17. parça "Günahlar ve aşk"

810 45 2
                                    

Kai Jaleen'e gururla bakıyordu, onunla tamamen gurur duyuyordu! Kendini geri attı, yatağa tamamen uzanmıştı. O sırada üstüne birşey atladı ve aniden başını kaldırdığında karşısında mini mini bembeyaz bir köpek vardı! 

"Napıyosun üstümde!!" 

Jaleen gülerek onları izliyordu, bu görüntüden oldukça hoşnuttu.

"Prens seni kendi selamlama şekliyle selamlıyor..."

"Prens mi?!" Kai doğrulmaya fırsat bulamadan Prens onun yüzünü yalamaya başlamıştı. Kai başını çekmeye çalışıyordu, sonunda onu tuttu ve doğruldu. Jaleen'e şok gözleriyle bakıyordu.

"Yüzümü yaladı, benim yüzümü!" Prens'e baktı. "Şş seni ufak şey. Ben senin bildiğin erkeklerden değilim!"

Prens başını eğip özür sesi çıkardığında Kai dayanamadı, burnunu onun burnuna getirdi. "Tamam, bağırmıyorum."

Jaleen onları izlerken Kai'nin bu halini sevdiğini düşündü. Kai ürkütücü, ağzı bozuk, huysuz, en önemlisi bir katildi. Ama onun geçmişinde bir yerde sıkışıp kalmış hisler olduğunu biliyordu. Kai Prens'le oynarken, kapının kapanma sesi geldi. Jaleen korkuyla kendi kapısına baktı, koşarak kapıyı kapadı. 

"Annem geldi!!!"

Kai ona umursamadan baktı. "Ne yapalım yani? Aşağı git işte, odana gelcek değil ya."

"Saçmalama!!" Jaleen bir süre düşündü. "Evet, haklısın." Jaleen dışarı çıktı ve kapıyı kilitledi.

Kai arkasından bir süre baktı, sonra Prens'i yere bıraktı. "Bu kadar telaşlı olmasına rağmen bu kadar cesur davranması... aptalca." Kai ayağa kalkıp odaya bakınmaya başladı, bu odayı daha önce de karıştırmıştı. Dolabı açıp Jaleen'in kıyafetlerine bakındı. "Of ne kadar zevksiz..." Yine de bütün kıyafetlere bakıyordu, etrafı kolaçan edip biraz yaklaşıp koklamıştı bile. Evet dolabı tamamen Jaleen gibi kokuyordu. Bu güzel kokuyu iyice içtine çekti, dolabın kapaklarını kapattı. 

Jaleen odaya girip kapıyı tekrar kilitledi. "Dua edelim de resimlerin televizyonda, gazetede yayınlanmasın."

"Noldu?"

"Hiç... Sıradan şeyler." Jaleen etrafa bakınıp yatağına oturdu. "Annem seninle görüşüp görüşmediğimi sordu. Görüşmem konusunda oldukça ısrarlı..."

Kai gülerek onun yanına oturdu, gerçekten eğlenmişti. "Ciddi misin sen? Annen beni senin için ister mi acaba?"

"Kai!" Jaleen sinirle ona baktı. "Annem senin 'günah'larını öğrenirse neler olur biliyor musun?"

"Bilmiyorum... Neler olur?" Kai elini yatağa koyup ordan destek almış, Jaleen'in yüzüne yaklaşmıştı. Onun dudaklarına bakıyordu. Jaleen hareket edemedi, nefes almaya çalışıyordu sadece. Bu anı bozan ses, Magnum'a aitti. Dışarıdan gelen havlama seslerini duyan Jaleen hemen pencereye gitti. 

"Aaa Magnum gelmiş."

Kai sinirden deliye dönmüş, Magnum'a küfretmek üzere ayağa kalkmıştı. Jaleen elini ona doğru uzattı ve 'dur' işareti yaptı. Ona bakmıyordu. Karanlığın içinde MR'ın yüzünü görmüştü. Onu görmemiş gibi davranıp Magnum'a biraz daha bakındı ve pencereyi kapatıp perdeyi çekti. 

"Neden..?"

"Şey... Kai... O adam... sanırım aşağıda..."

"Kim?.. MR MI?! Nerde o piç, onu şimdi yakalayıp......" Kai pencereye yöneldiğinde Jaleen onu zorlukla durdurdu.

"Duurr saçmalama! Aşağı inip yakalanmak mı istiyosun! Onu daha önce de bir iki kez görmüştüm, seninle ilgili değil."

"Şerefsiz... Adi herif. Ona bugüne kadar güvendim, sırtımdan neden bıçaklad?!"

"Bilmiyorum.. Ama hiç sırası değil..." Jaleen dolabına yönelip Kai için pijama bakınmaya başladı. Kai sessizce gidip arkasından sarıldı. Çenesini onun başına yaslamış, ellerine yetişen ellerini tutmuş ve gözlerini kapamıştı. Jaleen dolaba bakakaldı.

"Teşekkür ederim. Karşıma çıktığın, bana kalbini açtığın için.. Beni değiştirdiğin için, kendi ruhuma yolculuk yapmama sebep olduğun için.. Ve sana böyle sarılmama izin verdiğin için." Kai gülüyordu, Jaleen üstündeki şaşkınlıktan sıyrılıp hafifçe gülümsemişti. 

"Kai... Sana alışmama izin veriyorsun.. Beni üzmemek için, kendini hiç bi zaman tehlikeye atmaman gerek..."

"Evet, artık yaşadığım hayattan mutlu olmak için bir sebebim var... Hatta ilk kez şanslı hissediyorum."

Jaleen gülümseyerek başını çevirdi, Kai'nin yüzünü görmek istiyordu. Kai de onun gözlerine baktı. Jaleen hafifçe başını kaldırdı, Kai onun dudaklarına bakıyordu. Dudaklarına yaklaştığında önce masum bir öpücük kondurdu. Ardından onu aşkla öpmeye başladı. Onu hem sıkı sıkı sarıyor, hem de tutkuyla öpüyordu. Jaleen yavaşça sıyrılıp ona döndü, ama hala öpüşüyorlardı. Jaleen onun boynuna sarıldı, bu odadaki tüm yalnızlığını yok etti. Kendilerine geldiklerinde ikisi de yataktaydı, Jaleen Kai'nin üstüne uzanmıştı. Buraya düştüklerini anımsadılar, Jaleen kendini yana doğru çekti. İkisi de tavana bakıyordu. Kai kalbini tutmak istercesine elini kalbinin üstünde tutuyordu...

Jaleen bir süre soluklandı... "Gerçekler... gerçekler gizli kalmayı beceremiyor.. Günahlar da.... aşk da..."

Kai aniden başını çevirip ona baktı. "Aşk mı?"

Jaleen inatla tavana baktı. "Başka türlü isimlendiremedim." Yanaklarındaki kırmızılıktan kurtulamıyordu! 

Kai dudağını ısırdı ve gülerek tekrar tavana baktı. "Başka bi isme gerek yok zaten..."

Jaleen gözlerini sıkıca kapadı, sonra açıp doğruldu. Telefonuna uzanıp ekranı açtı.

"Ooo saat kaç olmuş, baya olmuş. Geç olmuş. Hadi uyku zamanı. Dolaptan bak.. Şeye bak işte kıyafete. Tişört vardır orda, giyinirsin banyoda."

Kai doğruldu. "Artık lise öğrencisi değilsin, bu saatte uyumanın ne anlamı var?"

"Bütün gün konuştuk çenem ağrıdı, kalk kalk kalk!" 

Kai oflayarak ayağa kalktı, dolaba gidip eline gelen bir tişörtü aldı ve giyinip odaya geri geldi. Jaleen çoktan giyinmiş yatağının içindeydi. Ona dik dik bakarak yatağın diğer ucuna gitti, yerdeki yorgana baktı. 

"O gece seni yerde yatırmamın cezasını misliyle çekiyorum."

Jaleen Kai'nin üstündeki tişörte baktı ve gülerek başını çevirdi. "Giydiğin tişörtün üstünde neden 'Kiss' yazıyo Kai??"

Kai üstüne bakıp tekrar hayal kırıklığı yaşadı. "Zaten daracık oldu, bi de rezil oldum. Mükemmel herşey." Yorganın üstüne oturup uzandı.

Jaleen hala gülüyordu, başını kaldırıp ona doğru baktı. "Şikayet etme.." Prens Jaleen'in yanına gelip kurulmuştu bile.

Kai derin bir nefes alıp yerine alışmayı umut etti. "Daraldım.." Bir o tarafa, bir bu tarafa dönmeye başladı. "Şu yatağı biraz çeksek mi acaba?"

Jaleen gözlerini çoktan kapamıştı. "Lütfen, uyu..." Kai dönüp durmaya devam ederek saatlerini harcadı. Herşeye rağmen her an Jaleen'in dudaklarını düşünüyordu...

Bir seri katilin aşk defteriWhere stories live. Discover now