Önceki Bölümden :
Zilin çalmasıyla sohbetimizi bölmek zorunda kaldık. Kapıya doğru ilerleyince pizzacımızın hızının ne kadar da belirgin olduğunu kendime hatırlatmadan edemedim. Kapıyı açtım veeeeee. Gördüğüm şey karşısında resmen YIKILDIM !
Karşımda ban en büyüğünden bir sırıtmayla bakan bir adet mösyö kas yığını vardı.Hadi ama hayat beni ne zaman mutlu yapmayı düşünüyorsun ?
- Kerem ? Ne işin var senin burada ?
Yeni Bölüm :
Zeynep'in Ağzından:
Aman Allah'ım.. Yok daha neler ?!
Aklımdaki kötü düşünceye engel olmaya çalışıyordum ama bu pek de mümkün olmuyordu. En sonunda kafamı delirircesine sallayıp kendime gelebildim ve karşımda,koyu bir sohbete dalmış olan Berk ve Alina'ya katılmayı düşündüm.
- Eeee istiyorsanız yemeğe geçelim artık. Yani siz masaya geçin. Birazdan pizza da gelir.
Berk ve Alina bana onaylan bakışlarla baktıktan sonra ayağa kalktılar ve masaya doğru ilerlediler. Berk önde,Alina arkadaydı. Alina bi anlığına bana doğru eğilip işaret parmağıyla masaya yerleşmek üzere olan Berk'i gösterdi ve sadece ikimizin duyabileceği bir sesle :
- Bu, hayatımın en ama ennn güzel günü galiba Zey Zey ..
Ağzımdan minik bir kıkırtı çıkıverdi. Bu kız bu çocuğa gerçekten abayı yakmıştı.D arısı benim başıma . Yani yakışıklı ,kaslı,adonisli falan olabilir aslında. Gözüm gönlüm açılır baktıkça böyle iyi olur benim için de yani. Evet canım okuyucularım,o güzel aklınıza hemen mösyö kas yığınını getirmemişsinizdir umarım. Zira o öküz beyle aklımda hiçbir düşünce ya da bir hayal zerreciği yok. Olmasını da düşünmüyorum.
Tabi sadece hayal etmekle olmuyor. Birazcık istemek,çaba sarfetmek lazım değil mi ? Sonuçta oturduğum yerden adonisli erkek fırlatmıyorlar. Gerçi fena fikir de değil ha . Düşüneyim ben bi ara bunu. Her neyse. İyileştiğim zaman ilk iş üniversiteyi gezip gözüme bir tane erkek kestirmek olacak. Yoksa ben burada sap olarak öleceğim.
Çalan zil ile düşüncelerimden sırılıp kendime geldim ve ayağa kalktım. Kapıya doğru geldiğimde az önceki düşüncem aklıma gelmedi değil. Allah'Im ne olur öyle birşey olmasın. Lütfen. Elimi kapıya götürdüm ve yavaş bir şekilde açtım.
Kapıyı açtığımda bıyıklı pizzacı amcayı görünce farkında olmadan tuttuğum nefesi verdim. Evet,bu iyi bir haberdi galiba. Sanırım.
- Al gızım pizzanız.Kusura kalma biraz geç getiriverdim. Bu İstanbul'un trafiği yok mu ? İnsanı güzelim şehirden bezdiriveriyor gari.
- Anlıyorum amcacım. Haklısınız da alsam ben pizzayı artık ?
- Ay gızım yolda bir adama çakmışım. Adam 20 dakka telefonda konuştu gari. Hemi de arabayı durdurmuş herif. Madem konuşuyon arabayı ne durduruyon be adam !
Ben de en sonunda sinirleniverdim çıktım motordan gittim adamın yanına . Dedim gardaş sürsene arabayı pizza bus kesti valla. Yiter ama ! Daha sonra adam da dedi ki ...............
Ayh yetişin gomşular bana bir şeyler oluveriyor gari.
- Amca anlıyorum ama ...
- Şevket Amca ?
Pizzacı amcanın arkasından gelen yabancı bir sesle güzel ve keyifli (!) sohbetimizi yarıda bıraktık ve sesin olduğu yöne doğru kafamı kaldırdım. Ay ama yeter ya ! Öldürün beni,atın denizlere. Acaba bayılma numarası yapsam yerler mi ? Çünkü şu anlık için kesin çözüm bu. Bayılmak için uygun ortam var mı diyerekten istemsizce gözlerimi yere çevirdim ve hesaplamya başladım. Ben şimdi burda bayılsam kesin kafayı biyerlere çarparım. Ayrıca yani sokak burası,soğuk zemindir. Üşürüm hasta olurum falan kim uğraşacak şimdi. Hesaplamamı bırakıp kafamı Bıyıklı Pizzacı Şevket Amca'ya ve Kerem'e döndüm. Onlar baya baya koyu bir sohbete başlamışlardı. Hey ! Burada bir Adet Zeynep var. DUYURULUR ! En sonunda dayanamayıp Kerem'e dönerek korkulu hayalimdeki konuşmayı tekrarladım.
YOU ARE READING
Kıvırcık ve Turuncu (ZEYKER)
ChickLit" Hala benim kıvırcığımsın değil mi ? " derken sesi titrek çıkmıştı genç adamın, gözündeki yaşlar hazırda bekliyordu. Genç kız cevap veremedi. Onun yerine eskiden tek güvendiği sığınağı olan zümrüt yeşili gözlerinden çekti gözlerini. Bir daha ne zam...
