kendimden nefret ediyorum. Lanet olsun !


Birkaç Gün Sonra :


" Nasıl yani şimdi hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaksın ? " dedi Alina eline kızarmış ekmeği alırken.

" Aynen öyle. Başka ne yapabilirim ki ? "

" Peki bunu nasıl yapmayı düşünüyorsun, daha doğrusu bunu yapabilecek misin ? " .

Alina elindeki bardağı ağzına götürüp boğazındaki ekmeği temizlerken Zeynep ise hala çatalla ekmeğe işkence ediyordu. Alina'nın sorusuna istifini bozmadan cevap verip işkencesine devam etti.

" Hiçbir fikrim yok. Ama böyle olmak zorunda. Dediğim gibi, başka bir çaremiz yok. Olan oldu. Geriye dönmek mümkün değil ve eğer ki mümkün olsaydı, inan ki o lanet içkiye ağzımı bile sürmezdim. Ah, o gün aklıma geldikçe o kadar kötü oluyorum ki. Yapamıyorum, hiçbir şey yapamıyorum ve bu o kadar sinir bozucu ki hayal edemezsin. Bütün bunlar yetmezmiş gibi Kerem'in hala Ada adında bir sevgilisi var ve ben ara bozucu durumundayım. Hani şu filmlerde en nefret edilen kadın." dedi Zeynep portakal suyunu eline alıp içmeye başlamadan önce.

Alina dudaklarını sarkıttı. Üzülse olmazdı, sevinse hiç olmazdı. Arkadaşı o kadar büyük bir çıkmazın içindeydi ki. Tamam, mutlu olması gerekti belki de. Berk'le ilgili sorunlar çözülmüş, artık beraberlerdi ama Zeynep'in bu halini gördükçe mutlu olmak aklının köşesinden bile geçmiyordu.

Kıvırcık ve Turuncu (ZEYKER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin